She was my wife traducir turco

She was my wife.

Benim karımdı.

She was my wife when she married Chandler.

Chandler'la evlendiğinde benim karımdı.

We had our differences, but she was my wife.

Farkli yönlerimiz vardi, ama o benim karimdi.

She was my wife.

O, benim karımdı.

She was my wife.

Benim de karım.

She was my wife.

O benim karımdı.

She was my wife, I'd- -

Benim karım olsaydı ben...

I said she was my wife.

Eşimdi dedim.

- She was my wife. - Oh.

O eşimdi.

If my wife was watching, then she'd know. Just how much I loved her... and how I'm suffering without her right now. She'd know all that.

Burada olsaydı onu ne kadar sevdiğimi, ne kadar acı çektiğimi mutlaka bilirdi.

I think the ghost wife met Mr. CEO when she was still inside my body.

Galiba o hayalet kadın içime girdiğinde Başkan ile karşılaşmışım.

You see, my wife was in the habit of folding her nightgown every morning when she got up and putting it under her pillow.

Görüyorsunuz, karımın huyu her sabah kalktığında geceliğini katlayıp, yastığının altına yerleştirmekti.

The funny thing was that when my wife found that in my pocket she thought that I was the one who bought it for you.

Komik olan şey, karım onu cebimde bulduğunda onu sana alanın ben olduğumu sandı.

She said she was not worthy to be my wife.

Eşim olmaya değer olmadığını söyledi.

No, I know it was Friday, because that was the day... my wife told me she was gonna have a baby.

Eminim, Cuma günü olduğunu biliyorum, çünkü o gün karımın bir bebeğimiz olacağını söylediği gündü.

I've finished a case a little earlier than I expected and I told my wife I'd try and join her later if I could but I very stupidly forgot where she said she was going.

Bir davayı beklediğimden biraz daha erken bitirdim....... ama yapabilseydim karıma katılmayı deneyecektim ama onun gideceğini söylediği yeri aptalca bir şekilde unuttum.

What's wrong with running? I was down at the office, my wife called, she told me to get home in a hurry, and I'm tryin'to get...

Ofisteydim ve karım telefonla beni arayıp hemen eve gel dedi.

She saw her mother and father shot, her sister cut down with a saber along with a baby she was holding. Her sister's name was Nantah, and Nantah was my wife.

... Kızkardeşi elindeki çocuğuyla, kılıç saplanıp doğrandı Kızkardeşinin ismi Nantah'dı,..

Your creeps have no compunction phoning my house... giving me orders, talking to my wife like she was...

Köpeklerin evime telefon etmekten bana emirler vermekten, karımla konuşup ona...

Once she was... my son's wife.

Bir zamanlar... oğlumun karısıydı.

My wife was so twisted she said to me, " I hope your next play's a flop,

Karım o kadar sapıtmıştı ki "Dilerim yeni oyunun çuvallar." diyordu,

No, I was at a dinner party at the Grendon Hotel and by coincidence, I was phoning my wife when she was attacked.

Hayır, Grendon Otel'de akşam yemeğine davetliydim. Garip bir tesadüf eseri tam eşimle telefonda konuşurken saldırıya uğradı.

You see, my son's wife... she was, she had to...

Biliyorsunuz, oğlumun karısı, zorundaydı...

Now that I've spoken to my wife... I know that she was upstairs all the time.

Karımla konuştum ve artık biliyorum ki o hep yukarıdaymış.

My wife was going to the ghat when she heard he had collapsed

Karım ghata giderken onun düştüğünü duymuş.

My wife went out without telling me, and I thought perhaps she was with you.

Karım bana söylemeden dışarı çıkmış, ve ben düşündüm ki belki seninle birliktedir.

Or was it two months ago that she stopped being my wife?

Yoksa iki ay önce miydi, karım olmayı bıraktı?

My wife, she was so happy about it, she...

Karım, bundan çok mutlu oldu, o...

My wife was hysterical and she wasn't making much sense.

Karım kendini kaybetmişti, saçma sapan konuşuyordu.

I had morning sickness and your wife was there. She said my husband would have been happy, if I were married.

Bulantım vardı ve karın da dedi ki evli bir kadın olsaymışım kocamı mutlu edermişim.

When my wife told me that she was going to have a baby... it was the happiest moment I've ever known.

Karım, bebeğimiz olacağını söylediğinde... Hayatımın en mutlu anıydı.

McCabe I will guarantee that you could bring in any boy that age tell my wife that it was her son she'd accept him without question.

McCabe... O yaşta herhangi bir çocuğu getir karım onu oğlu zanneder. Sorusuz sualsiz kabul eder.

She was the daughter of my wife's first husband.

O, karımın ilk kocasının kızıydı.

As a matter of fact, it's possible that my wife won't join me because when I left home she was not well.

Aslında karımın buraya gelememe ihtimali var. Evden ayrıldığımda pek iyi değildi.

My wife was there, and she's frightened he's coming for revenge.

Karim da oradaymis ve simdi intikam için dönmesinden korkuyor.

And while she was there, my wife became acquainted my father says, with this photographer named Sam Hunt.

Ve karım oradayken, babamın dediğine göre... Sam Hunt adındaki şu fotoğrafçı ile tanışmış.

Hands off my wife! - L thought she was your daughter.

Çek ellerini karımın üstünden!

My wife, she was kind of hoping'it, too.

Karım, o da böyle ister.

She was my wife!

Kadın benim karımdı!

She was the last person to see my wife.

Karımı son gören kişi o.

I told you, that my wife was guillotined... because she'd murdered my best friend.

Karımın en yakın arkadaşımı öldürdüğü için giyotin ile idam edildiğini söylemiştim.

My wife existed only six minutes on the operating table, and then she was dead.

Karım ameliyat masasında sadece altı dakika kaldı ve öldü.

Yeah, but I was just gonna call my wife, and she's probably still talking.

Evet, fakat sadece karımı arayacaktım, ve muhtemelen hala konuşuyordur.

Well, it kind of seems to me that if... somebody popped in and told my wife that they found my car... at the bottom of a canyon with a bullet hole in it, you know, I think she would wanna ask if I was in the car, if I was hurt, if I was alive...

Şey, bana öyle geliyor ki, eğer... biri içeri girip karıma arabamı uçurumun dibinde bir mermi deliği ile birlikte bulduğunu söyleseydi, bilirsiniz ya, sanırım arabada olup olmadığımı, yaralı olup olmadığımı, yaşayıp yaşamadığımı sorardı...

She was a friend of my wife.

Karımın arkadaşıydı.

She was like a total stranger, not like my wife.

Sanki karım değil de yabancı biriydi.

I left my wife all thinking she was happy and everything.

Ενden çιkarken karιmιn mutlu οlduğunu falan sanιyοrdum.

Yeah, but I was just gonna call my wife, and she's probably still talking.

Karımı arayacaktım, ama hala konuşuyordur.

He paid my wife's medical bills all the years she was sick.

Karımın hastalığı boyunca ilaç paralarını ödedi.

But today I had the funeral for my wife and she was able to make that.

Ama bugün Connecticut'ta eşimin cenazesi vardı, oraya gelebildi.

'I went back to my office after a week,'after the toughest few minutes of my life,'telling Tommy Ray's wife she was a widow,'and the kid that his daddy was gone forever.

'Bir hafta sonra ofisime gittim.' 'Tommy Ray'in karısına artık bir dul olduğunu...''... ve çocuğa, babasının sonsuza kadar gittiğini...''... söyleyerek geçirdiğim hayatımın en zor birkaç dakikasından sonra.'