English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / inglés → turco / [ P ] / Pull the other one

Pull the other one traducir turco

54 traducción paralela
Pull the other one, Lydia.
Başka bir yalan bul Lydia.
Why don't you pull the other one?
Başka bir yalan bul.
- Pull the other one.
- Ya öbürü.
- Pull the other one.
- Külahıma anlat.
- Pull the other one!
- Bunu külahıma anlatın.
Pull the other one.
Başka birşey bul.
Oh, go pull the other one.
- Şaka yapıyor olmalısın!
Yeah, pull the other one.
Bu numaralara karnım tok.
No, boy, you pull the other one first, that being your main chute.
Hayır evlat, önce diğerini çekeceksin. Bu ana paraşütün.
Pull the other one.
Diğer hikayene geç.
Pull the other one and I'll whistle "Falle Loosen".
Diğerini kullan ben de ıslıkla "Falle Loosen" çalayım.
Oh, pull the other one.
Oh, diğerini çek.
- Pull the other one.
- Diğerine geç.
Pull the other one.
Başka yalan bul.
Pull the other one, Jeremy.
Başka bir şey uydur.
He was... I don't know, third month, fourth month, 18, 19. Pull the other one with my free hand... take us and drop them behind these truck tires.
Toplasan dördüncü ayıydı ve 18, 19 yaşındaydı.
Ah, pull the other one.
Geç bu işleri.
Pfft. Pull the other one.
Haydi oradan.
Pull the other one.
Külahıma anlat!
Many a time I had to use one hand to pull the other one away from your throat.
Çoğu zaman bir elimi boğazından çekebilmek için diğer elimi kullanmak zorunda kaldım.
Yeah, pull the other one, it's got bells on.
Ufak at da civcivler yesin.
"If I pull the other one, then I'll have none left."
Öbürünü de kullandığınızda, geriye başka kalmıyor.
Pull the other one.
- Başkasına anlatın Bay Edwards.
( LAUGHS ) Pull the other one.
Başka birini seç.
- Pull the other one.
- Başka bir şey söyle.
Pull the top bit over the other one.
Bir kenarı diğerinin üzerine katla.
Push it in, you get one, pull it out, you get the other.
Onu, içeri sokarsınız, bir kanal olur, dışarı çıkarırsınız, başka bir tane daha olur.
- Somehow or the other we have to lock up the fake one and pull out the real uncle!
- Nasıl? - Ya öyle, ya böyle sahte amcayı hapsedeceğiz, gerçek amcayı da kurtaracağız!
One side of this thing is positive, while the other side... has a strong negative pull.
Bir taraf pozitif, diğer taraf ise... kuvvetlice negatif yük taşır.
Pull the other fucking one!
Baslatma!
Get one arm while I grab the other and pull him.
Ben kolunu kaldırdığımda sen de diğerini tut ve onu çek
Go on, pull the other one.
Devam et. Beni aptal yerine koy. "Ave Maria" da söyler mi?
A demonstration of brute strength between two opposing sides, where one side can pull the other side across a central line.
İki karşı taraf arasındaki bir kaba kuvvet gösterisi ki taraflar birbirini merkez noktaya çekmeye çalışırlar.
I thought maybe I could pull the part from one of the other tubs.
Arızalı parçayı diğer jakuzilerden alırım diye düşünmüştüm.
She tied one end of the floss to her tooth, the other end to the memory card, so if she needed it, she could use the floss to pull it up.
Bir dişe, diş ipi bağlayıp, ipin diğer ucunu da hafıza karta bağlamış. Eğer ihtiyacı olursa çekmek için diş ipini kullanabilirdi.
You reach down, you pull one foot out of the mud, then the other.
Hayatından memnun değilsen bu konuda bir şeyler yap. Eğil, bir ayağını çamurdan çıkar, sonra diğerini de çıkar.
You pull me from one coast to the other and you tell me nothing!
Beni bir kıyıdan bir başkasına sürüklüyorsun ve bana hiçbir şey anlatmıyorsun!
I can crack an alarm with one hand use the other one to pull your oxygen tank.
Alarmı tek elimle hallederim diğer elimle de senin oksijen tankını çekerim.
Friends are supposed to compliment each other on their hair... not pull big wads of it out of the other one's shower drain.
Arkadaşlar birbirlerinin saçları hakkında iltifatlar yağdırmalıdırlar. Duş giderinde oluşmuş büyük saç kitlelerini toplamamalıdırlar.
One was to pull the master switch, the other was to do the deed.
Birisi ana alteri kapattı,... diğeri de o işi halletti.
As things stand, one choice is easier to pull for than the other.
Bu şekilde olursa tecrübeli olanın kazanması daha normal.
Pull the other one, kid.
- Evet
Pull the other one, you lying dangler.
- Çok da inandım, seni yalancı zampara.
They push from the other side and you pull from this one.
Onlar o taraftan iteliyor sen de bu taraftan çekiyorsun.
So if you didn't pull the trigger, that only leaves me with one other possible culprit.
Yani tetiği sen çekmediysen, geriye bir seçenek kalıyor.
If we take off our vests string'em together, tie one on here and throw the other across then we go around and pull.
Yeleklerimizi çıkaralım, iplere geçirip bir tanesini buraya bağlayalım. Sonra öbür tarafa atalım ve dolaşıp çekelim.
You want me to get one of my other guys, pull him away from doing whatever the hell he's doing, so he can do it for you?
Böylece bunu senin için yapabilir. Hayır.
I guess that's why we're all meeting here... where ain't any one of us can pull on the other.
Bu yüzden hepimiz burada oluşuyoruz herhalde. - Kimsenin birbirine çekemeyeceği bir yer.
If one of you can only do 10 pull-ups, the other one can't be seen doing 12.
Biriniz sadece on şınav çekebiliyorsa diğeri on iki yaparken görünmemeli.
When I pull a little bit of power from each of the other tenants, no one will know.
Bütün kullanıcılardan biraz güç alırsam da kimse farkına varmaz.
And then at one point, as you're eating your way through all of these other components, the captain will come over to the table, remove the fire... pull apart the fire.
Bir noktada, siz diğer şeyleri yerken... başgarson geliyor, ateşi kenara alıyor... ve onu aralıyor.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]