Once a day traducir turco
1,638 traducción paralela
Go tell that old chap that he will be fed only once a day.
Git ihtiyara söyle, günde bir öğün yemek veririz.
We're only allowed to vote once a day.
Günde ancak bir kere oy vermemize izin var.
Just feed him once a day.
Günde bir kez besle.
Your mother needs to laugh at least once a day. Deal?
Annenin en azından günde bir kez gülmesi gerek.
I let'em out once a day, they come back.
Günde bir kez dışarı salıyorum onları, sonra geri geliyorlar.
Is it more than once a day?
Günde bir kereden fazla mı?
11 weeks, 1 day, 7 hours, and 41 minutes ago, young Ned was living that happy childhood, complete with a lovely home, caring mother, and boyhood sweetheart - - a girl he called chuck.
11 hafta, 1 gün, 7 saat ve 41 dakika önce,... genç Ned o mutlu çocukluğu yaşıyordu. Bu mutluluk ; sevgi dolu bir ev, ilgili bir anne,... ve çocukluk aşkı, Chuck dediği kızla eksiksizdi.
So like I was saying, you learn a new thing every day.
Daha önce de söylediğim gibi, hergün yeni birşey öğrenirsiniz.
If I keep the pressure on, there's a chance they may end his psych hold a day early.
Baskı yapmaya devam edersem, Belki psikolojik gözetimi bir gün önce bitirebilirler.
The last signal from his cell phone came from about four hours away, so it could be a while. Maybe even a day or two.
Cep telefonundan son sinyal, 4 saat önce gelmiş, yani çok zaman geçmiş olabilir.
A couple years ago, when we were living in St. Louis I was riding my bike to school, and next thing I knew it was a day later and I was waking up in my bed.
Birkaç yıl önce, St.Louis'de yaşarken bisikletimle okula gidiyordum, derken ertesi gün yatağımda uyandım.
- EVERY OTHER DAY, ONCE A WEEK?
Her gün, haftada bir gün?
You will be the day security Manager in a couple years,
Önce gündüz vardiyasına, Sonra da bir kaç yıl içinde Müdürlüğe,
It's all we heard for a long time. Then one day, people just seem to lose interest. Now, no one even mentions it anymore.
Ve bu çok uzun zaman önce olmuş, sonra insanlar unuttu
It's kind of hard when we spendhalf the day on a bus and then you show up 20 minutes late looking likeyou just out of bed.
Yarım günümüzü bir otobüste geçirmek ve sonrasında az önce yataktan çıkmışsın gibi, üstelik 20 dakika geç gelmen çok ağır geliyor bana.
On the same day a few weeks before he was shot.
Aynı gün, Cinayetten bir kaç hafta önce. Bunun tesadüf olduğunu sanmıyorum.
You know, sometimes, if you're already having a bad day, But you got more bad stuff stored up, You just get it all out at once,
Ara ara yaşadığın kötü zamanlar birikti ve birden ortaya çıkı verdi.
Gumnut Cottage Story Day happens once a year.
Evet! Arkadaşlar, AIDS parası. Afrika'da AIDS var.
Everything stops the day before the funeral, and get this - the last charge on their joint card - a Helios personal oxygen system.
Cenazeden bir gün önce tüm harcamalar kesilmiş. Müşterek hesap kartlarıyla aldıkları son şey ise özel oksijen üreteci.
First prize was a one-way ticket on the next train out of town, the idea being that once someone had spent a full day looking this closely at his own hometown, he would never want to leave.
Birincilik ödülü, şehirden ayrılan ilk trende bir biletti. Ana fikir, memleketinde bütün bir gün geçirip buraya yakından bakan kimsenin gitmek istemeyeceğiydi.
The other day I saw a pigeon take a crap on it And the whole thing shifted.
Birkaç gün önce üzerine pisleyen bir güvercin gördüm ve merdiven yerinden oynadi.
As Henri Matisse once said : "The right happiness in oneself from a good day of work for illuminating the fog that surrounds us"
Henri Matisse'in söylediği gibi : "Gerçek mutluluk, çevremizdeki, " sisi dağıttığımız iyi bir iş gününden sonra hissedilendir. "
A third straight day of unseasonably hot weather reaching into triple figures has resulted in sporadic power failures.
15 Saat Önce Yakında küresel ısınma yüzünden bizi suçlayacaklar.
Works in logistics, currently on a 30-day leave after returning from Iraq eight days ago.
Lojistikte. Sekiz gün önce Irak'tan dönmüş, şu anda 30 günlük izinde.
Half a day before it reached London.
Londra'ya ulaşmadan yarım gün önce.
You expect him to leave the city the day before Thanksgiving and go 60 miles up the Hudson River Valley for a sit-down? I...
Şükran gününden bir gün önce şehri terketmesini ve Hudson River Vadisinden 100km uzakta görüşmesini mi bekliyorsun?
but next day I want to tell you... once a man has sex... love may follow.
Ama ertesi gün sana eğer bir erkek seks yaparsa arkasından aşkın da gelebileceğini söylemek istedim.
Bit of a sweet and sour mission the other day.
Bir kaç gün önce, bir parça tatlı ekşi görev.
Every day on wide open plains the world over, a timeless ritual plays itself out :
Lider dişi fil, belki yıllar önce kendi hayatını kurtarmış olan yeri hatırlamanın etkisi ile sürüsünü su kuyusuna doğru götürüyor.
# And once a month we have our Negro Day #
# Ayda bir gün zenciler... günümüzde var. #
First, we get rid-a Negro Day.
Önce zenci gününü kaldırdınız.
- She was killed a day before Halloween.
Cadılar Bayramı'ndan tam bir gün önce öldürülmüştü.
A day or two ago, on my way home, Lady Luck led me to the artist you'll see tonight.
Bir iki gün önce eve giderken, Bayan şanslı bana bu gece göreceğiniz şarkıcıyı buldu.
My dearest, before going to bed last night I crossed off a day a day that was long and short.
Sevgilim, dün gece yatmadan önce geçirdiğimiz güne baktım ne kadar uzun ve dekısa bir gündü.
Among the children deported that day to Birkenau Was 11-Year-Old Liliane Berenstein, Who, before leaving, left behind a letter to God.
Birkenau'ya götürülen çocukların arasından 11 yaşındaki Lidianne Berestein gitmeden önce Tanrı'ya bir mektup bırakmış.
And Nanny, one last thing before you take the rest of the day off : Do you think you could manage a quick shop for me?
Ve Dadı, son bir şey daha günün kalan kısmında izne çıkmadan önce,... benim için hızlı bir alışveriş yapabilir misin acaba?
You take them two times a day, once when you get up in the morning and once before you go to bed at night.
Günde iki defa kullanın. İlkini sabah uyandığınızda, ikincisini de yatmadan önce.
Once upon a time, on a sunny day, the scorpion and the crane met on the banks of a river.
Bir zamanlar güneşli bir günde akrep ile turna bir nehrin kıyısında karşılaşmışlar.
Two weeks ago this very day, I gave her an orgasm... that you couldn't possibly touch with a vibrator.
İki hafta önce bugün ona orgazm vermiştim. Senin bir vibratörle bile yanına yaklaşamayacağın cinsten.
The two guys were there every day before taking a walk in the woods.
Her dakika oradaymış. Araştırma emri çıkartmadan önce birkaç işimiz var.
A few months ago I watched TV At this time of the day
Birkaç ay önce, günün bu saatinde TV izliyordum,
Well, I mean at first, it was just sex, sex, sex, in all rooms of the house at all times of the day! But... well, once we got a chance to get to know each other, we formed a deeper connection.
Yani, öncelikle olay sadece seks, seks ve seksten ibaretti, evin tüm odalarında ve günün her saatinde, fakat... birbirimizi tanıma fırsatını bulduğumuzda ise, aramızda daha ciddi bir bağ oluştu.
to anyone who sort of already had a tendency to make mistakes and all of sudden found that they looked good now instead of incompetent, which is how they looked the day before.
Bu trend, onu icat eden ustalardan, zaten hata yapmaya eğilimli çoluk çocuğa doğru inince, bir gün önce kifayetsiz görünen şeyleri aniden güzel görmeye başladılar.
I asked him once, every day for a year I asked him, he finally gave it up.
Tamam, yani Newton yok. Geri kalanı nerede? Pekala, Jimmy, sana yalan söyleyemem.
I've got a busy day.
- Lorenzo, sen neler saçmalıyorsun? Geleceksen bir an önce gel, bir sürü işim var.
I have maybe a day and a half before Vargas gets those test results and puts me at the scene.
Vargas'ın test sonuçlarını alıp beni davaya koymasından önce bir, bilemedin bir buçuk günüm var.
I told you... there will come a day when you'll see that I was right
Daha önce hatırlarsan bir gün haklı olduğumu anlayacağını söylemiştim.
- Groundhog's Day Weekly which comes out once a year, usually around- "Groundhog Day"?
Dağsıçanı Günü Haftalık. Yılda bir kere çıkar, genellikle... Dağsıçanı Günü?
Once a year, all the Senior VPs spend one day doing the job of one of our lowest level employees.
Kıdemli başkan yardımcıları yılda bir tabandaki elemanların yerine geçer.
I get up before the paper comes, I go to bed before my nine-year-old, and I'm eating three cups of drawn butter a day.
Gazeteler dağıtılmadan uyanıyorum, dozuk yaşındaki çocuğumdan önce yatıyorum, ve günde üç kab tereyağı sosu yiyorum.
First she starts showing up three times a day.
- Sonra sandalyesini yaklaştırmaya başlıyor. Önce günde üç kez gelmeye başlıyor.
once again 1042
once and for all 239
once a week 102
once a month 91
once a year 76
a day 327
a day or two 28
days 2668
daybreak 32
daylight 32
once and for all 239
once a week 102
once a month 91
once a year 76
a day 327
a day or two 28
days 2668
daybreak 32
daylight 32
daya 50
dayana 20
days left 44
dayna 86
days ago 298
days remain 20
day off 18
days a year 35
days now 26
day two 29
dayana 20
days left 44
dayna 86
days ago 298
days remain 20
day off 18
days a year 35
days now 26
day two 29
days later 66
days a week 26
day out 85
day before yesterday 18
days and 46
day in and day out 25
day one 66
day in 57
day by day 66
day basis 16
days a week 26
day out 85
day before yesterday 18
days and 46
day in and day out 25
day one 66
day in 57
day by day 66
day basis 16
day suspension 16
day weekend 17
day after tomorrow 77
day three 20
day and night 151
day or night 97
day after day 123
day operations 18
day weekend 17
day after tomorrow 77
day three 20
day and night 151
day or night 97
day after day 123
day operations 18