Party all the time traducir turco
100 traducción paralela
My girl likes to party all the time
Sevgilim sürekli eğlenmeyi sever
I mean, we party all the time, right, Josh?
Sürekli parti veririz, değil mi Josh?
Man, like it's one big party all the time.
Bu, hiç bitmeyen büyük bir parti gibi
You know, they just relax, they party all the time.
Sürekli rahatlar adamlar, sürekli bir parti veriyorlar.
* Michael wants * * to party all the time!
# Michael her zaman # # Parti yapmak isterdi! #
* Party all the time *
# Parti yapmak isterdi! #
And I told him that you party all the time. ( laughs )
Ben de süper bir parti kızı olduğunu söyledim.
For all time to come the Party will be the source of political leadership for the German people.
Her zaman Partiye katılmak, Alman halkı için siyasi liderliğin kaynağı olacaktır.
Let's go to the party and have a good, gay time, tell yokes to all the private peoples.
Partiye gidelim, neşeli vakit geçirelim, Tüm o özel kişilere "sıkra" anlatalım.
"Now is the time for all good men to come to the aid of their party."
"Şimdi bütün iyi adamların partilerinin yardımına gelmelerinin zamanı."
"Now is the time for all good men to come to the aid of their party."
"şimdi bütün iyi insanların partilerinin yardımına gelme zamanıdır."
The Melon man is throwing the greatest party of all time!
Melon denen adam bu zamana kadarki en mükemmel partiyi veriyor!
Oh, we spent all that time at the Brewster's Christmas party last year.
Geçen yıl Brewster'ın Noel partisinde o kadar zaman geçirdik.
In the only time that we passed by each other, it guaranteed me with all the certainty what in this afternoon would not rain since it was going to a party in the open air.
Onunla tanıştıktan çok kısa bir süre sonra bana, kendisi bir bahçe partisine gideceği için o öğlen yağmur yağmayacağının garantisini vermişti.
- Every time Mr. Burns has a birthday... all his employees have to help out at the party... and I always get some terrible job.
- Bay Burns`un doğumgünlerinde bütün çalışanları partide yardımcı olarak çalışmak zorunda....... ve bana her zaman korkunç bir iş düşüyor.
The truth is, time measured in years would have no significance at all if a second-rate sun hadn't pulled this planet into the little suck party we call gravity, causing everything on it to wither... and die.
Gerçek şu ki, yıllarla ölçülmüş bir zamanın hiç önemi yok öyle olsaydı, dünyanız yer çekimi denilen şey yüzünden güneş tarafından yutulurdu. ... her şey solar... ve ölürdü.
There was people coming and going all the time, always a party going on.
Sürekli gelip gidenler varmış, devamlı partiler olurmuş.
You see, the Grahams have a party, uh, this time of year... so all the folks can get together before we're stuck inside for the winter.
Graham ailesi yılın bu vakitleri davet verirler. Böylece kışın herkes kendi köşesine çekilmeden önce bir araya gelinmiş olur.
We go to the warehouse all the time... just go there to party, talk about chicks.
Depoya her zaman gidiyoruz sadece parti için, kızlar hakkında konuşmak için.
We'd all work 14 hours... party till dawn, then pile in Joe's van, and wake up in New Hampshire or Maine... with just enough time to get back for the next shift.
Anlatsana. 14 saat çalışırdık. Sabaha kadar eğlenirdik.
It's the greatest swingers party of all time.
Tüm zamanların en harika eş değiştirme partisi.
Slazenger's having a cocktail party this evening, and everybody's dying to meet you for the very first time... all over again.
Slazenger bu akşam üzeri bir kokteyl veriyor, ve herkes seninle ilk tanışan olmak için ölüyor...
Rest of the time it's all party and poontang.
Kalan zamanında keyfine bakardı.
We need to know, for the good of the piece if any of you have any connection, if you subscribed to a newsletter if you attended a party, anything anything that could compromise this, anything at all because now would be the time to tell us.
Haberin iyiliği için, herhangi bir bağlantınız olup olmadığını herhangi bir gazeteye üye olup olmadığınızı, herhangi bir partiye gidip gitmediğinizi herhangi bir şeyi bilmemiz gerekiyor bunu tehlikeye atabilecek olan her şeyi çünkü şu an bunu söylemenin zamanı.
You drink all the time, we're having a party.
Sen de içiyorsun. Parti verip eğleniyoruz.
As you all know, my new show Deep Powder is premiering next week - my official unveiling as a big-time celebrity - and someone gets to come with me to the party as my guest.
Hepinizin bildiği gibi, yeni şovum Deep Powder'ın haftaya galası olacak. Yüksek düzey bir ünlü olarak ilk resmi gösterimim ve biri benim konuğum olarak partiye benimle gelecek.
All yours, ditching his party this week end cause I don't want him to get all crazy violent everytime a boy undresses me with his eyes, which happens all the time, it's not my fault, I can't help it.
Senin olsun hepsi, Bu hafta sonundaki partisine gelmeyeceğim çünkü onun o kıskançlık krizlerini çekemem bir erkek bana asılırken ki bu her zaman başıma gelir, Bu benim suçum değil.
You know, one time, i remember she brought out all this food from the cabinets, put it out like we were having a party, then she left us, locked the doors for... two days.
Bir keresinde dolaplardan bütün yiyecekleri çıkardı parti yapıyormuşuz gibi masaya dizdi sonra bizi terk etti. Kapılar kilitliydi yaklaşık iki gün boyunca.
As long as I get to the party in time to party, everything'll be all right.
Partiye zamanında vardığımız sürece bir problem yok.
All she wants is time alone to process everything. You don't think she knows about the party?
Onun şimdi tek istediği, bu süreçten geçerken yalnız olmak.
At Carnival time, music, folklore, creatures, mythical and real, all come together for the Caribbean's biggest party.
Karnaval zamanı müzik, folklor, mistik ve gerçek canlılar hepsi Karayipler'in en büyük partisi için bir araya gelir.
It's just that he does that to me all the time, and I have my not-so-swe 1 16 party this friday.
Bunu her zaman yapıyor ve bu cuma "pek masum olmayan" 16. doğum günü partim var.
The most kick-ass party of all time!
Tüm zamanların en iyi partisi olacak!
And you just party with rich people all the time?
Her zaman zenginlerle gününü gün edeceksin.
This is the 20-minute call for all dancers to the main stage because it is time for bachelor party duty.
Yirmi dakika çağrısı. Bütün dasnçılar ana piste çünkü bekarlığa veda partisi zamanı.
This party has to have all the excitement, drama and intrigue of my time here.
Parti, burada yaşadığım bütün heyecan drama ve entrikayı içermeli.
Would you at all be interested in a story about the time I wound up in a birthday party for Carl Lewis?
Carl Lewis'ın doğum gününde nasıl heyecanlandığımla ilgili bir hikâye ilgini çeker miydi?
- Dude, last week of school, man, which means the countdown to waiting for the biggest party of all time is over!
Geri sayım başladı.. dünyanın en güzel partisi için gün sayıyoruz!
So, the biggest party of all time is Friday which means we don't get to go.
.. yani kaçıracak bir gün değil! - Asla
I am so with you- - we should blow this out and throw Luke the best birthday party of all time.
Biz de bunu Luke'a şimdiye kadar yapılan en iyi partiyi yapmak için kullanabiliriz.
There was this one time... and I remember Holly, because... the night before he took me to this party, somewhere in Malibu, and he spent the entire time, flirting with this lady blonde and I had to stay in the corner and chat with his business associates about products all night...
Bir defasında... bunu hatırladım Holly, çünkü... beni Malibu'da bir yere bir partiye götürmüştü, ve tüm geceyi köşedeki sarışınla flört ederek geçirmişti, bense iş arkadaşlarıyla konuşup durmuştum..
But tonight, he's having the girls-gone - wildest bachelor party of all time!
Bunun şerefine bu gece görüp görebileceğiniz en harika bekarlığa veda partisini veriyor!
... you don't work hard, yet girls love you and you party all the time. How is this possible?
Nasıl oluyor bu ya?
Gonna be the greatest party of all time!
Gelmiş geçmiş en muhteşem parti olacak!
This is the worst party of all time.
Bu, gelmiş geçmiş en berbat parti.
Because the last time I did, you threw a party for all your friends.
Çünkü son kez seni yalnız bıraktığımda tüm arkadaşlarına parti yaptın.
You are just in time to help me with all these decorations for the party tonight.
Akşamki partinin hazırlıklarına yardım için tam zamanında geldin.
♪ all this nasty business gets so rotten ♪ ♪ I think it's time to put this party in the ground ♪ ♪ oh, oh, oh, oh, oh, oh, oh ♪
Çeviri çok aceleye geldi hatalarım için özür dilerim.
Anna... But this is exactly the time when we should be having a party, to make us feel all better.
Moralimizi düzeltmek için tam da parti yapılacak zaman.
It's like that time in kindergarten, when you insisted that I bring you home from the slumber party'cause all the other girls were sleeping with the nightlight on.
Tıpkı kreşteki gibi. Diğer kızlar gece lambasıyla uyuyor diye pijama partisinden gelip almamı istemiştin.
And they're all coming into their life, and its exciting time, and things are happening in the country, and everybody's joining the Nazi party. "
"Hepsi hayata adım atıyor olacaktır, hem de heyecanlı bir dönemde." "Ülkede bir şeyler olmaktadır, herkes Nazi partisine katılmaktadır."
all the time in the world 18
all the time 1146
the times 79
the time is now 61
the time has come 121
the time will come 16
the time 110
the time masters 23
the time is 69
party 591
all the time 1146
the times 79
the time is now 61
the time has come 121
the time will come 16
the time 110
the time masters 23
the time is 69
party 591
partying 40
party time 60
party tonight 16
party pooper 21
party people 52
party of two 19
party of one 25
party on 25
party's over 181
party time 60
party tonight 16
party pooper 21
party people 52
party of two 19
party of one 25
party on 25
party's over 181