English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / inglés → turco / [ N ] / Not sleeping

Not sleeping traducir turco

1,649 traducción paralela
He's not sleeping outside! You hear me? Go on, get this fag out of here, or you'll have to answer to me!
Hadisene, onu dışarı çıkart, yoksa bana hesap verirsin!
- No, no, I'm not sleeping, no.
- Hayır, hayır. Uyumuyorum. Hayır.
I'm not sleeping with you.
Seninle uyumuyorum.
Yeah, it's aspirin, not sleeping pills, you dummy.
Evet, bunlar aspirin uyku hapı değil, seni şapşal. Şapşallık etmek zorunda mısın?
You're not sleeping in here tonight!
Bu gece burda yatmayacaksın!
I'm not sleeping in the same bed as you, Mom.
Seninle aynı yatakta yatmam, Anne.
He's not sleeping. There he is.
Uyumuyor, işte orada oturuyor.
What if she calls and you're sleeping? I'm not sleeping.
Peki aradığı zaman uyuyorsan ne olur?
Well, for starters, you're not studying, you're not sleeping, you're barely keeping a C average, it's 1 : 00 in the morning, and you're at freakin'Jim's.
Öncelikle ders çalışmıyorsun, uyumuyorsun ortalamanı zar zor C yaptın ve sabahın 1'i olmasına rağmen ucube Jim'in Yeri'ndesin.
I'm not sleeping in that bed.
Ben o yatakta yatmam.
You know, I'm not sleeping very well.
Bilirsin, pek iyi uyuyamıyorum.
I'm not sleeping with you.
Seninle yatağa girmem.
Of course I am concerned about her not sleeping and barely eating.
Tabii ki uykusuzluğundan ve iştahsızlığından endişeleniyorum.
You know I'm not sleeping with you, and you want to know why.
Seninle yatmıyorum ve nedenini bile öğrenmek istemiyorsun.
You're not sleeping?
- Uyumuyor musun?
Just not sleeping very well at night.
Geceleri de iyi uyuyamıyorum.
You're not sleeping?
Uyumuyor musun sen?
If after a month, or two months at the very outside she's not sleeping with you?
Bir ay veya maksimum iki ay sonrasında da seninle yatmıyorsa?
- Well, I'm not sleeping in here with you.
- Burada seninle birlikte uyumayacağım.
- Oh, my God, I'm not sleeping on the couch
- OH, Tanrım. Asla o kanepede uyumam.
If you're not sleeping, think about tired stuff before you go to bed.
Uyuyamıyorsan yatağa girmeden önce yorucu şeyleri düşün.
Well, if I had thought being your sleeping partner would mean not sleeping with you, I wouldn't have got that gallery in the first place, would I?
Eğer senin yatak arkadaşın olmanın seninle yatmayacak anlamına geldiğini düşünseydim o galeriyi ilk başta almazdım, değil mi?
For you men who fit the criteria... don't kid yourselves, they're not sleeping with you.
Bu kriterlere uysanız bile kendinizi kandırmayın, sizinle yatmayacaklar.
No, he is not sleeping.
Hayır uyumuyor.
Are you not sleeping again?
Yine mi uyumadın? Caleb.
- You're not sleeping here?
- Burada uyumayacak mısın?
No, I'm not sleeping with Daisy!
Hayır, Daisy ile yatmıyorum!
No, I'm not sleeping.
Hayır uyumadım.
Not sleeping?
Uyumuyor musun?
Then I realized I was out of sugar and I was afraid of not sleeping.
O sırada şekerin yeterli olmadığını farkettim ve uyumaktan korkuyordum.
The question of sleeping together did not come up until that night and Juan Antonio was a little drunk.
Birlikte sevişme konusu gecenin sonuna kadar açılmadı ve Juan Antonio da birazcık sarhoştu.
You do not care that we sleeping on the beach or park?
Kumsalda yada parkta yatmamızı umursamıyorsun değil mi?
Yes, but apparently not is sleeping peacefully.
Nasıl kazandığının önemi yok, olduğu sürece.
- Danny, you have to go and tell them... that you did not kill these people, that it was "Sleeping fucking Beauty", man.
- Danny, gidip onlara insanları senin değil "Uyuyan Güzel" in öldürdüğünü söylemelisin, dostum.
Well... After 20 years of sleeping together, it's not bad.
Yani... 20 yıl beraber yatmanın ardından, hiç de fena değil.
High tide, a clam is buried, sleeping, not a care in the world.
Deniz kabarınca tarak kuma gömülür, uyur, hiçbir şeye aldırmaz.
She's actually sleeping at one of the other crew cabins, but we're not supposed to know about that.
Şu anda başka ekip evinde uyuyor aslında ama bunun hakkında bilgin olmasa da olur.
It's not cheating. Nor do I think sleeping with someone.
Bence aldatma değil ki başkasıyla yatmakta öyle.
- No, we're not sleeping on the floor.
Hayır, yerde yatmayacağız.
It's not the time for sleeping!
Sen... sen kimsin?
I woke up this morning and realized, not only do I not love you, but also the thought of sleeping with you sickens me.
Bu sabah uyandığımda seni sevmediğimi ve seninle yatma fikrinden tiksindiğimi fark ettim.
and I value our friendship, and I do want us to be a part of each other's lives, but sleeping together is not something that I can do right now.
Dostluğumuza değer veriyorum. Ve birbirimizin hayatında yer almamızı istiyorum. Ama seninle yatmak şu anda yapabileceğim bir şey değil.
Well, we're sleeping together, but we're not, you know.
Birlikte yatıyoruz ama şey yapmıyoruz.
If you're confident and not afraid of death... you'll become martyrs while sleeping.
Eğer gönlünüzde şehit olmak varsa, şahadetten de korkmuyorsanız uykuda da ölseniz yine şehit olursunuz.
And not only is he sleeping with a man, soon he'll be celebrating Purim.
Bir erkekle yatmakla kalmıyor, yakında bir Yahudi bayramını kutlayacak.
I'm not, not really sleeping.
Hayır, gerçekten uyumuyorum.
- So I decided not to bother her. - No, she must have been sleeping.
Muhtemelen uyuyordur.
That he had no business sleeping with Nadia, that she's not up for grabs.
- Onun Nadia ile yatmak gibi bir işi olamayacağını.
No phone calls at night, especially not to sleeping judges.
Gece yarısında telefon etmek yok özellikle de yargıç uyurken.
Not as long as it doesn't get too high, it's good that she's sleeping it off.
Fazla derin olmadığı sürece uyuması iyi bir şey.
She says that you did not mistreat Alex, she mistreated you by sleeping with him.
Senin Alex'e kötü davranmadığını söyledi o Alex'le yatarak seni incitti.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]