Let me through traducir turco
1,215 traducción paralela
Damn it, let me through!
Kahretsin, bırakın geçeyim!
Please let me through
Lütfen geçmeme izin verin...
Let me through.
Ben geçeyim.
Let me through!
Çekilin!
- Let me through.
- Bırak geçeyim.
YOUR DAUGHTER AND THE JUDGE? [Caldwell] LET ME THROUGH.
- Kızın ve yargıç?
Please let me through.
Bırakın geçeyim.
Let me through.
Geçmeme izin ver.
The flight attendant wouldn't let me through.
Uçuş görevlisi, geçmeme izin vermedi.
Let me through.
Geçmeme izin verin.
Let me through. Let me through.
Bırakın beni!
Let me through!
İzin verin geçeyim!
Let me through!
Bir de ben bakayım.
Let me through.
Haydi, bırak beni.
- Let me through here.
- İzin verin geçeyim.
Let me through!
Bırak geçeyim!
If I even hinted that the network knew, and they didn't know, they'd never let me through the door again.
Televizyonun bildiğini söylersem, bilmiyorlarsa... bir daha beni kapıdan içeri sokmazlar.
Let me through.
İzin verin!
Let me through.
Bir bakın.
Let me through!
Bırakın beni.
Let me through there.
Geçebilir miyim?
Let me through.!
İzin verin geçeyim.
Let me through! I gotta find a big "T"!
Büyük bir T bulmam gerekiyor.
You guys, let me through!
- Yolu açın çocuklar!
- Let me through.
Bırak geçeyim.
Don't you never let me sleep through a visitor's day, honey.
Asla ziyaretçi gününde uyumama izin verme, tatlım.
WILL YOU LET ME THROUGH!
... İzin ver bana!
All right, let me know when I get all the way through.
Tamamen delinince söyle bana.
Let me walk you through it.
İzin ver seni gezdireyim.
- Now, now, let's just get through the trial. Then we'll get the hell out of the country, just you and me.
Şu mahkeme olayı biter bitmez bu kahrolası ülkeden gideceğiz.
Let me assure this court that I am through walking'on the wild side.
Mahkeme üyelerini temin ederim ki yasadışı işler defterini kapattım artık.
Aren't you sorry you didn't let me pass through your golf course?
Golf sahandan geçmeme izin vermediğine üzgün müsün?
Uh-huh, uh, I'll tell you what. Let me put you through to our restaurant expert.
Sizi en iyisi restoran uzmanımıza bağlayayım.
I stabbed him with a poker through the heart and the son of a bitch still lived. Steven, please let me go.
Demir çubukla kalbinden bıçakladım ama hala yaşıyordu!
Tracy, why won't you let me help you get through this?
Tracy, neden yardımcı olmamı istemiyorsun?
Excuse me, Officers, let her through, please.
Affedersiniz, geçmesine izin verin lütfen.
You pig! Let me through!
Seni domuz, ben artık kendimi öldürtmeyeceğim!
And if he'll let me, I'm even going to have sex through him.
Ve eğer izin verirse onun üzerinden seks yapacağım.
Since it was just me and Mama and we had all these empty rooms, Mama decided to let those rooms out, mostly to people passing through, like from Mobile, Montgomery, places like that.
Ev annem ve bana ait olduğu ve odalarımız boş olduğu için annem odaları, buradan geçenlere kiralamaya karar verdi,
Let me shepherd you through some of the introductions here.
Sana takdimle ilgili bazı konularda yol göstereyim.
Please, let me through!
Dokunmayın bana! Bırakın geçeyim!
Let me through!
Bırakın geçeyim!
No, through this device So you can see... let me...
Hayır, bu alet sayesinde... böylece görebilirsiniz... bende...
Thanks, but you know they won't let me go through the car wash in the Dodge.
Sağ ol Jefferson ama biliyorsun, Dodge'la araba yıkamadan geçmeme izin vermiyorlar.
Let me show you a little family secret... handed down through about 12 or 13 Goof generations.
Sana 12, 13 nesilden beri süregelen bir aile sırrını göstereyim.
Excuse me. Please let me through.
Affedersiniz.
And you're asking me to just let you through?
Sen ise kalkıp, öylece geçmene izin vermemi mi bekliyorsun?
Let me get these others through.
Diğerleri geçsin.
If you back down now, you will go through your life feeling weak and small because you never said, " l will not let you treat me like this, Lilith!
Şimdi geri adım atarsan, hayatının kalanında kendini güçsüz ve küçülmüş hissedeceksin. Çünkü karşısına dikilip, şu lafı edecek cesareti bulamamış olacaksın : "Bana bu şekilde davranmana izin vermeyeceğim Lilith!", Yani Maris.
Do for me my favorite trick, where you ride the little bike through the loop and I will let you live. - But I've never been able to do the...
Şu meşhur minik bisiklet numaranı yaparsan seni serbest bırakırım.
Because you'd never let me go through with it.
Çünkü o zaman, bana böyle bir karar verdirtmezdin.
let me see you 68
let me see 2571
let me go 3490
let me know if you need anything 71
let me guess 2650
let me know 632
let me show you 378
let me know what you think 20
let me explain 567
let me in 830
let me see 2571
let me go 3490
let me know if you need anything 71
let me guess 2650
let me know 632
let me show you 378
let me know what you think 20
let me explain 567
let me in 830