English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / inglés → turco / [ S ] / She was already dead

She was already dead traducir turco

212 traducción paralela
She was already dead.
Kız çoktan ölmüştü.
If she was already dead, he'd have put her body in the back.
Arabaya binmeden öldürülmüş olsaydı katil cesedi bagaja koyardı.
When I hurried there to see Sasuke, she was already dead.
Sasuke'yi bulmak için aceleyle oraya gittiğimde, çoktan ölmüştü.
She was already dead.
O çoktan ölmüş.
She was already dead, Willy.
O zaten ölüydü, Willy.
When I got there, she was already dead.
Vardığımda, çoktan ölmüştü.
She was already dead.
Ölüydü de, ondan.
UH, YES, SIR, BUT SHE WAS ALREADY DEAD.
Zaten ölmüştü. Anlaşılıyor.
She was already dead, when I arrived.
Oraya vardığımda çoktan ölmüştü.
I don't know anything, she was already dead.
Hiç bir şey bilmiyorum. Çoktan ölmüştü.
They used her image to seduce you, but she was already dead.
Seni baştan çıkarmak için görüntüsünü kullandılar ama o zaten ölmüştü.
When your father got up she was already dead.
Baban kalktığında çoktan ölmüştü.
She was already dead!
Zaten ölmüştü!
You dumped your own roommate out of a plane, and she was already dead?
Zaten ölmüş olan oda arkadaşını uçaktan aşağı mı attın?
She was already dead when I got there.
Oraya gittiğimde zaten ölmüştü.
Mademoiselle Patricia Lane, she was already dead.
Matmazel Patricia Lane çoktan ölmüştü.
- She was already dead?
- Kız çoktan ölmüş müydü?
I tried to save the last one but she was already dead.
Sonuncuyu kurtarmaya çalışmıştım ama çoktan ölmüştü.
She was already dead, darling, wasn't she? So I suppose...
Sevgilim, zaten ölmüştü, değil mi?
I know. But she was already dead and I couldn't let go.
Biliyorum ama o ölmüştü ve gitmesine izin veremezdim.
She was already dead.
Zaten ölmüştü.
She was already dead.
Ama o ölmek istiyordu.
She was already dead.
O çoktan ölmüştü.
When I got here... ... she was already dead.
Eve geldiğimde çoktan ölmüştü.
I tried to get Lyndsay back to Voyager, but... she was already dead.
Lyndsay'i Voyager'a geri götürmeye çalıştım, ama... çoktan ölmüştü.
She was already dead.
Marilyn ölmüştü.
I pretended for years that she was already dead.
Bana yıllardır zaten ölmüş gibi geliyordu.
She was already dead when we got here.
Buraya geldiğimizde zaten ölmüştü.
She was already dead when I found her.
Onu bulduğumda zaten ölmüştü.
She was already dead, killed by the Beast.
Zaten ölmüştü, canavar tarafından öldürülmüştü.
She was already dead.
O çoktan öImüştü.
- Maybe she was already dead.
- Belki kadın zaten ölmüştü.
As if she was already dead.
Sanki kadın daha önceden ölmiş gibi.
Thank God she was already dead.
Neyse ki ölüyken yanmis.
Claims she was already dead when she found her.
Onu bulduğunda çoktan ölmüş olduğunu iddia ediyor.
She was already dead. That's when I called 911.
Çoktan ölmüştü, ben de 911'i aradım.
I hope she was already dead when they shut the door.
Umarım kapısını kapattıklarında zaten ölmüştü.
"Maybe she was dead already."
"Belki de çoktan ölmüştür."
"Maybe she was dead already."
"Belki çoktan ölmüştü."
A boy, but it was already dead before she came in here.
Bir erkek, ama o daha buraya gelmeden çoktan ölmüş.
I couldn't be sure if she was already dead or only unconscious.
Cesedi gördüm bayırın üstünden doğal olarak aşağıya indim gerçekten ölü mü yoksa sadece bilincini mi kaybetmiş anlayamadım
But it was only because I can't make you believe... that she's already dead.
Tek yolu buydu ama seni onun zaten ölü olduğuna inandıramıyorum.
When she found him, he was already dead.
Kadın onu bulduğunda ölüymüş.
When you got there, was she alive or already dead?
Oraya gittiğinde, yaşıyor muydu ölü müydü?
- No, her chest. About half a hand below her heart, but still it was enough to kill her if she hadn't already been dead.
- Hayır, göğsünden... kalbinin yaklaşık bir buçuk el altında, ama genede bu onu öldürmek için yeterli değildi... eğer o çoktan ölmüş olmasaydı.
Her mom was dead before they blew up Alderaan, so wouldn't she be queen already?
O zaman kraliçe olurdun. Annesi zaten Alderaan havaya uçmadan önce ölmüştü, zaten kraliçe değil miydi?
- Yes, she was dead already
- Evet, ölmüştü.
She was already dead.
O anda ölüymüş.
No, she was there by accident, or she'd be dead already.
- Hayır, o tesadüfen oradaydı.
That's what I mean. And that's because she was supposed to dead already.
Çünkü o saate kadar ölmüş olacağını hesap ediyordun.
She was dead already.
- O artık bir ölüydü.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]