Not my job traducir turco
1,544 traducción paralela
Not my job anymore, and get lost, I'm trying to shoot some deer.
Artık benim işim değil ve kaybol. Geyik avlamaya çalışıyorum.
I am not gonna tell you what a good little girl you are. It's not my job, and frankly, it doesn't make you any better at yours.
Sana ne kadar iyi bir kız olduğunu söylemeyeceğim, işim bu değil, ve dürüst olmak gerekirse bu, seni daha iyi yapmaz.
- Nah, that's not my job, Jimmy.
- Hayır, bu benim işim değil, Jimmy.
That's not my job.
O benim işim değil.
That's not my job.
Bu benim işim değil.
It's not my job to make her face reality!
Onu gerçekle yüzleştirmek benim işim değil!
It's not my job to make her face reality!
Onu gerçeklerle yüzleştirmek benim görevim değil!
Accommodating House's every whim is not my job anymore.
House'un her arzusunu yerine getirmek artık benim işim değil.
Nonsense. Making Sense not my job.
- Mantık benim işim değil.
it's not my job.
Bu benim işim değil.
I mean, it's not my job to investigate malfunctioning toys.
Bozuk oyuncakları soruşturmak benim işim değil ki.
It's not my job, you're the manager.
Bu benim işim değil. Menajer sensin.
It's not my job to judge, maria.
Yargılamak benim işim değil, Maria.
Not my job anymore, as you keep pointing out to me.
Artık benim işim değil,... sürekli bana hatırlattığın gibi.
You can't give me what I need, and it's not my job to complete your life.
İhtiyacım olanı bana veremezsin. Hayatını tamamlamak benim görevim değil.
besides not my job to mollycoddle players.
Zaten muhallebi çocuğu oyuncularla benim işim olmazdı.
I want to stay in my job. I am not saying it like that. You missunderstand me.
En son seferki gibi daha önce de bu noktaya gelmiştik.
Because I'm not supposed to know anything, and I've done a miraculous job at keeping my mouth shut.
Çünkü benim bir şey bilmiyor olmam gerekiyor ve ağzımı kapalı tutarak mucizevi bir şey yaptım.
And it is not a good time for me to lose my job, since I have some pretty big long term plans in my personal life with Pam, that I'd like her parents to be psyched about.
Pam ile birlikte geçirmeyi düşündüğüm hayatımdaki uzun vadeli planlarda.. işimi kaybetmek hiç işime gelmez. Ailesi birlikte olmamızı dört gözle bekliyorken hele.
It's not my fault that I'm being forced out of my job.
İstifa etmeye zorlanmam benim suçum değil.
It has as much relevance as my hair had to do with me not getting the job.
Beni işe almamasıyla benim saçımın çok ilgisi var. Reddedildi.
- Though it's not really my job.
- Aslında bu benim işim değil.
Do you realize that policing border areas is my job, not yours?
Sınır güvenliğinin sizin değil benim görevim olduğunu unuttun mu?
It's not like we'd be the only inbreds in the mountains where I'm from. You could get a job in a coal mine. I could pull out all my teeth.
Geldiğim yerdeki dağlardaki tek yabancılar biz olmayız ki, sen kömür madeninde bir iş bulursun, ben de sana yardımcı olurum.
No no, i won't stop my job, it's was not a big deal
Hayır hayır işimi bırakmayacağım sorun değil.
No, but yeah, but no, but yeah, because I live at home with Shelley and she could by my mum, but she might be my sister. Anyway, she's, like, well harsh because once, right, she grounded me for 15 minutes and it was so unfair because all I did, right, was go down Baskin Robbins cos Denise Welby got a Saturday job there I'm not sure.
Hayır, fakat evet, ama hayır, aslında evet, Shelley ile aynı evde kalıyorum ve annem veya kardeşim olabilir, emin değilim.
Not exactly what I expected for my first job.
İlk işim için beklediğim gibi değil.
Why not let me do my job.
Neden işimi yapmama izin vermiyorsun?
I guess I'm not doing my job.
- Galiba işimi iyi yapmıyorum.
Well, breaking and entering with grace is not exactly part of my job.
Zarafetle içeri girmek tam olarak işimin bir parçası değil.
Maybe.... maybe you think that, um... that I'm not doing my job.
Belki de benim isimi yapmadigimi düsünüyorsun.
It's not my fucking job!
Bu benim işim değil!
- I do my job is not bad, huh?
İşimi kötü yapmıyorum, değil mi?
Look, Bartowski, my job is to look after all the citizens of this nation not just the girl who raises your flag.
Bak, Bartowski. Beni görevim bütün vatandaşları korumak. - Sadece senin sancağın altındaki bir kızı değil.
That's not part of my job description.
- İşin o kısmı beni ilgilendirmez.
I'm glad that's not my job. Boys, I feel weird about them.
Oğlanlar bana garip geliyor.
Sounds like a job for Chief Brody and the Coast Guard, not my forensics team.
Adli tıp ekibimi değil, Şef Brody ve Sahil Güvenlik'i ilgilendiren bir işe benziyor.
I swiped baby aspirin,'cause I lost my job. But it's not working.
Ben, bebek aspirini çaldım çünkü işimi kaybettim.
It's not really a job. This is my career.
Bu aslında bir iş değil, bu benim kariyerim.
It's not the job I'd dreamed of, but I've had my fill of dreams.
Hayalini kurduğum asıl meslek bu değildi ama sonuç olarak gerçekleştirdim.
But I need you to do it when the hospital's accreditation, and my job, are not on the line.
Ama bunu hastanenin akreditasyonu ve benim işim söz konusuyken yapmamalısın.
I would not be doing my job if I said anything else.
Başka bir şey söyleyecek olsam, işimi yapmamış olurum.
My job is not planning a wedding. It'll just take a second.
Birkaç saniyeni alacak.
Do not tell me how to do my job!
Bana işimi nasıl yapacağımı söyleme!
I'm not here to make friends. I'm here to do my job.
Arkadaş edinmeye değil, işimi yapmaya geldim.
Yeah, I decided that losing my job at the hotel is not a bad thing but a good thing.
Oteldeki işimi kaybetmenin kötü değil, iyi bir şey olduğuna karar verdim.
You're not screwing up my investigation and costing me the mayor's job with one last scandal, Vic.
Soruşturmamı piç etmekle kalmayıp, bir de skandal çıkararak belediye başkanlığı işime zarar veriyorsun, Vic.
- could enhance my job performance. - I'm not a medical doctor.
Tıbbi doktor değilim.
And part of my job is determining whether or not you're gonna be a liability on this mission.
İşimin bir kısmı da göreve uygun olup olmadığını belirlemektir.
It's bad for you. Oh, I know, but believe me, this is not the most dangerous part of my job.
Bazıları başka bir şey arıyor olabilirler.
My job is to protect robert, and I'm not saying he's dad, but he's a- - he's asking me to cover for him without telling me what it is I'm covering.
Benim görevimde Robert'ı korumak.Onun babam olduğunu söylemiyorum ama benden üsttünü örttüğüm şeyin ne olduğunu bilmesem bile bunu yapmamı istiyor.
not my type 47
not my problem 145
not my baby 22
not my business 24
not my president 35
not my call 19
not my fault 59
not my mom 17
not my mother 26
not my family 17
not my problem 145
not my baby 22
not my business 24
not my president 35
not my call 19
not my fault 59
not my mom 17
not my mother 26
not my family 17
not myself 23
not my department 16
not my style 36
not my dad 20
not my son 36
not my father 21
not my thing 33
not my idea 19
my job 263
jobs 131
not my department 16
not my style 36
not my dad 20
not my son 36
not my father 21
not my thing 33
not my idea 19
my job 263
jobs 131