Saved your life traducir turco
1,585 traducción paralela
My dad saved your life.
Babam hayatını kurtardı.
Is that how you talk to people who saved your life?
Hayatını kurtaran insanlarla böyle mi konuşursun?
He saved your life.
O senin hayatını kurtardı.
You gotta wait for the cops, man. Hey! Hey, buddy, you even gonna thank the guy who just saved your life?
Hey dostum, az önce hayatını kurtaran adama bir teşekkür bile yok mu?
Huh? This guy right here - he just saved your life.
Bu adam az önce hayatını kurtardı senin.
Where I'm from it ain't polite not to break twig with the beaver that just done up and saved your life, boy.
Benim mekânımda dal ikramını reddetmek hiç de nezaketli bir davranış değil. Hayatını kurtarır evladım.
- How about that? I saved your life.
- Bak hem hayatını kurtarmış oldum.
Yeah, but has he saved your life like I did?
Evet, ama o senin hayatını benim gibi kurtardı mı?
It's true, I suck at tic-tac-toe, but I saved your life.
Haklısın, XOX'te kötüyüm ama senin hayatını kurtardım.
He's the one who saved your life.
Hayatını kurtaran kişi o.
somebody saved your life tonight.
Bu gece birisi hayatını kurtardı.
Somebody saved your life tonight.
Bu gece birisi hayatını kurtardı.
I saved your life.
Hayatını kurtardım.
I saved your life, man! GRUNTS : Whoa!
Hayatını kurtardım dostum.
I saved your life and this is how you repay me?
Hayatını kurtardım ve karşılığını böyle mi ödüyorsun?
- I just saved your life.
- Hayatını kurtardım.
If you remember right, I saved your life back there.
Eğer hatırlıyorsan orada senin hayatını kurtardım.
- I just saved your life. The least you could do is tell me what happened.
- Az önce hayatını kurtardım en azından bana neler olduğunu anlatabilirsin.
I just saved your life.
- Daha yeni hayatını kurtardım.
Probably saved your life more than once.
Muhtemelen hayatını birden fazla kez kurtardı. Sen de onunkini.
MAN : Your dad saved your life.
Baban hayatını kurtardı.
Howard freaking Hughes saved your life.
Howard "acayip" Hughes. Hayatını kurtardı!
That ceiling collapse, it saved your life.
Tavanın çökmesi senin hayatını kurtardı.
What you told me is that traitors should die and you betrayed the guy who saved your life!
Sen bana ne söylemiştin ki hainler ölmeli and you betrayed the guy who saved your life!
I saved your life over there So distasteful so repulsive.
Lan oğlum hayatını kurtardım orada senin. Bu ne antipatik...
- l just saved your life.
- Hayatınızı kurtardım.
- I saved your life.
Senin hayatını kurtardım.
- I saved your life.
- Senin hayatını kurtardım.
After I saved your life and all.
Senin ve diğerlerinin hayatını kurtardıktan sonra.
I have saved your life!
Hayatını kurtardım!
That's the third time I've saved your life.
Üçüncü kez hayatını kurtardım.
I saved your life.
Senin hayatını kurtardım.
And I didn't. And it saved your life.
Vazgeçmedim ve bu senin hayatını kurtardı.
- He saved your life?
- Hayatını mı kurtardı?
I saved your life, Ben.
Senin hayatını kurtardım, Ben.
That guy Stephen saved your life.
Stephen senin hayatını kurtardı.
That's how I saved your life.
İşte böyle hayatını kurtardım.
Just so we're clear, you just saved your brother's life tonight.
Doğru anlaşıldığımızdan emin olmak için. Bu akşam ağabeyinin hayatını kurtardın.
If you cast down your burdens, and you say to God that He is bigger than all the problems in your life, you will be saved.
Eğer üzerinizdeki yükten kurtulmak istiyorsanız Tanrıya, hayatınızdaki tüm sorunlardan daha büyük olduğunu söyleyin. Kurtulmuş olacaksınız.
I have to believe that if your dream could have saved a woman's life it would have been dreamt by somebody a little more... a little older, a little more sure of themselves.
Bana göre eğer rüyan bir kadının hayatını kurtaracak olsaydı, senden biraz daha.. biraz daha büyük, kendinden daha emin biri tarafından görülürdü.
Mr. Yule risked his life and saved your father's in the war.
Ama Bay Yule hayatını riske attı. Ve savaşta babanızın hayatını kurtardı.
Your Seeker here saved her life.
Arayıcı, kızımın hayatını kurtardı.
Julio, you... You almost saved your little brother's life.
Julio, az daha kardeşinin hayatını kurtarıyordun.
Uh, you know, your sister... she saved my life.
Kız kardeşin hayatımı kurtardı.
My gut tells me that your friend's life, the one hanging in the balance not gonna be saved by a tube of toothpaste.
İçgüdülerim bana, ölümle cebelleşen arkadaşının hayatının bir diş macunu tüpü tarafından kurtarılamayacağını söylüyor.
I saved your damn life.
Senin lanet hayatını kurtardım.
Girl just saved your life.
Kız senin hayatını kurtardı.
And if your friend had died in there, If you and I hadn't saved her life, That would've been on all of us, too.
Arkadaşın orada ölmüş olsaydı sen ve ben onu kurtarmamış olsaydık bu da hepimizin suçu olacaktı.
Based on our traditions your life has been saved.
Töre gereği canın bağışlandı.
I saved your sorry life!
Perişan bir hayattan çekip çıkardım seni!
Yeah? If you saved every paycheck you earn for the rest of your life and then multiply it by ten, you could probably buy my muffler.
Hayatının geri kalanında kazandığın bütün paralarını biriktirip on ile çarparsan, mufflerımdan bir tane alabilirsin.
your life is over 24
your life 193
your life depends on it 17
your life is in danger 35
life 1101
lifetime 19
life is but a dream 17
life is good 62
life is beautiful 34
life goes on 120
your life 193
your life depends on it 17
your life is in danger 35
life 1101
lifetime 19
life is but a dream 17
life is good 62
life is beautiful 34
life goes on 120
life is short 124
life isn't fair 26
life is too short 32
life sucks 30
life's a bitch 23
life's too short 77
life or death 27
life is hard 20
life is complicated 17
life is full of surprises 25
life isn't fair 26
life is too short 32
life sucks 30
life's a bitch 23
life's too short 77
life or death 27
life is hard 20
life is complicated 17
life is full of surprises 25