Not without me traducir turco
788 traducción paralela
"But not without me, Helius, not without me!"
"Ama bensiz değil, Helius, bensiz değil!"
Not without me!
Bensiz olmaz!
- Not without me.
- Bensiz olmaz.
- Not without me knowing it.
- Çıkmış olamaz. - Benden habersiz olmaz.
Not without me.
Bensiz yapamazsın.
- Not without me.
- Ben olmadan olmaz.
Turn around and look at me if you're not okay without me.
Bensiz yapamayacaksan arkanı dön.
Do not tell me how to grieve, and don't tell me to open a restaurant without her.
Bana nasıl yas tutacağımı söyleme. Ve o olmadan bir restoran açacağımızı söyleme bana.
Don't fail me as could not live without seeing you soon again.
Beni yüzüstü bırakma sakın, seni bir kez daha görmezsem yaşayamam.
Do not dig the soil without me.
Bensiz toprak kazmayın.
But If I'm Not Back By 8 : 00, Promise You'll Go Without Me.
Ama 8'e kadar dönmezsem bensiz gideceğine söz ver.
well, thank you very much. You'II not leave this town without me.
Burdan giderken benide götüreceğiniz için çok teşekkür ederim.
You take a rest first The persons who take a position do not go, and who without a position can go with me.
Bir itirazınız yoksa, seve seve benimle gelebilirsiniz.
Yes, you make up to me now that I'm not afraid of you and I can do without you.
Evet, artık senden korkmadığımı ve sensiz yapabileceğimi gördüğün için bana yaltaklanıyorsun.
If I'm not here on time, just go ahead without me. I'll catch up with ya.
Eğer zamanında burada olamazsam bensiz başlayın, size yetişirim.
Last time I saw you, I told you not to start trouble in my district... without letting me in on what you were after.
Geçen görüşmemizde, bana neyin peşinde olduğunu söylemeden bölgemde sorun çıkartma demiştim.
If I may say so, without disrespect to my superiors, your visit has brought me something which I could not expect from any churchman in this country.
Diyebilirim ki üstlerime saygısızlık etmeksizin..... ziyaretiniz, bana bu ülkede hiçbir din adamından beklemeyeceğim şeyler anlattı.
- All right, Mr. Do not change. me change? bought land from the government without a penny?
Sen farkında mısın, hükümet toprağını alıyorsun ve senin aslında tek kuruşun bile yok.
It has been with me for so long that... whether I like it or not, without it I would be a lost man.
Uzun zamandır bu duyguyla yaşıyorum. Hoşuma gidip gitmediğini bilmiyorum. Bu duygu olmasaydı ben de olmazdım.
Oh, that's not fair, to stand there without telling me, even if you have to break some police rule.
Bazı polis kurallarını çiğnemek zorunda kalsan bile... orada durup bana söylememen adil değil.
You must make a promise lf someone likes you, if you like someone... you will not give your consent without telling me
Sen de bir söz vermelisin. Eğer biri senden hoşlanırsa, ya da sen birinden hoşlanırsan bana söylemeden, ona bir söz vermeyeceksin.
- They're not going without me.
- Bensiz gidemezler.
I remember when you could not retire without coming to me.
Bana uğramadan yatmaya gidemediğin zamanları hatırlıyorum.
You see, if this warmth you offer me, if this face which I find not unpleasing leaves me without hope, then something is broken.
Bana sunduğun bu sıcaklık hoş bulduğum bu surat beni çaresiz bırakıyorsa bir şeyler yanlış gidiyor demektir.
There's not a man alive who can look me in the eye without a-flinching.
Bu güne kadar gözlerini gözlerimden kaçırmayan hiç bir adam hayatta kalmadı.
You are not going away without me?
Bensiz mi gideceksin?
You're not supposed to take him anyplace without asking me.
Bana sormadan bir yere götürülmeyecekti.
I have not worked for so long without seeing before me a light... a flame!
Bilimin dehlizlerinde beyhude dolaşmıyorum. Yolun sonundaki ışığı, ateşi görüyorum.
You always told me not to go out without my jacket, Mommy.
Bana hep, ceketsiz çıkma derdin anne.
You're not leaving here without me, Griff.
Buradan bensiz ayrılamazsın Griff.
Well, then, is it fair to say you love me... but can't marry me without telling me why not?
Beni sevdiğini, ama evlenmek istemediğini söylüyorsun, neden?
It's not going to start without me.
Bensiz başlamayacak.
And it'll teach me not to take in anyone without luggage.
Kimseyi bavuluyla yollamamayı öğrendim artık.
My work has given me a unique knowledge of radioactivity but not without costs, as you see.
İşim bana radyoaktivite hakkında eşsiz bir bilgi kazandırdı, ama gördüğünüz gibi parasız olmuyor.
Hum, I really wish that you would not send her candy without consulting me.
Hum, keşke bana sormadan ona şeker göndermeseydin.
He will not let me stoop so low without coming to my rescue.
Beni kurtarmaya gelmeden, o kadar alçalmama müsaade etmeyecektir.
But you could not operate it without me.
Ama ben olmadan onu çalıştıramazsınız.
- You're not going without me?
- Bensiz gitmiyorsunuz ya?
You are not to begin any demolition without receiving written orders from me.
Benim yazılı emrim sana ulaşmadan yıkıma başlamayacaksın.
If I'm not, start without me.
Gelmezsem bensiz başla.
You're not going anywhere without me.
Bensiz bir yere gitmeyeceksin.
Not only can I manage without him, but I intend to instigate a new method of execution, and you, Master Webb, you shall aid me in carrying it out.
Sadece onsuz halletmekle kalmayacağım ayrıca yeni bir infaz yöntemi deneme niyetindeyim. Ve sen, Webb, bunu yapmamda yardımcı olacaksın.
You're not doing this without me.
Bunu bensiz yapmıyorsunuz.
We're not accomplishing as much as we might. Listen, your job is to back me up, because you'd starve without me.
Dinle, senin işin bana destek olmak... çünkü ben olmasam dayanamazdın.
I didn't know what it was... until old Quinlen made it important by not letting me go without a shootout.
Quinlen düello yapalım diye... tutturana dek önemini anlamamıştım.
Not to go to that plan good without me finally!
Dinle, ben olmadan bu planı uygulayamazsın! Seni çok iyi bilirim.
You're not going anyplace without me.
Bensiz hiç bir yere gitmeyeceksin.
Not a day goes by now without some attack on me in the Munich papers.
Olay, Münih gazetelerinin bana her gün saldırmaları noktasına geldi.
Sometimes he comes and spends the night outside the gate and leaves a bunch of flowers for me without a note or anything, as if he were putting them on a grave.
Ya da, bazen gece gelir, kapıya yürür ve yere benim için çiçekler bırakır. Not falan olmaksızın. Sanki onları bir mezara koyarmış gibi.
Chief Inspector Dreyfus calls me, tells me to arrest Lady Litton, immediately, without a charge I call him back, I find he's not in his office.
Baş Müfettiş Dreyfus beni arıyor gidip, Leydi Litton'ı hiçbir suçlama olmadan tutuklamamı söylüyor konuşmak için onu geri arıyorum, bürosunda olmadığını öğreniyorum.
If not, you'll have to learn to live without me.
Yoksa bensiz yaşamayı öğrenmen gerekecek.
not without you 77
not without a fight 24
not without a warrant 22
not without help 16
without me 305
without mercy 18
mexico 335
metro 61
merci 624
menu 31
not without a fight 24
not without a warrant 22
not without help 16
without me 305
without mercy 18
mexico 335
metro 61
merci 624
menu 31