Once again traducir turco
8,588 traducción paralela
In a half-hour, they are going to be standing here in matching lab coats, announcing to the world that, once again, they are the cure to mankind's every sexual misfortune, or I am going to get on the stage and tell those same reporters that the reason they aren't there is, Dr. Masters prefers spending time with young boys.
Yarım saat içinde önlüklerini giyip burada dikilecekler insanların her türlü cinsel sorununu tedavi edebileceklerini dünyaya bir kez daha duyuracaklar ya da ben sahneye çıkıp aynı gazetecilere burada olmamaların sebebinin, Dr. Masters genç oğlanlarla vakit geçirmeyi tercih etmesi olduğunu söyleyeceğim.
You are shamelessly sucking up so that I'll free you so you can run amok and gum up my operation once again.
Utanç verici şekilde işleri batırdın, şimdi ise seni bırakmamı istiyorsun böylece tekrar deli gibi kaçıp işimi bir daha berbat edebileceksin.
I thought I had decapitated that glee club, lanced it like a genital wart, but it has emerged once again from its feculent roots.
Glee kulübünün başını kestiğimi, kondilom gibi mahvettiğimi sanıyordum ama çamurlu köklerinden bir kere daha büyüdü.
That's the story of how your mom and me came to eat hot dogs for dinner, once again.
Annenle bir kere daha akşam yemeğinde sosisli yemeye gitmemizin hikâyesi bu.
... that we, all of us, hunger to, once again, see honor placed above political expediency to see government once again the protector of liberties, not the distributor of gifts and privilege.
Biz, hepimiz, onurun tekrar siyasi menfaatlerin üstüne konulduğunu görmeye açız. Hükûmetin, hediye ve ayrıcalıkların dağıtıcısı olduğunu değil özgürlüklerin koruyucusu olduğunu bir kez daha görmeye.
Once I've questioned him to my satisfaction, I shall release him once again to the witches.
Öncelikli olarak onu kendim için sorguya çekmeme müteakiben cadılara teslim edeceğim.
Now, because of Nik's spite, I am once again built to take life, robbed of the chance to create it.
Nik'in yaptıkları yüzünden yeniden vücudumun doğası can almak üzerine can verme şansım elimden alındı.
We have fought together for centuries, and once again, to break your enemy, you broke your family.
Asırlarca birlikte savaştık ve bir kez daha düşmanını yenmek için aileni altına aldın.
I've healed this body and made it so that you can inhabit it once again.
Bu bedeni iyileştirip tekrardan kullanılabilir hâle getirdim.
I must once again thank you for letting us use your laboratory this evening.
Bu akşam laboratuvarınızı kullanmamıza izin verdiğiniz için bir kez daha teşekkür ederim.
Once again, you have the good fortune of being uniquely qualified to help me.
Bir kez daha bana yardım edebileceğin bir durumdasın.
Love, once again, I fear we're forgetting to be good hosts.
Tekrarlıyorum aşkım. Sanırım iyi bir ev sahibi olmayı unutuyoruz.
And you have, once again, put my family squarely in his sights by coming back to my house.
Ve sen yine buraya gelerek ailemi hedef gösteriyorsun.
He's once again mujahid.
Tekrardan mücahid olmuş.
In a day or two, I will do myself the honour of soliciting your company once again... .. and discuss terms.
Birkaç gün içinde, sizinle tekrar buluşma şerefine erişeceğim ve şartları müzakere edeceğiz.
Once again, no one's accusing you.
Bir kez daha söylüyorum. Kimse sizi suçlamıyor.
And i wish to partake once again.
- Ve bir kez daha iştirak etmek isterim.
The cold, egalitarian hand of Lady Democracy has triumphed once again.
Leydi Demokrasi'nin o soğuk, eşitlikçi eli yine kazandı işte.
- Once again : that's totally not a thing!
- Tekrar söylüyorum :
Today, once again, we are all together... and all I can hope for is that
Ve bugün, bir kez daha hep beraberiz. Ve şu an sadece hep böyle kalalım istiyorum...
This longing I had put to sleep, Once again, is aching to rise
Hasret uykusuna dalmışken kalbim... tekrar uyanmaya başladı...
"Mr. Destro, once again, we must deny your application, due to inadequate collateral."
"Bay Destro, eksik teminat sebebiyle başvurunuzu tekrar reddetmek durumundayız."
Um, "Parallax" just crashed again.
- Parallax az önce yine çöktü.
"Good morning" or "I had a lovely time with you. Let's do it again" before sneaking out the door.
Kapıdan gizlice kaçmadan önce "Günaydın" ya da "Çok hoş bir akşamdı, tekrar yapalım" demek.
I know what I want to do. Uh, Cashmere, take off those high heels before you get on that mat. ♪ You're wonderin'if I'll be back again You knock me down but ♪
Uh, Cashmere, mindere çıkmadan önce topuklularını çıkar.
Several years ago, I was told by my doctors that I was likely to never do gymnastics again. But I didn't believe them.
Bir kaç yıl önce doktorlarım bana....... bir daha asla jimnastik yapamayacağımı söylediler.
He'll probably just leave again once he finds that doctor he's tracking.
Muhtemelen zaten o doktoru bulunca gidecektir.
- I will. - Soon. Because... he'll probably just leave again, once he finds that doctor he's tracking.
Çünkü aradığı doktoru bulduğu zaman yine gidecek.
What I said before I will say again, which is something you cannot say :
Daha önce söylediğimi tekrar söyleyeceğim ki bunu sen söyleyemezsin.
Bellamy will radio again when he gets eyes on the dispersal system, but I want to talk it through first.
Bellamy, püskürtme sistemine ulaştığı zaman haber verecek. Ama önce yol göstermek istiyorum.
I'm only gonna ask you this once, and then I promise I will never bring up the Glee Club again.
Bunu sana sadece bir kez soracağım ve Glee Kulübü'nü tekrar sorun etmeyeceğine söz ver.
The car, after you cleaned it, but before we crashed it again.
Arabayı. Sen temizledikten sonra ama tekrar kaza yapmadan önce.
It's not every day you lose your father at the hands of your brother - Who ever said opportunity only knocks once, eh? - again.
Sonuçta insanın babası her gün kardeşinin ellerinde can vermiyor ikinci kez.
Once we're linked, I'll no longer have to sleep for 100 years again.
Bağlanığımız vakit artık yüz yıl boyunca uyumama gerek kalmayacak.
Before you lie again to a federal agent, how about you get me the names of those drivers?
Bir federal ajana bir yalan daha soylemeden once o şöförlerin isimlerini bana vermeye ne dersin?
And first of all, I've never done this before, And I'm never doing it again.
Öncelikle, bunu daha önce hiç yapmadım, bir daha da asla yapmam.
it breaks things down, but then it builds them back up again.
Bu.. Önce bozuyor,... sonra tekrar düzeltiyor.
And don't you go on anymore expeditions again without conferring with me first.
- İlk önce bana danışmadan, yolculuklara çıkmayacaksın.
- I lost you once today, I'm not gonna let it happen again.
Onu bugün bir kere kaybettim zaten, bir daha olmasına izin vermeyeceğim.
I wanted to understand you, before I laid eyes on you again.
Sana tekrar bakmadan önce seni anlamak istedim.
With a little bit of luck, we might have a little more than three weeks before he does it again.
Biraz şansımız varsa tekrar öldürmeden önce, elimizde üç hafta olabilir.
Did you tell me that he surfed at night so his nemesis Gonzo wouldn't sabotage his board again before the big competition?
Büyük yarıştan önce ezeli rakibi Gonzo tahtasını sabote etmesin diye geceleri mi sörf yapıyordu?
This never happened before, a freeman deciding of his own free will to play again.
İnanılmaz. Bu daha önce olmamıştı, özgür bir adamın kendi özgür iradesiyle yeniden oynamaya karar verişi.
Now, before I sober up and get all fucking weird again.
- Şimdi mi? Ayılıp yine garipleşmeden önce.
What... two years, five years in prison before you try to do it again?
İki yıl, beş yıl hapis mi bunu tekrar yapmayı denemeden önce?
We might have a little more than three weeks before he does it again.
Biraz şansımız varsa tekrar öldürmeden önce, elimizde üç hafta olabilir.
Montcourt has wounded you before, he may try again.
Montcourt sizi daha önce yaralamıştı yeniden buna kalkışabilir.
There's some noise just before "I will let you know." Play it again.
"Ben sana haber ederim"'den hemen önce bir ses var.
But then again, the Reggie I knew died years ago.
Ama benim tanıdığım Reggie yıllar önce ölmüş zaten.
If I had to do it again, I'd still protect you first.
Yine böyle bir şey olsaydı, yine önce seni korurdum.
A day ago, I never wanted to talk to her again.
Bir gün önce, onunla bir daha konuşmak bile istemiyordum.
again 7789
against 107
against all odds 43
against my better judgment 31
against the wall 112
against me 47
against you 50
against who 36
again and again and again 16
again and again 108
against 107
against all odds 43
against my better judgment 31
against the wall 112
against me 47
against you 50
against who 36
again and again and again 16
again and again 108
against whom 18
against what 33
once upon a time 600
once or twice 100
once and for all 239
once in a lifetime 20
once more 250
once a week 102
once is enough 17
once in a while 156
against what 33
once upon a time 600
once or twice 100
once and for all 239
once in a lifetime 20
once more 250
once a week 102
once is enough 17
once in a while 156