English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / inglés → turco / [ P ] / Pretty lady

Pretty lady traducir turco

692 traducción paralela
Pretty lady just take off clothes.
Hoş bayan elbiselerini çıkarır.
Pretty lady want see Mr. Denny.
Hoş bayan Bay Denny'i görmek ister.
Pretty lady pretty pants, peep peep!
Tatlı hanım, tatlı don!
You'll get your Pretty Lady.
Pretty Lady senin olacak.
That's why I'm going ahead with Pretty Lady.
Onun için Pretty Lady'yi yapıyorum.
Pretty Lady has to be a hit.
Başarılı olmalı.
May I remind you that Pretty Lady's out-of-town opening is not far away?
Pretty Lady'nin turne açılışının yakında olduğunu hatırlatabilir miyim?
This is the Pretty Lady company, isn't it?
Bu Pretty Lady kumpanyası, değil mi?
- Let me read the pretty lady's future.
- Güzel bayanın geleceğini okuyayım.
The pretty lady's going to marry me. We shall make our future ourselves.
Güzel bayanla evleneceğiz ve geleceğimizi birlikte çizeceğiz.
A pretty lady might wander in.
Güzel bir bayan geziniyor olabilir.
"A pretty lady." Young people are so demanding today.
"Güzel bir bayan." Genç adam, bugün çok talepkârsınız.
To impress a pretty lady who went for men that were shady
Güzel bir bayanı etkilemek için gölge bir yere geçtiği...
How do you, pretty lady?
Nasılsın, güzel kızım?
You seem upset, pretty lady.
Mutsuz görünüyorsunuz, güzel bayan.
Thus the pretty lady came through the wall, bed and all to divert herself with his highness.
Böylece güzel kadın, duvarı geçip majesteleriyle beraber olurdu.
How's that, pretty lady?
Paul ve Henri Tallendier. " " " Bu nasıl olur?
How's that, pretty lady?
- Böyle nasıl, tatlı bayan?
How's that, pretty lady?
Böyle nasıl, güzel bayan?
Come on, pretty lady.
Haydi güzel bayanlar.
It's embarrassing talking business with a lady, especially a pretty lady.
Oh, şey, bir hanımefendi ile iş konuşmak can sıkıcı, özellikle de sizin gibi güzel bir hanımefendiyle.
- Rosario, when do you think the pretty lady can leave?
- Rosario, bu hoş bayan ne zaman gidebilir sence?
I don't know you, pretty lady.
Sizi tanımıyorum güzel bayan.
"Very pleasure, promenade, pretty lady..."
Gezinti, Güzel Bayanlar, Çok eğlenceli... "
A pretty lady doesn't need to do her own dirty work,
Güzel bir kadının kendi pis işlerini yapması gerekmez.
And what is in this pretty lady's head?
Bu cici hanımın aklında ne var?
It's not every day I receive a gift from such a pretty lady.
Hergün böylesine güzel bir hanımdan hediye almıyorum.
how I was going to get myself a hat full of gold, come back here with a real pretty lady,
Nasıl bir altınla dolu şapka alıp, Güzel bir kadınla buraya geleceğime dair.
- Thank you, pretty lady.
- Teşekkür ederim güzel bayan.
A pretty lady, for example.
- Güzel bir bayandan mesela. - Katılıyorum.
Oh, no, it's Uncle Peter and that pretty lady.
Hayır, Peter dayı ile o güzel bayan.
Wow, what a pretty old lady,
- Ne güzel bir hanım.
You'd better be pretty nice to me, lady.
Bana karşı nazik olsanız iyi edersiniz hanımefendi.
You're counting on me.
Siz bana, ben de Pretty Lady'ye güveniyorum...
I'm counting on Pretty Lady because it's got to support me for a long time.
... çünkü beni uzun süre ayakta tutacak.
Gives you a pretty accurate picture of a lady. Obvious, isn't it?
Bayanın nasıl biri olduğu konusunda nihai bir fikir veriyor, değil mi?
- And the lady pretty as a pack of aces.
Ve sizi de, bir deste as kadar güzel bayan.
- He's in pretty bad trouble, lady.
- Başı büyük belada, bayan. - Ne yapmış?
Probably I'm prejudiced, but it seems to me that Suzy is a pretty cute young lady.
Belki önyargılıyım ama, bana öyle geliyor ki Suzy cana yakın genç bir bayan oldu.
A peach as pretty as the lady.
Bayan kadar tatlı bir şeftali.
But my head's pretty hard, and killing a man with a sap is no work for a lady.
Tabi kafam oldukça kalındır. Ve sopayla adam öldürmek de bir kadına göre değil.
Pretty old lady, isn't she?
Epey yaşlandı değil mi?
Are you going to grouch about a picture, or are you going to give a real live and pretty young lady a chance to prove she belongs here?
Bir resim için dırdır edip duracak mısınız, yoksa canlı ve güzel genç bayana... buraya ait olduğunu kanıtlaması için bir fırsat mı vereceksiniz?
You look like a pretty independent young lady.
Başına buyruk bir kıza benziyorsun.
I got a pretty big mouth sometimes... so if you'll just tell your old lady I said I'm...
Bazen ağzım çok bozulur. Benim adıma annenden...
Hey lady, look at the pretty baby!
Şu tatlı bebeğe bir bakın.
That pretty young lady. Boss FinIey's daughter. Yeah.
Üzgün, kaybolmuş kadınlara ilgi ve geçici bir umut.
Aren't you lucky, getting to sleep with this pretty young lady?
Çok şanslısın değil mi, bu kadar güzel bir hanımla beraber uyuyacaksın?
You're a mighty pretty old lady.
Yaşlı bir kadına göre çok güzelsiniz.
Our wounds were tended by a German lady... who spoke English and was pretty, if somewhat old.
Yaralarιmιza bakan Alman hanιm... İngilizce konuşuyordu ve biraz yaşlιca olsa da çok güzeldi.
She's pretty and polite and a lady.
Çok güzel ve nazik, tam bir hanιmefendi.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]