Not my call traducir turco
659 traducción paralela
I also think it's the public's right to know about the threat they're facing, but that's not my call. This is just great.
Son komut, ters eğri-üç-altı-dört.
How could he even not answer my phone call?
Aramalarıma bile cevap vermedi...
Don't be too arrogant and not answer my calls when I call you.
Kibarca seni aradığımda açmayıp da beni kibirlice geri çevireyim deme!
Now, it's not my intention to go into the technicalities of ballistics... or call in experts to testify.
Şimdi, balistik tekniklere girme veya tanıklık etmek için uzmanları çağırmak gibi bir niyetim yok.
Call me any name. Insult the memory of my mother. But do not dare speak so of the Society of Independents in my presence.
Bana istediğini söyle, annemin hatırasını aşağıla, ama benim yanımda Bağımsızlar Topluluğu'na bu şekilde hakaret etme tamam mı?
Call it my fear that keeps you in the house and not your own.
Senin değil, benim korkum yüzünden çıkmadığını söyle.
I call my learned friend's attention to the fact that I summoned not Mrs Vole, but Mrs Helm.
Sayın dostumun dikkatini tanık sandalyesine Bayan Vole'u değil Bayan Helm'i çağırdığıma çekmek isterim.
In that second I knew I wanted to hear her call me Mark. Not Mr. Cavendidge, but Mark. "Mark, my dear."
O saniye bana Mark dediğini duymayı istediğimi anlamıştım.
I am certain that by now this court is well aware of the peculiar involvement of Lieutenant Cantrell in this case. So I trust that I shall not again be charged with employing cheap, legal tricks when I call as my next witness, Defense Counsel himself.
- Şimdiye kadar dinlediklerimizden oldukça eminimki mahkememiz, Teğmen Cantrell'in bu olayın içinde tuhaf bir şekilde yer aldığının farkındadır ve bu nedenle, ucuz ve yasal hileri kullanmakla suçlanmayacağıma güveniyorum ve sonraki tanığım olarak savunma makamının temsil eden,..
Didn't I say not to leave the hotel and to expect my call after 11 : 00?
Sana otelden ayrılma, gece 11'den sonra mesaj bırakacağım demedim mi?
Call my mother and tell her not to wait up for me.
Ek bir "D" fark yaratıyor.
Oh, my darling, darling boy. If ever you consider going into the motion-picture business, do not hesitate to call me.
Sevgili çocuğum, eğer bir gün film sektörüne girerseniz, beni aramaya çekinmeyin.
I do not give one damn about anything, certainly not my work, as you so touchingly and ingenuously call it.
Hiç bir şey umrumda değil, o kadar duygulandırıcı ve safdil bir şekilde işim olduğunu söylediğiniz şey en başta olmak üzere tabii.
First, my name is not really Elizabeth Lipp, but please call me that.
Evvela, gerçek ismim Elizabeth Lipp değil, fakat bana böyle hitap edin lütfen.
I told you to call me Mme Frégier and not by my first name.
İlk adımla çağırmamanı ve bana Mme Frégier demeni söyledim.
No, don't call me Julie. It's not my name.
Hayır, bana Julie demeyin.
They wanted to call me Melanie, after my grandma, but when my father went to register me, he said : no, no, not Melanie, don't put Melanie.
Bana Melanie ismini vereceklermiş, büyükannemin adıydı ama babam beni nüfusa yazdırmaya gittiğinde "Hayır Melanie değil, Melanie yazmayın." demiş
I may not call you for a few months, or I might call you when I get back to my room.
Seni birkaç ay aramayabilirim, ya da odama gider gitmez telefona sarılabilirim.
- And I said "hell" twice... and I yelled at the insurance man... and I didn't apologize to my sister Pauline for not answering her phone call.
Ve iki kere "lanet" kelimesini kullandım ve sigortacı adama bağırdım telefonuna bakmadığım için Kız kardeşim Pauline'den özür dilemedim.
My God, I call you by day but you do not answer I call by night and there is no peace
Tanrım, seni gündüz çağırıyorum ama yanıtlamıyorsun. Geceleri çağırıyorum ama huzur yok.
This sarcasm, if I may call it such does not become you, my little brothers.
Bu alaycılık, öyle de denirse size yakışmıyor küçük kardeşlerim.
- Dr Milo, please do not call my wife mad!
- Dr Milo, lütfen karıma deli demeyin!
has not been able to announce since our youngest, Clifford, was born, and, well, My wife, Josephine, "Joe-jums" as I call her, who's also an announcer,
Karım Josephine ben ona "Joe-Jums" diyorum, o da bir spikerdir.
You do not call me Nor you desire my return.
"Beni çağırma, yolumu gözleme."
How dare you use my phone... my telephone... to call somebody who's not gay?
Ne cüretle telefonumu eşcinsel olmayan birini aramak için kullanırsın?
Every magistrate must take this affair in hand and if my money is not found I shall call justice against justice itself.
Bütün yargıçlar bu olayla ilgilenmek istiyor, eğer paramı bulamazlarsa adaleti mahkemeye vereceğim.
When I call out my stuff, they understand me, but it's not the real thing.
Mallarımı satarken beni anlıyorlar, ama asıl olay o değil.
... as we're not at all certain as of this moment exactly where we stand... I would call upon him, if you would, my Führer,
... hepimiz şu anki durumumuzun ne olduğunu tam olarak bilmediğimizden müsaadenizle sözü ona bırakmak istiyorum, Führer'im.
My forays, as you call them, are semiannual, not monthly.
Kaçamağım söylenilenin aksine altı ayda birdir, ayda bir değil.
You not only took my two best girls you call me names and insult me!
Benim en iyi iki kızımı almakla kalmadın... bir de ecdadıma küfredip bana hakaret ettin!
You know, I'm afraid Brick Peterson may not even take my call.
Brick Peterson'ın çağrımı almamış olabileceğinden korkuyorum.
This is not a phoney call There is an intruder, male Caucasian, possibly armed, in my kitchen
Ben dalga geçmiyorum. Evime izinsiz biri girmiş. Erkek, beyazırkdan, belki de silahlı ve şu an mutfakda.
Call my wife, tell her I'm not coming home for dinner.
Karıma akşam gelemeyeceğimi söyleyin
But for some unknown reason, I can't keep my eyes off Darla Blake, musical prodigy. Juilliard candidate perhaps, but not what you would call centerfold material.
Ama bilinmeyen bir nedenden, gözlerimi müzik dahisi olan Darla Blake'den alamıyorum ama onu bulunmaz Hint kumaşı olarak nitelendiremezsiniz.
I don't know anybody who isn't a little pre occupied with sex hey you guys wanna join us we're celebrating my new position oooh I'm not gonna touch that one you know either with condemning it - DO NOT say my name out loud this is a booty call
- Alo.
My mother does not call me by my name.
Annem beni adımla çağırmaz.
My father does not call me by my name.
Babam beni adımla çağırmaz.
God does not call me by my name.
Tanrı da beni adımla çağırmaz.
Call your station and confirm it, but not from my phone and not from my lot.
Karakolunu ara ve doğrulat ama benim telefonumla, benim park yerimden değil.
Him whom I call father and her whom I call mother are not my father and mother.
Baba dediğim, anne diye çağırdığım kişiler benim annem ve babam değiller.
If I'm not back by morning, call my kin.
Sabaha kadar dönmezsem, aileme haber ver.
I do not believe that you are at my beck and call.
Benim emrime amade olduğunu falan düşünmüyorum.
But if you're not my friend, I'd call that presumptuous.
Ama eğer dostum değilsen, buna haddini bilmezlik derim.
Could you call my housekeeper and tell her I have guests, so she's not alarmed?
Hizmetçimi arayıp konuklarım olduğunu söyler misin? Endişelenmesin.
My real name is Quincy, and I'm not too fond of that name, so people call me Q, or Gee-Q, you know, like a nickname, abbreviation?
Gerçek adım Quincy. Ve isim meraklısı biri değilimdir insanlar bana Q ya da GQ derler, bilirsin takma isim, kısaltma gibi.
When my friends call could you not talk to them for too long?
Arkadaşlarım arayınca onlarla çok uzun süre konuşmasan olur mu?
I'd rather you call me David... not my "love," "baby" or anything, just...
Beni David diye çağırmanı tercih ederim... ne "aşkım," ne "bebeğim" ne de başka birşey, sadece...
Could you do me one more favor and call my wife, tell her what's happened and not to worry?
Bana bir iyilik daha yapar mısın? Karımı ara, ona olan biteni anlat ve endişelenmemesini söyle.
" My biggest fear is that I'm not exactly what you call a natural-born mother.
En büyük korkum, annelik yeteneklerine doğuştan sahip olamamak.
I know my mum's favourite colour was pink and she ate peanut butter and banana sandwiches for breakfast, but that's not what I would call "hard facts."
Annemin en sevdiği rengin pembe olduğunu, kahvaltıda fıstık ezmesi... ve muzlu sandviç yediğini biliyorum, ama bunlar yeterli veri sayılmaz.
Bernie's not here, so this is my call.
Bernie yok, o yüzden ben karar veriyorum.
not my type 47
not my problem 145
not my baby 22
not my business 24
not my president 35
not my fault 59
not my mom 17
not my mother 26
not my job 19
not my family 17
not my problem 145
not my baby 22
not my business 24
not my president 35
not my fault 59
not my mom 17
not my mother 26
not my job 19
not my family 17
not myself 23
not my department 16
not my style 36
not my dad 20
not my son 36
not my father 21
not my thing 33
not my idea 19
my call 28
call 1293
not my department 16
not my style 36
not my dad 20
not my son 36
not my father 21
not my thing 33
not my idea 19
my call 28
call 1293
calls 127
calling 148
callie 834
called 487
callum 122
caller 117
call of duty 47
callahan 103
calliope 37
calloway 20
calling 148
callie 834
called 487
callum 122
caller 117
call of duty 47
callahan 103
calliope 37
calloway 20
callaghan 34
callaway 17
callen 415
call me 1630
calleigh 63
call me when you land 16
call me tomorrow 52
call your mother 29
call your mom 17
call me later 113
callaway 17
callen 415
call me 1630
calleigh 63
call me when you land 16
call me tomorrow 52
call your mother 29
call your mom 17
call me later 113