On the internet traducir turco
2,876 traducción paralela
I do that on the Internet at, like, 50 % off and free shipping and no tax.
O işi internetten % 50 indirimle,... kargo parası ve vergi ödemeden yapıyorum.
I mean, they're on the Internet.
İnternette yani.
You know, they only go on the Internet for company or to learn something.
İnternet'e kendilerine bir arkadaş bulmak için ya da bir şeyler öğrenmek için giriyorlar.
THADD : And now with the power vested in me, by a website that I found on the Internet, ( LAUGHTER )
Şimdi internette bulduğum site yardımcılığıyla bana verdiğiniz yetkiye dayanarak sizi karı koca ilan ediyorum.
2 years ago... Dr. Thana's story is very famous on the internet.
2 yıl önce Dr. Thana'nın hikayesi internette çok meşhurdu.
Where on the Internet?
Hani göster bakayım nerede diyor?
She brought some books over and we also got on the Internet.
İnternete de girdik.
It's the free manhwa that you can see on the Internet, right?
İnternette gördüğümüz ücretsiz manhwalardan değil mi?
And what if someone taped your little outburst and then posted it on the Internet?
- Ya küçük feveranını biri kaydedip, İnternete yükleseydi?
But I just came back from the lodge, and everybody is really worked up after seeing what was on the Internet.
Konsey'den geldim. Herkes internetteki o şeyi gördükten sonra acayip heyecanlandı.
Let's go on the internet and get them now.
İnternete girip hemen alalım.
Got on the Internet and what came up was an actress...
İnternette arayınca bir sinema sanatçısı buldum.
I was thinking more along the lines of looking at satellite photos on the Internet, and seeing if any of the farms shout "tiger!"
Ben de şöyle düşünüyordum : Internet'te uydu fotoğraflarını seyir hatları boyunca takip eder çiftliklerin birinden "Kaplan!" diye bağırmasına bakardım.
Yeah, well, this is just what the government allows us to see on the Internet.
- Evet, bu sadece hükümetin bize verdiği izin kadarını gösteriyor.
You went on the internet and searched "Mall of America."
İnternete girip "Mall of America" diye arama yapmışsınız.
Look on the internet, see what the hell is wrong with me.
İnternete bir bak, neyim olduğunu öğren bi.
I found your almost-brother on the Internet.
İnternetten, senin neredeyse-abini buldum.
My life's a little complicated for most guys right now... not to mention I am butt-naked on the Internet.
Hayatım birazcık karışık... Bir çok erkek için şu anda... Ve popomun internette çıplak olmasından bahsetmiyorum bile.
It's just, there are naked photos of me on the Internet, and...
Ben sadece, benim çıplak resimlerim internette.
What surfaced on the internet?
İnternette ne buldun?
I've been playing with kids I met on the Internet for too long.
İnternetten tanıştığım çocuklarla yeteri kadar oynadım zaten.
Oh, it's on the Internet?
İnternette mi?
- Are you kidding? It was on the Internet.
İnternette yayınlandı.
You can even tape it and put it on the Internet.
Hatta videoya çekip İnternete bile koyabilirsin.
I've just been searching on the internet for an officetel near the school.
Sen baktın mı bir yer? Deminden beri internette araştırıyorum, okula yakın bir daire.
I looked it up on the Internet.
İnternetten araştırdım.
I mean, it's a possibility from all the information that I've read on the Internet.
İnternetten okuduğuma göre böyle bir olasılık söz konusu.
I guess I was on the Internet...
İnternette takılıyordum sanırım.
I found our mum on the internet, tracked this one down to his offices and we've never looked back.
Annemi internetten buldum bunun da ofislerinin izini sürdüm ve geriye hiç bakmadık.
I don't think she likes him, and apparently, she saw this thing on the Internet of this woman who experienced sex and then went into labor early,
- Sanırım doktorunu sevmiyor. İnternette seks yapan kadınların erken doğum yaptığını okumuş, bebekler tam pişmemiş oluyormuş.
Paparazzi photos on the Internet?
İnternetteki paparazzi fotoğrafları mı?
Well, the blogs in Sophie's theater group pimp the demand, but the parents are buying 52 % of their holiday gifts on the Internet.
Sophie'nin tiyatro grubundakilerin blogları talebi arttırdı ama aileler, bayram hediyelerinin yüzde elli ikisini internetten alıyor.
Ha! This is going right on the Internet.
Bu görüntü internete gidecek.
Then they realized that the same people he was contacting on the internet were actually visiting him while he was in prison.
Sonra Carroll'un internette konuştuğu kişilerin onu hapiste fiilen ziyaret eden kişilerle aynı kişiler olduğunu fark etmeye başlıyorlar.
Because I read on the Internet that guys are faking it.
Çünkü internette erkeklerin numara yaptıklarını okumuştum.
He hid them in the smoke detectors so he could videotape guys jerking off, and he put them on the Internet.
Duman detektörlerine saklamış, böylece otuz bir çeken herifleri kasede alıp, internete vermiş.
Chris sells that shit to some creep on the Internet.
Chris o resimleri internetteki adi şerefsizlere satıyor.
Becca what are... tell me you're not looking him up on the internet?
Becca bunun... Bana onu internette araştırmadığını söyle.
We met on the internet.
İnternette tanıştık.
Maybe sell them on the internet.
Belki internette satarım.
Yeah, Delaware, I saw a thing on the Internet about it.
Evet, Delaware'a, onun hakkında internette birkaç şey görmüştüm.
There's this movie on the Internet and we can't find it.
İnternette bir film var ama bulamıyoruz.
It's the most elite search engine on the Internet.
Ne bu? İnternetin en seçkin arama motoru.
- I don't know exactly, but I read on the Internet that Elvis died with 4O pounds of undigested feces still in his intestine.
- Tam olarak bilmiyorum. ama Elvis'in bağırsakları bokla dolu bir şekilde öldüğünü internette okudum
I mean, yeah, I can get on the Internet, you know, but I can't fix them or nothing.
Yani internete girebilirim ama bilgisayarları tamir edemem veya başka bir şey...
So we tried the cops and tried the newspapers, and even set up a, you know, a thing on the Internet for people to help us find Tommy.
Polislere giderek, gazetelere giderek hatta internete bile bir şeyler koyarak insanların Tommy'yi bulmamıza yardım etmesini istedik.
Says on the Internet you're supposed to keep them in fresh water.
İnternette temiz suda tutun, diyor.
Her bio's on a website for the children's charity she executive directs.
Özgeçmişini, başkanlığını yaptığı bir çocuk hayır kurumunun internet sitesinde buldum.
The internet communication company Next Innovation from today is listed on the Tokyo Stock Exchange Mother's Core their market capitalization has passed the billion dollars
İnternet erişim şirketi Next İnnovation bugün Tokyo Sermaye Listesine girdi. Ve sermaye piyasasında bir milyar doları geçti.
I turned it on to surf the internet.
İnternette gezinecektim.
This isn't one of those Internet marriage scams where they prey on the elderly?
Yaşlı insanlara tuzak kurdukları internet dolaplarından bir değil, değil mi?
on the whole 55
on the tv 16
on the other hand 1607
on the table 116
on the plus side 107
on the 426
on the floor 300
on the way home 32
on the roof 79
on the ground 440
on the tv 16
on the other hand 1607
on the table 116
on the plus side 107
on the 426
on the floor 300
on the way home 32
on the roof 79
on the ground 440
on the contrary 1002
on the other side 107
on the bench 17
on the right 145
on the beach 77
on the other 48
on the dot 66
on the house 231
on the surface 75
on the record 70
on the other side 107
on the bench 17
on the right 145
on the beach 77
on the other 48
on the dot 66
on the house 231
on the surface 75
on the record 70
on the one hand 116
on the side 64
on there 23
on the street 102
on the inside 58
on the sidewalk 17
on their own 19
on the back 61
on their way 28
on the phone 192
on the side 64
on there 23
on the street 102
on the inside 58
on the sidewalk 17
on their own 19
on the back 61
on their way 28
on the phone 192