Not mad traducir turco
3,697 traducción paralela
But I am not mad.
Ama deli değilim.
I'm not mad.
Ben delirmedim.
Uh, you're not mad about last night, are you?
Dün gece için kızgınsın değil mi?
- Your father's not mad.
Baban kızgın değil.
I'm not mad.
Kızgın değilim.
I'm not mad. I don't believe you.
- Kızgın falan değilim.
Hope you're not mad at me for not offering you some.
Umarım size biraz vermediğim için bana kızgın değilsiniz.
I'm not mad or anything.
Kızgın falan değilim.
Anyway, I'm calling because I wanted to make sure you're not mad at me for what I told you the other day about, you know.
Her neyse, geçen gün sana söylediğim şey hakkında bana kızgın olup olmadığından emin olmak için aradım.
Of course we're not mad at you. And your mom did the right thing.
Tabii ki sana kızmadık, ve annen doğru olanı yaptı.
- You're not mad at me?
- Deli misin nesin.
I'm not mad at you.
Sana kızgın değilim.
So you're not mad?
- Yani kızmadın mı?
I know you're mad. I'm not mad.
- Kızgın olduğunu biliyorum.
I'm not mad, Frank.
Kızmadım Frank.
You're not mad?
- Kızmadın mı?
I'm not mad.
- Kızmadım.
It's okay, I'm not mad.
Sorun değil, kızmadım.
I'm not mad.
Sinirlenmedim.
Okay, I'm-I'm not... I'm not mad, I...
Tamam, kızgın değilim.
I'm not mad.
Ben kızamam.
- I know that you're mad at him. - I'm not mad at him.
Ona kızgın olduğunu biliyorum.
I'm not mad at you.
Kızgınlığım sana değil.
She's mad because she can not see a movie nor make a call.
Film seyredemediği ve telefon edemediği için kuduruyor.
I'm not, but your mother... she would be mad of joy if you call.
Ben gelemem ama anneni ararsan, deli gibi sevinecektir.
But you have to promise not to get mad.
- Ama kızmayacağına söz ver.
So you're not still mad at me?
Artık bana kızgın değil misin?
It must be hard coming to a new town not knowing anyone.
Kimseyi tanımadığın bir kasabaya gelmek zor olmalı.
Now, tell them that I will not give myself up to a government I do not recognize.
Tanımadığım bir hükümete gidip teslim olmayacağımı söyle.
That I'm not going mad.
Delirmeyeceğimi.
I'm not angry with Gordon, I'm mad with myself.
Hayır, geri dönmeliyim.
I will not get mad if you go straight to your room, you read for ten minutes.
Eğer doğruca odana gidersen ve 10 dakika okursan delirmeyeceğim.
They asked me if I know you, they took notes of everything.
Seni tanıyıp tanımadığım sordular. Her şeyi not aldılar zaten.
Take this. ♪ we're not happy and we're not sad ♪ ♪ We're not crazy, but we must be mad ♪
Al şunu.
- Do not get mad.
- Kızma!
- Do not get mad
- Sakın kızma!
I realize I don't know you as well as I should, Ava, but I know you're not nothing.
Seni gerektiği kadar tanımadığımı fark ettim, Ava ama bir hiç olmadığını biliyorum.
No, not everyone, but I no doubt said Hi to the ones I wasn't and then I went and talked to my mates.
Hayır, herkesle değil ama mutlaka tanımadıklarıma da bir merhaba demişimdir. Sonra gidip arkadaşlarımla konuştum.
Because I do not want to be murdered, just because you do not know me, like a man of Badajoz.
Çünkü kimse beni tanımadığı için öldürülmek istemiyorum, aynı bu Badajoz'lu adam gibi.
I was not trying to make you any more mad than the first two truths made you.
Sadece, önceki ikisinde de olduğu gibi seni deli etmek istemiyordum.
Dammit, this is not the fucking time to be mad at me, where are you?
Kahretsin, oyun oynayacak zaman değil, neredesin?
I didn't mean to insult you, so I'm not gonna let you walk out of here mad.
Seni aşağılamak istemedim burayı kızgın bir haldeyken terk etmeni istemiyorum.
Tell me that you're not watching Mad Men :
- Mad Men'i izlemediğini söyle bana.
Promise me you're not watching Mad Men without me, that when I get out of here, we're gonna binge watch it, together, in bed, with take-out from...
Mad Men'i izlemeyeceğine, ben buradan çıkınca yatakta yemek yiyerek, hepsini birlikte izleyeceğimize söz ver.
But if we're gonna put makeup on your legs, Rae, it seems mad not to let me do all your makeup properly.
ama bacaklarına makyaj yapacaksak, Rae... tüm makyajını düzgün bir şekilde yapmama izin vermemen saçma olur.
Well, I would never be so bold as to pass judgement against a man I do not know.
Tanımadığım bir adam hakkında hüküm verecek kadar cüretkar davranmam.
Oh, I'm not mad.
Bu istediğim şey.
I don't get mad. This is not me mad.
Bu benim kızgın halim değil.
You may not be aware, but this is Betty Francis.
Tanımadınız ama, bu hanım Betty Francis.
I said I didn't know him, not that I didn't know about him.
Onu tanımadığımı söyledim. Onun hakkında bir şey bilmediğimi söylemedim.
I will not be mad.
- kızmayacağım.
madre 16
madame 2271
madam 4323
mademoiselle 905
madonna 96
made 321
madison 583
madrid 61
madeline 244
madeleine 197
madame 2271
madam 4323
mademoiselle 905
madonna 96
made 321
madison 583
madrid 61
madeline 244
madeleine 197