She's my family traducir turco
207 traducción paralela
Yeah, I should be sitting out there sipping a beer in my old house... looking at my other house that she sold to some new family right out from under my nose- - illegally, I might add.
Evet, evimde oturup, biramı içerken, burnumun dibindeyken yeni bir aileye satmış olduğu eski evime bakmalıyım, kanunsuz satıldığını da eklemeliyim.
"Please inform her that she is to follow dutifully... " the advice of Her Majesty's ambassador... " and extend to her, as well as to your entire family... my fond greetings and affections.
Lütfen onu, ekselanslarının elçisinin tavsiyelerine büyük bir ehemmiyetle kulak vermesi yönünde bilgilendirin ve onunla birlikte tüm ailenize sonsuz saygı ve sevgilerimi iletin.
She lives in the country with my family.
Ailemle şehir dışında yaşıyor.
Do you? Why, the very idea that I should have to spend my honeymoon watching her paint in watercolors just because she's like somebody from the buttercup family, I...
Sırf düğünçiçeği familyasından biri gibi olduğu için balayımı, onun suluboya yapışını seyrederek geçirmem biraz tuhaf.
She's the daughter of my late husband's sister. By an unfortunate union, which we in the family prefer to forget.
Rahmetli kocamın kızkardeşinin... aile içinde unutmayı tercih ettiğimiz birlikteliğinden olan kızı.
This boat belonged to my family... but now she's in bad shape.
Bu kayık aileme ait. Haline bak!
My daughter even works as his private secretary and he treats her like she was part of the family.
Kızım da yanında sekreter olarak çalışıyor ve kızıma sanki aileden biriymiş gibi davranıyor.
She's with my family, Motta.
Ailemle birlikte, Motta.
She's my daughter, honor of the Sharwari family.
O, benim kızım Sharwari ailenin onuru.
Thanks to Alma's broad-mindedness, she's a member of our family, and she's expecting my grandchild.
Alma'nın geniş fikirliliği sayesinde o da ailemizin bir parçası artık ve torunumu doğurmayı bekliyor.
She say s in her last letter "On the one hand my two kids on the other my family." She's indecisive.
Son aldığım mektupta diyor ki... "Bir tarafta sevdiğim kocam, iki çocuğum. Bir tarafta ailem." Bocalama içerisinde.
She's my family.
O benim ailem.
My wife brought armies of lovers to the house, who worked in droves so that she might bring up a huge family of bastards.
Eşim, eve bir sürü sevgili sokmuş, tonla sevgiliyle'iş'çıkarmış, neticede sürüyle piçten müteşekkil büyük bir aile kurmuş.
I'm back to my role of mediocre person who couldn't ask for more than what she already has and must continue to be the support of an unhappy family with an alcoholic father and two little brothers.
Sıradan hayatıma geri dönüyorum sahip olduğundan daha fazlasını isteyemeyen mutsuz ailesine destek olmaya devam etmek zorunda olan iki küçük kardeş ve alkolik bir babaya sahip olan.
So she put me on the train back. She's not really my aunt. She's a friend of the family.
Aslında gerçek halam değildi, ailemizin bir dostuydu.
It's only natural. She's my husband's only family.
Doğal bir sonuç, kocamın tek akrabası.
Yeah, that's what my wife meant when she said it's becoming a McCallister family travel tradition.
Karımın McCallister seyahat geleneğinden kastı buydu.
Well, my wife's family has tied up all the assets, but Miriam said that she would stand for the bond and...
Ama Miriam kefaleti ödemek istediğini söyledi.
This scum brutally murdered my son... and she's brutally murdered an entire family's chance... for another moment of peace or happiness.
O pislik oğlumu vahşice katletti. Ailemin mutlu ve huzurlu olma şansını yok etti.
And now she's dead because I wasn't there when my family needed me.
Ve şimdi o ölü! Çünkü ailemin bana ihtiyacı olduğu zaman, ben orada değildim!
She's the one who stole my husband and broke up my family.
Kocamı çalan, yuvamı bozan oydu.
Well, she's my family, too.
- O benim de ailem.
No one in my family likes you, except my mom,'cause she's crazy and Nina,'cause she's blind.
Ailemdeki kimse senden hoşlanmıyor, annem hariç. Çünkü o deli ve Nina. Çünkü o bir kör.
For my family, she's the best I could everfiind.
Ailemiz için, o bulabileceğimin en iyisi.
One minute we're having an excruciating family dinner... and the next minute she's manipulated my kid to spend her Sunday... with my father at the country club.
Bir an acı verici bir aile yemeği yiyoruz ardından Pazar gününü babamla kır klübünde geçirmesi için kızımı yönlendirdi.
Since then, my daughter's become an expert on what she calls "our family dysfunction."
O zamandan beri kızım ailemizdeki sorunlarda uzman oldu.
Now that my mom is here, you know, doing this community service, well, she and me and Cyril, it's like we're a family, you know?
Annem şimdi burada, biliyorsun, kamu hizmetinde, O, ben ve Cyril, tıpkı bir aile gibiyiz, biliyor musun? Muhteşem bir şey.
See, my family's coming, and my mom, she's... It's complicated.
ailem bana geliyor ve annem çok titiz bir kadındır.
When she dies, she's going to be in my house, with our priest, surrounded by family.
Öldüğünde benim evimde başında papazımız ve ailesi olmalı.
- What jug? Remember when I was a kid, my mother showed me this special jug... that's been passed down in my family for years... in a long-standing Kim tradition that she'll personally present... to the boy I'm going to wed?
Hani ben çocukken annem bana yıllardır ailede olan bir sürahi göstermişti.
Carlos disappeared for a while afraid he would be next and then this girl shows up with a baby, says it's his and she can't afford it and suddenly I'm in charge of my family.
Carlos bir süre ortadan kayboldu, sıradakinin o olduğundan korkmuştuk. Ardından kucağında bebekle bir kız geldi ve bebeğin onun olduğunu ve büyütemeyeceğini söyledi. Birden tüm aile bakmak zorunda kaldı.
Well, my mom's been sick for a long time with Alzheimer's, and she was always the glue that kind of kept the family together.
Annem çok uzun zamandır alzheimer hastası. Ve her zaman aileyi bir arada tutan kişi o olmuştu.
If I know my mom, now she'll come in... give me a worried look mixed with a look of... don't worry, he's family but he's just your uncle, it will be OK'.
Annemi tanıyorsam, şimdi içeri gelecek ve... endişeyle karışık bakışları adeta şöyle diyecek : "Merak etme, o aileden, ama alt tarafı amcan, her şey yoluna girecek"
Paige seems to think that if she crams enough family members down my throat that I'm gonna give in, but it's not gonna work, because nothing is working.
Hiçbir şey çalışıyor çünkü işe yaramayacak lt var boğazıma, ben pes edecek Paige o yeterli aile üyeleri crams eğer düşünüyor.
My girlfriend Lillian and me... she's a housekeeper for a family in Boca... we were having our nails done at Madam Rose's... and we were talking about our ladies.
Arkadaşım Lillian ile ben ; Boca'daki bir evde gündelikçi olarak çalışır Madam Rose'un evinde tırnaklarımızı yaptırır ve hanımlarımız hakkında konuşurduk.
- She's my family now.
Theresa, benim ailem artık.
She looks like most of the women in my wife's family.
Karımın ailesindeki kadınlara çok benziyor.
She's my family... my insides.
O benim ailem, yakınım.
Yeah, it is, and this is my grandmother's broach, and that was handed down through the family, and my mother thought she had gotten that, but I got it.
Evet, öyle. Bu da büyükannemim broşu. Ailemizde kuşaktan kuşağa devredilir.
She need us do this family tree, and I thought it was gonna be a good Christmas present for my family, you know, and I'm... and I've found out that my mom's great-grandmother... was black,
Aile ağacı yapmamızı istedi, ve bunun ailem için güzel bir Noel hediyesi olacağını düşündüm, Biliyorsun, ben... ben annemin büyük-büyük-büyükannesinin... siyah olduğunu öğrendim, yani anne tarafım bir parça siyah, yani benim... annemin bir melez ( octoroon ) olduğunu bilmiyordun, değil mi?
Amira is being discreet about the nature of our relationship, which was not an appropriate one, and I think she's trying to save me from embarrassment, from the embarrassment of myself and my family.
Amira ilişkimizin doğası gereği çekingen davranıyor. Doğru olmayan bir ilişkiydi. Sanırım benim bu utancı yaşamama... ve ailemin bu utancı yaşamasına engel olmaya çalışıyor.
She's my family now.
Agnes nerede?
She's my family now.
O şimdi benim çocuğum.
She's my family now.
Hey, neredesin?
She's my family now.
Mutlu Noeller.
She's my family now.
- Dana?
Billy? She's my family now.
Şimdi o benim çocuğum.
I thought I was gonna have to hide my purse... at the family reunion,'cause she used to steal.
Aile toplantısında çantamı saklamaktan korkuyordum.
Same as Dad, Mum, Sis and Granny. She's my family.
Ana gibi, baba gibi, kardeş gibi, o benim ailem.
Dad never really liked my mother's side of the family, and after she died and he came here I was raised by a guardian.
Babam, anne tarafını hiç sevmedi ve annem ölüp babam buraya geldiğinden beri... Bir gardiyan tarafından yetiştirildim.
My mom didn't come from a wealthy family but at least she's got class.
Annem zengin bir aileden gelmedi, ama hiç olmazsa onun itibarı var.
she's my sister 210
she's my cousin 38
she's my friend 189
she's my girl 23
she's my niece 28
she's my mother 114
she's my best friend 111
she's my daughter 242
she's my wife 185
she's my mom 39
she's my cousin 38
she's my friend 189
she's my girl 23
she's my niece 28
she's my mother 114
she's my best friend 111
she's my daughter 242
she's my wife 185
she's my mom 39
she's my girlfriend 101
she's my favorite 16
she's my baby 33
she's my soul mate 16
she's my ex 33
she's my boss 27
she's my 39
she's my patient 35
she's my partner 33
she's my responsibility 16
she's my favorite 16
she's my baby 33
she's my soul mate 16
she's my ex 33
she's my boss 27
she's my 39
she's my patient 35
she's my partner 33
she's my responsibility 16