Let me die traducir turco
1,065 traducción paralela
Are you going to stand there and let me die?
Orada durup ve ölmeme izin mi vereceksin?
They wouldn't let me die, so I went back to the church.
Ölmeme izin vermediler. O zaman kilisenin küçük meydanına döndüm.
There rust, and let me die.
Paslan orada, ben de öleyim.
Parma won't let me die.
Parma ölmeme izin vermeyecek.
He can't let me die like this!
Bu şekilde ölmeme izin veremez!
Why did not you let me die?
Neden ölmeme izin vermedin?
don't let me die unavenged.
Ölmeme izin verme... intikamımı almadan,
Let me die!
Bırak öleyim!
O, happy dagger, this is thy sheath, there rest and let me die...
Ey mutlu hançer, burası senin kının, orada dinlen... ve ölmeme izin ver...
Don't let me die with my boots on, mister.
Çizmelerimle ölmeme izin verme, bayım.
You should have let me die.
Ölmeme izin vermeliydiniz.
Why didn't you let me die?
Niye engellediniz ki ölmemi?
- Please, don't let me die.
- Lütfen, öldürme beni.
You all should have let me die instead of bringing me back to life.
"Beni boğmalıydın, Lionello..."
Let me die.
Git artık! Ölmek istiyorum.
Let me die I will
Öldür beni! öleceksin
From the Cul-de-Sac in which you let me die.
- Senin yüzünden ölü bir adam oldum
- Please... don't let me die like this not knowing...
- Lütfen... - Neden benim sakalımı... çekiyorsun? Sahtekarlar gibi ölmeme izin verme...
Please don't let me die.
Lütfen canımı bağışlayın
Don't let me die before morning.
Sabahtan önce ölmeme izin verme.
Don't let me die.
İzin verme.
- Don't let me die.
- Ölmeme izin verme.
I will naturally uphold justice and if I err, let me die a million deaths
Adaletin yerini bulması için elimden geleni yapacağım Eğer yanlış yaparsam, acılı bir ölüm beni beklesin
"Now redeem me of my sorrows, or let me die"
" Şimdi beni kurtar yada ölmeme yardım et.
God, don't let me die on West 31 st Street.
Tanrım, West 31. Caddede ölmeme izin verme.
Don't let me die.
Ölmeme izin verme.
Let me die in peace.
Bırak da huzur içinde öleyim.
And let me die soon too, please!
Ve benide öldür, lütfen!
- Let me die. I want to die! "
- Bırak öleyim, ölmek istiyorum.
Let me die!
Ölmeme izin verme!
Let me die not in hunger...
Ölümüm açlıktan değil...
It won't let me die.
Ölmeme izin vermiyor.
Please, let me die.
Lütfen, bırak öleyim.
I pray to Siva, "Let me die," but I do not.
Şiva'ya "Bırak öleyim." diye dua ettim ama ölmedim.
Take me back to Queens and kill me. Don't let me die in a jungle like a goddamn snake.
Balta girmemiş bir ormanda, Allah'ın belası bir yılan gibi ölmeme izin verme
They won't even let me die in peace...
Huzur içinde ölmeme bile izin vermeyecekler...
Okay, as you're going to die soon, let me be frank so you can die in peace
Yakında öleceğin için sana herşeyi anlatacağım! en azında bilerek öl!
Don't let her touch me. She'll die.
Bana dokunmasına izin vermeyin.
♪ Let me live until I die ♪ In No Name Town ♪
Ölene kadar beni bırakın, bu isimsiz kasabada...
♪ Let me live until I die ♪ In No Name Town ♪ Let me live until I die... ♪
Ölene kadar beni bırakın, bu isimsiz kasabada... beni bırakın, ölene kadar...
I never meant to tell you this, but I can't let her die for me.
Bunu sana asla anlatmamam gerekiyordu. Ama benim için ölmesine izin veremem.
Let me die in peace.
Bırakın beni, huzur içinde öleyim.
Anything cute and you'll force me to let girl die of slow suffocation.
Bir oyun oynarsanız, kızı havasızlıktan ölüme bırakırım.
Let me get this off my chest and die happy.
İçimi döküp mutlu ölmeme izin ver.
Do you mean to tell me that you intend to let those people die?
O insanların ölmesini istediğini mi söylemeye çalışıyorsun?
Let me not undergo the real pains of hell, dear God, because I die unshriven
Günah çıkartmadan öldüğüm için bana gerçek cehennem azaplarını yaşattırma sevgili Tanrım.
Realizing that there was no way out, the Colonel said to me, "Dismount. Let us make a stand, Lieutenant. We should die together."
Kaçış olmadığını farkedince albay bana dediki ya kalıcaz ya da ölücez teğmen. "
If you're a man, let me know your name so I could die with my eyes closed Speak...
Erkeksen ismini söyle... böylelikle gözün açık ölmem konuş...
Let me die!
Bırak beni öleyim!
I am looking for an escape just let me give birth to the child then die
Lütfen kaçmama izin ver. Bana acımıyorsan bile çocuğuma acı.
Do you want me to let her die in agony?
Onun acılar içinde ölmesini mi istiyorsunuz?
let me see you 68
let me see 2571
let me go 3490
let me know if you need anything 71
let me guess 2650
let me know 632
let me show you 378
let me know what you think 20
let me explain 567
let me in 830
let me see 2571
let me go 3490
let me know if you need anything 71
let me guess 2650
let me know 632
let me show you 378
let me know what you think 20
let me explain 567
let me in 830