See them traducir turco
15,231 traducción paralela
I see them best in your two hands.
Bence senin ellerindeyken.
I see them best with you standing right there.
Senin ellerinde ve sen tam orada dururken.
Whenever you see them...
Onları gördüğünüzde...
Hands where I can see them.
Ellerinizi görebileceğim bir şekilde kaldırın!
Hands where I can see them!
Kaldır ellerini!
But you didn't see them?
Ama onları görmeye gitmedin öyle mi?
People see them all the time.
İnsanlar onu her zaman görüyor.
I ride to Truckee straight after, Mr. Vinson, but I aim to see them safe.
Hemen Truckee'ye at süreceğim Bay Vinson ama önce güvende olduklarını bilmem lazım.
We just can't see them.
Biz onları göremiyoruz.
Two years later, I went back to see them.
İki yıl sonra onları görmek üzere tekrar döndüm.
Sometimes I can see them through this.
Bazen onları görebiliyorum, bunun içinden bakınca.
Keep your hands where I can see them.
Kaldır ellerini.
You announce that someone's here, you see if I'm ready to see them, then you bring them in.
Biri beni görmek isterse onları buraya getirmezsin ben hazırsam getirirsin.
I'm simply saying things as I see them.
Ne gördüysem onu söylüyorum.
I wanna see them kiss so fucking bad.
Öpüşseler süper olurdu!
I need to see them, now!
Onları görmem lâzım... şimdi.
I want to see them, now.
Onları görmek istiyorum, hemen.
It's sweet to see them.
Onları böyle görmek çok hoş.
You can see them if you like! - Papa!
Baba!
Our job is to see them out of Russia, and make sure they never return.
İşimiz Rusya'dan ayrılmalarını ve asla geri dönmemelerini sağlamak.
We heard there was a couple, moved here from... Russia, and they were having a very bad time, financially, and so I went to see them.
Rusya'dan buraya bir çiftin taşındığını ve finansal anlamda oldukça kötü zamanlar geçirdiğini...
We are separate enough that we have no need to see them.
Onları görmemize ihtiyacımız kalmayacak kadar ayrıyız.
Oaths were taken, and I have come to see them honored.
Yeminler edildi .. ve ben de tutulduklarını görmek için geldim.
Call Benghazi police and see if that's them.
Polisi ara, gelenler onlardan mı, öğren.
If people see that you're one of them, that's good.
İnsanların seni kendileri gibi görmesi iyi olur.
See, you people- - you people want them to be extraordinary.
Siz onların olağanüstü olmalarını istiyorsunuz.
You get to see all your friends... dressed up... dancing with boys... they never even knew liked them.
Bütün arkadaşların orada olacak. Güzel bir elbise giyeceksin. Erkeklerle dans edeceksin.
You see they want to die, but I won't let them.
Gördüğün gibi ölmek istiyorlar ama ben buna izin vermeyeceğim.
One day some young man'll ride them rails to see his fiance and he'll get himself married.
Bir gün delikanlının biri nişanlısını görmek için bu raylardan gelir ve evlenirler.
We should talk to Philadelphia P.D., have them do a drive-by, see if he's still there.
Philadelphia Polis Departmanıyla konuşmalıyız, eğer hala oradaysa, gidip bir baksınlar.
See, that's what I wanted to do out there on them streets, back home with my troubles there but couldn't.
Ben de bunu yapmak ve sıkıntılarımdan kurtulmak istemiştim, ama yapamadım.
Let them see all the available facts so they make the right decision.
Bütün gerçekleri göstereceğim, onlar da doğru kararı verecek.
"If I see an interracial couple, " I'm gonna stop them.
"Irklararası bir çift görürsem, onları durduracağım."
They're more or less the same in any corner of the world and even the bravest of them don't want to see their wives and children skinned for a lost cause.
Dünyanın her köşesinde hepsi aşağı yukarı aynı ve en cesurları bile karısı ve çocuklarının kayıp bir dava uğruna derisinin soyulduğunu görmek istemez.
I see them.
- Onları görüyorum!
Did you see her writing these? Actually writing them?
Bu yazdığı şeyleri gerçekten yazarken gördün mü?
You see, I am in charge of compiling the list of guests, but it's my husband who seems to know all of them.
Konuk listesini hazırlayan benim ama herkesi tanıyan ise kocammış.
Call them, you'll see.
Ara öğren istiyorsan.
No, no,'cause you see Johnny can call 20 maniacs in prison, all doing life without parole, who, for a case of cigarettes, will say they killed your step dad, and you paid them to do it.
Hayır, hayır çünkü Johnny ömür boyu hapis yemış... bir paket sigara için babanı senden aldığı para karşılıgında... kendisinin öldürdüğünü söyleyebilecek 20 manyak bulabilir.
The more you tell them about what you see, the more inclined they'll be to... throw you away.
Onlara gördüklerini anlattıkça... seni bırakmaya daha da meyilli oluyorlar.
If you see any old people in here, stop them!
Yaşlıları görürseniz bir şekilde durdurun.
This gives them a sense of purpose, you can see it in their eyes.
Bu, onları amaç sahibi yapıyor. Gözlerinde görebilirsin.
That's why I wanted them, you see.
Bu yüzden onları istedim.
There was nothing there for them to see.
- Görecekleri bir şey yoktu ki.
Took them over an hour to get here, then they looked around for a whole two minutes, but by then, of course, there was nothing to see.
Anca bir saatte geldiler, sonra tam iki dakika boyunca etrafa baktılar ama tabii o zamana kadar kimse kalmamıştı.
I mean, surely you must see the staggering numbers of them as you travel through the city.
Şehirde seyahat ederken muhakkak onlardan şaşırtıcı sayıda görüyor olsanız gerek.
You could see the light through them.
Işığı geçirdiklerini görebilirdin.
I dinna see how ye'd ever grind them for parritch.
Bunlar lapa için nasıl ezilebilir hiç bilmiyorum.
Your men are filled with anger towards England, as are mine, but my captain wanted England to see that anger and make them fear it.
Adamların da benimkiler kadar İngiltere'ye nefret besliyor. Lakin benim kaptanım İngiltere'nin o nefreti görmesini ve ondan korkmasını istiyor.
I see what you see in them- -
Onlarda ne gördüğünü anlıyorum- -
If the street would hear you were being mistreated, if they were to see you emerge from this place damaged or not at all, I'd risk losing them.
Eğer sokaktaki insanlar sana kötü davrandığımızı duyarsa, buradan ayrılmadığını ya da hasar aldığını görürlerse her şey riske girer.
theme 39
them 588
themselves 24
theme song 16
themed 19
theme music playing 79
theme music 17
them's the rules 20
them too 26
theme song playing 16
them 588
themselves 24
theme song 16
themed 19
theme music playing 79
theme music 17
them's the rules 20
them too 26
theme song playing 16