Make an effort traducir turco
526 traducción paralela
No matter how much you hated her... don't you think that you should at least try... to make an effort to understand why things happened the way it did?
Ondan ne kadar nefret etseniz de olayın nasıl olduğunu anlamaya çalışmanız gerekmez mi?
I should make an effort.
- Öğrenmeye çalışıyorum.
Your laziness fails to impress. Make an effort!
Haydi, biraz gayret et!
Make an effort.
Az gayret et.
- Why don't you make an effort to grow up?
- Neden büyümeye çalışmıyorsun?
- You make an effort to forget Bert.
- Sen de Bert'i unutmaya çalışmıyorsun?
I'll also make an effort.
O konuyu da düşündüm.
Dying of greed, but too lazy to make an effort
Fasulye sırığı yerinden kıpırdamıyor! Tek bir tanesi için bile ölüyor, ama parmağını bile oynatmıyor!
Why couldn't you get along with her, make an effort?
Neden onunla geçinemedin, hiç gayret göstermedin?
They make an effort not to have it too exciting.
Çok heyecanlı olmasın diye ellerinden geleni yapıyorlar.
I will make an effort to learn this nonsense by heart.
Güzel. Bütün bu saçmalığı ezberlemeye çaba gösteririm.
William, it's all very well for you to act like a peasant in front of me, but please make an effort to hide it from...
William, benim huzurumda bir köylü gibi hareket etmen senin için iyi olabilir fakat lütfen onu... den gizlemek için çaba göster.
If you're injured, make an effort.
Yaralıysan, biraz dayan.
And darling, just this once, will you please make an effort to forget that you're stunning, and just try to look stunned?
Hayatım, bir kere olsun,... baş döndürücü olduğunu unutup başın dönmüş gibi davranır mısın?
I... I'd make an effort not to be so rude as I have been in the past, if that's what's bothering you.
Geçmişte olduğum gibi çok kaba olmamak için... çaba sarfettim... eğer sizi rahatsız eden buysa.
Make an effort.
Biraz gayret et.
You know, all the visitors make an effort to look their best. It's only fair.
Tüm ziyaretçiler iyi görünmeye çalışır.
- Come on, make an effort.
Hadi, Phyllis. Biraz çaba harca.
Make an effort!
Çabala biraz.
You know, I think you should make an effort... to take your mind off your fears.
Bence aklını korkularından uzak tutmak için çaba sarfetmelisin.
Every time you make an effort...
Ne zaman çaba harcasan...
You have to make an effort.
Yemek için kendini zorlamalısın.
Very well, I shell make an effort.
Çok iyi! Arkadaşlık için çabalayacağım!
If I were younger, to prevent you from going downstairs I'd make an effort to wrestle you to the floor.
Daha genç olsam aşağıya inmeni engellerdim. Seninle güreşip yere yıkardım.
I must ask you to make an effort to remember... where you met Mr. Pegala.
Hatırlamanız için sormak zorundayım, hanımefendi Bay Pegala ile nerede tanışmıştınız?
I thought you'd make an effort so that things could work out.
Belki biraz çaba sarf edersin de işler yoluna girer diye düşünmüştüm.
Make an effort, don't read like that.
Çaba göster, bu şekilde okuma.
You have to make an effort, otherwise you'll lose the piecework. Understood?
Çaba göstermelisin, yoksa parça başı primini alamayacaksın, anladın mı?
So do your best. Make an effort.
Senden iyileşmeni istiyorum.
I'll make an effort.
Gayret edeceğim.
- You have to make an effort.
- Çaba göstermelisin.
- Make an effort, Michel.
- Çabala Michel.
Can't you make an effort?
Biraz gayret gösteremez misin?
Make an effort. - Come on.
Bir çaba göster.
Larry, if we make an effort today, we might be able to save August.
Larry, eğer bugünden çaba gösterirsek ağustosu kurtarabiliriz.
- I know, I know... but you must make an effort because now is your chance.
- Biliyorum, biliyorum. Çaba göstermelisin, çünkü şimdi tam fırsatı.
From now on I want things tidy, and to achieve that, it's necessary for all of you to make an effort.
Şu andan itibaren toplu bir ev istiyorum. Bu yüzden hepinizin bir çaba göstermesi gerekiyor.
It's important to make an effort sometimes.
İnsan ara sıra yaşama etkin olarak katılmalı...
You have to make an effort.
Biraz gayret etsen.
If you make an effort to contact the resident or anybody else, I'll kill you.
Yerli ya da başkasıyla görüşmek için bir çaba gösterirsen seni öldürürüm.
But sometimes, we could make an effort!
Ama bazen, çaba sarfetmeliyiz!
Make an effort!
Biraz çaba göster!
For God's sake try and make an effort.
Tanrı aşkına... Biraz çaba harca!
Well, you didn't make much of an effort.
Eh, pek de çaba göstermemişsiniz.
But now, at this bright moment of victory... we relax to gather strength for the supreme effort... that will make this land forever ours.
Şimdiyse zaferin en ışıltılı anında bu vatanı sonsuza dek bizim yapacak o son darbe için gücümüzü toplamak adına dinleniyoruz.
Make an effort
Denemek zorundasın.
I suggest that we all take an immediate vote as to whether we shall make one last effort.
Bence hepimiz acilen bu konuyu oylamalıyız. Son bir operasyon yapmak için oy vereceğiz.
I propose, that we all make a supreme effort an energic act of the will with the purpose of getting us out of this room.
Bu odadan çıkmak için irade gücümüzü sonuna kadar kullanmayı öneriyorum.
Perhaps... we... cou... could both... make... an extra effort.
Belki de biz ikimiz birlikte ekstra çaba harcayabiliriz.
It was the first time I had to make such an effort, to show so much patience, to resort to trickery to seduce a girl who still turned me down.
İlk defa öylesine bir çaba sarf ediyordum fazlasıyla sabır gösteriyordum, beni istemeyen bir kadını baştan çıkarmak için son çare olarak hileli yollara başvuruyordum.
I would make more of an effort than you are
Bunu başarmak için sizden daha çok çaba harcardım orası kesin
make an appointment 40
effort 22
make your move 45
make it happen 119
make some noise 52
make a wish 235
make sense 40
make it rain 28
make it count 38
make a difference 25
effort 22
make your move 45
make it happen 119
make some noise 52
make a wish 235
make sense 40
make it rain 28
make it count 38
make a difference 25
make it work 61
make it last 17
make it up 16
make me proud 45
make me happy 23
make your choice 53
make it two 94
make me 142
make love to me 50
make a statement 17
make it last 17
make it up 16
make me proud 45
make me happy 23
make your choice 53
make it two 94
make me 142
make love to me 50
make a statement 17