English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / inglés → turco / [ O ] / Of course it isn't

Of course it isn't traducir turco

200 traducción paralela
Of course it isn't.
Elbette değil.
Of course, it isn't enough.
Tabii ki de yeterli değil.
Of course it isn't.
Tabii ki, değildir.
Of course, $ 99,000 isn't a small sum, but it isn't large.
Tabii 99 bin az bir para değil, ama abartılacak kadar çok da değil.
Of course it isn't!
Tabii ki değil!
- Of course it isn't.
- Elbette değil.
Of course it isn't to late to come around.
Elbette gelmeniz için çok geç değil.
It's okay, isn't it? Reversed the charges? Of course it is for a hero.
Seni yaramaz ufaklık.
Of course, it isn't finished yet.
- Tabii ki henüz bitmedi.
Your new play is for Miss Channing, isn't it? Of course it is.
- Yeni oyununuz Bayan Channing için, değil mi?
It's the accidental things that sometimes change the course of history, isn't it?
Kazara olan şeyler bazen tarihin akışını değiştirir değil mi?
Since it is neutral, it isn't deflected by the electrical charge of the atoms and flies through them in a straight course.
O başlattı!
Of course I deny it all, because it isn't true - not one word of it.
şüphesiz hepsini inkar ediyorum, çünkü hiç birisi doğru değil, bir kelimesi bile.
Of course, that's Swan's key, isn't it?
Elbette, bu Swann'ın anahtarı.
Of course, it isn't terribly long.
Tabii, çok uzun değil.
Of course, it isn't exactly going anywhere, is it?
Daha bir yere gittiği yok, değil mi?
Of course, it's Elizabeth you're worried about, isn't it?
Tabii ya, Elizabeth için endişeleniyorsun, değil mi?
Of course it isn't.
Elbette.
It's customary, of course, to have someone in between and ask for your permission, but there isn't much time.
Adetler gereği sizden izin almamız gerekiyor, ancak çok da vaktimiz yok.
Of course it isn't your mother.
Elbette annen değil.
Of course it isn't.
Elbette öyle.
It represents Charles lll and his wife... but it isn't contemporary, of course.
Heykel, 3. Charles ve eşini tasvir ediyor... ama modern bir eser değil elbette.
It isn't that I give a hoot about jewellery, except diamonds, of course.
Mücevherlere tek kuruş vermem, tabii elmas olanlar dışında.
If I married him the family would, of course, be relieved, but it isn't so simple
Onunla evlenirsem aile tabii ki rahatlar ama bu iş o kadar basit değil.
Of course, it isn't Frio County, but you'd die a lot closer to home than if I had to kill you here.
Frio County'ye değil. Fakat ben öldürmezsem, burada kalıp zaten ölürsün.
Of course it isn't only physical.
Tabiki yanlızca fiziksel değil.
Then, of course, it isn't any of my business, but why don't you and this person become friends? .
Aslında beni hiç ilgilendirmez ama neden ikiniz dost olmuyorsunuz?
Because this isn't going to work. Of course it isn't.
Çünkü bu işe yaramayacak.Tabi ki
No, no, no, of course it isn't.
Hayır, hayır, hayır, tabii ki, olmaz!
Of course, your co-operation would have made things easier, but it isn't essential.
Elbette, işbirliğin işleri daha da kolaylaştırır, ama gerekli değil.
Of course we know it isn't chicken feed.
Kuş yemi olmadığını da elbette biliyoruz.
Of course it isn't.
Hiç de değil!
Of course it isn't blackmail.
Tabii ki bir şantaj değil.
Yes, of course. It isn't the end, not by any means.
- Evet, hiçbir şekilde bir son değil.
Of course, it isn't easy to find a woman like that.
Tabii ki böyle bir kadın bulmak kolay değil.
Oh, but of course, that's all water under the bridge now, isn't it?
ama tabii, bütün bunlar geçmişte kaldı, değil mi?
Of course it isn't the question of the money.
Tabi ki para sorunu değil.
Of course, it's a bit of a jump, isn't it?
Bu büyük bir sıçrayış.
Yes. Of course, it's a bit of a jump, isn't it... accountancy to lion taming in one go?
Elbette, muhasebecilikten aslan terbiyeciliğine geçiş biraz büyük bir kariyer değişikliği olmaz mı?
Of course it isn't over.
Tabi ki yaz bitmedi.
It isn't surprising, of course.
Şaşırtıcı değil, elbette.
I've tasted the famous apples, of course, but, uh - it's odd, isn't it, all that fruit?
Meşhur elmalarının tadına baktım, tabi ki, ama.. Garip değil mi..., bütün o meyveler?
Of course, it isn't.
- Hiç bile.
It isn't perfect, of course. It'll do.
- Yine de yeteri kadar mükemmel değil.
Of course, I don't know what your mission was but obviously it just isn't on now, is it, colonel?
Tabii göreviniz neydi bilmiyorum ama herhalde artık yapamazsınız, değil mi yarbay?
Of course, by then, there isn't much more you could ask of me. Still, it doesn't hurt to be my pal, you dig?
Elbette, o zamana kadar benden isteyebileceğin daha fazla bir şey yok.
Of course it isn't.
Tabii ki hayır.
- I mean, of course, I realize this isn't a test... but, um, I see it as a test... and I feel I'm going to fail it. I mean
Yani...
Of course it isn't.
Tabii sen değilsin.
Of course it isn't cheap.
- Elbette ucuz değil.
Well, if it isn't physical, he'll experience three or four erections during the course of the night.
Fiziksel değilse, gece boyunca üç ya da dört kez erekte olacaktır.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]