English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / inglés → turco / [ N ] / Neither will i

Neither will i traducir turco

406 traducción paralela
Neither will I till the light comes on.
Elektrik gelinceye kadar ben de öyle.
I will not suffer any person to speak to them, neither will I speak to them myself touching the trial held here this day, unless it be to ask them if they are agreed upon their verdict, without leave of the court.
Kimsenin onlarla konuşmasına izin vermeyeceğim. Kendim de konuşmayacağım. Bugünkü mahkemenin adaleti için mahkeme salonundan ayrılmadan uzlaşıp karar vermelerini rica ediyoruz.
Neither will I let his people go.
Ayrıca kavmini bırakmayacağım.
Neither will I forget you.
Ben de unutmayacağım.
- Neither will I.
- Ben de.
No, neither will I.
Ben de öyle.
Neither will I.
Hiç de beklemeyeceğim.
Neither will I.
Ben de.
By thunder, neither will I!
Patron artık benim, ben de affetmeyeceğim.
Whoever it is won't give up, and neither will I.
O herkimse vazgeçmeyecek, ve tabi ben de.
That makes us even. Neither will I.
Ben de anlayamadım.
And neither will I.
Ve ben de.
- Neither will I take your money!
- Paranı başını çal!
" neither will I go in with dissemblers.
"amaçIarn sakIayanIarIa da."
Neither will I.
Ben de atamam.
But neither will I ask you - any of you - to understand why I chose to do it that way :
Ama sizden, herhangi birinizden niye böyle yapmayı seçtiğimi anlamanızı istemeyeceğim.
Good. Neither will I.
Ben de asla unutmayacağım.
Neither will I.
Koruyacağım.
Neither will I.
Ben de demiycem.
"'... neither will I let Israel go! "'
"'... ve O'nun gitmesine kesinlikle izin vermeyeceğim! "'
neither will i.
Artık yok.
Neither will I.
Ama üzülüyorum.
And I warn you, Anthony, and neither will you.
Seni uyarıyorum Anthony, seni de mutlu etmeyecek.
This flier gave me the message, and I couldn't make head nor tail of it... and neither will you.
Pilot bana mesajı verdi ama ne başını ne de sonunu anlayabildim. Siz de anlayamazsınız.
- Neither do I. I swear, if you go near him, neither one of us will ever see a cent of it.
İki gözüm önüme aksın ki ona yaklaşırsan paranın bir kuruşunu dahi göremeyiz.
I won't be there, and neither will you.
Çünkü oraya gitmeyeceğim. Sen de.
As it happens, neither you nor I will determine the tactics in this operation.
Ama ne olursa olsun, bu operasyondaki taktiği ne sen ne de ben belirleyeceğiz.
How demurely I'll ride to church And Tawny's hooves will trot as though on a pilgrimage and I shall look neither left nor right, but straight ahead and think of the candles and the Holy Virgin
Nasıl da ağır başlı at süreceğim Kiliseye doğru ve Tawny'in toynakları tırısa kalkacak hacca gider gibi ve ben ne sağıma ne de soluma sadece önüme bakacağım mumları ve Kutsal Bakire'yi düşüneceğim
Neither will I.
Ben de.
And now I think,... that, for the more blameless and the more corrupt souls,... death is a habit of life and the accomplishment of a conscience. And for the souls no longer pure, nor sinful yet,... who knew neither renunciation's taste nor the savor of offense as of the poor in spirit will be the kingdom of heaven Christ said ;
Ve şimdi düşünüyorum,... daha fazla suçsuz ve ahlaksız ruhlar için,... ölümün düşkünlüğü hayat ve vicdanlarının üstesinden geldiklerinde... ruhlar için ne saflık ne de günahkarlık vardır,... kimbilir tatlardan feragat edip etmediğini ya da ettiğini zavallı ruhlar cennetin krallığında olacak Christ dedi ;
They don't believe the Russians will take the bombs apart on July 1 and neither do I.
İnsanlar, Rusların 1 Temmıuz'da bombalarını sökmeye başlayacaklarına inanmıyor, ben de inanmıyorum.
As for the matters you may charge me with... I fear from my present weakness, that neither my wit... nor my memory will serve... to make sufficient answer.
Bana yöneltebileceğiniz suçlamalara gelince... maalesef çok zayıf düştüğüm için, ne zihnim... ne de hafızam... gerekli cevabı verecek durumda değil.
But if you ever say "shut up" to me again, Mark Garrison, neither I nor the girls will ever speak to you again.
Ama bana birdaha kapa çeneni dersen, Mark Garrison, ne ben nede kızlar seninle birdaha konuşmayacağız.
But neither you nor Bond will leave here till I get that cheque!
Fakat ne siz ne de Bond ben o çeki alana kadar burayı terkedemez!
I will accept neither of those alternatives, gentlemen.
Bu alternatiflerin hiçbirini kabul etmeyeceğim.
You have your job, I have my ship. And neither one of us will change.
Senin işin var, benim gemim var ve ikimiz de değişmeyeceğiz.
But neither I nor Frederick will leave you alone.
Ama ben de, Frederick de senin yanındayız.
If I do marry someone, it will be neither you nor her.
Biriyle evlensem, ikiniz de olmazdınız.
I will neither forgive nor spare you!
Seni asla affetmem!
I will neither trust you nor kill you
Sana ne güvencem ne de seni öldüreceğim
I pray to God it's something neither of us will ever have to do again.
Hiç olmadı. Tanrıya bir daha böyle bir şey yapmak zorunda kalmamamız için dua ediyorum.
Neither I, nor my wife will leave Krypton.
Ne ben, ne de karım... Kripton'u terk etmeyeceğiz.
And for ten years you will have neither your Zone, nor anything! And I'll be dead in the meantime.
Ve bu on yıl boyunca ne Bölge'n ne de başka şeyin olmayacak ve bu arada ölmüş olacaksın.
'I will value neither my life, nor the lives of my children...''... any more highly than I do the Emperor.'
"Ne kendimin, ne de çocuklarımın hayatına, İmparatorunkine verdiğimden..." "... daha fazla değer vermeyeceğim. "
Since everything is known to you, I will neither deny nor will I find excuses.
Efendim, madem her şeyi öğrenmişsiniz, ben de dolambaçlı yollara girip inkar etmeyeceğim.
I know it, but I have neither strength nor will to get out of that sleep.
Bunları biliyorum fakat ne dayanma gücüm var ne de uykudan vazgeçebiliyorum.
Then I will obey neither!
Hiç birinizin o zaman!
NEITHER DO I, BUT WHAT WILL WE DO?
Ben de istemem, ama o zaman ne yapacağız?
I won't die, and neither will you.
Ölmeyeceğim.
Then I'll have a couple of drinks, and neither one of us will feel a thing, huh?
Ben de bir kaç tek atarsam ikimiz de bir şey hissetmeyiz.
I can't live with that, and neither will he. "
Bu acıyla yaşayamam, onu da yaşatmam. "

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]