Sorry to traducir turco
42,658 traducción paralela
Sorry to keep you waiting.
Beklettiğim için kusura bakma.
- I'm so sorry to hear that.
- Bunu duyduğuma üzüldüm.
Sorry to disturb, Doc.
Rahatsız ettiğimiz için kusura bakma doktor.
I'm sorry to hear that.
Bunu duyduğuma üzüldüm.
Sorry to interrupt.
Böldüğüm için özür dilerim.
Oh, I'm sorry to be such an annoyance.
- Rahatsızlık verdiğim için özür dilerim.
Well, uh, sorry to have bothered you.
Rahatsız ettiğimiz için üzgünüz.
Sorry to sound morose.
Kulağa huysuz geliyorum, kusura bakmayın.
By the way, I was sorry to hear about your wife.
Bu arada, karın için üzüldüm.
Yeah, I'm sorry to hear that. - You were young.
- Bunu duyduguma uzuldum.
Uh, I'm sorry to interrupt.
Böldüğüm için üzgünüm.
Sorry to disappoint you, but I guess now we're even.
Kusura bakmayın, hayal kırıklığına uğrattım ama sanırım artık ödeştik.
Sorry to interrupt your practice.
Antrenmanı böldüm, özür dilerim.
I'm sorry to bother you again.
Tekrar rahatsız ettiğim için üzgünüm.
- Mrs. Bradley? - Yes? Sorry to interrupt, but I need Mr. Jensen.
Bayan Bradley, böldüğüm için üzgünüm ama Bay Jensen'la konuşmalıyım.
I'm sorry to bother you at work.
Rahatsız ettim, kusura bakmayın.
Look, I'm sorry to...
Bak, affedersin...
Mrs Mahmoud, so sorry to keep you waiting.
Bayan Mahmoud, beklettik kusura bakmayın.
Well, say sorry to joy for me.
Joy'a selam söyle
Oh, I-I'm sorry to hear that, sweetie.
Çok üzüldüm hayatim.
I'm sorry to hear that.
Bunu duyduğuma üzgünüm.
Sorry, to do what?
Pardon, ne?
Leave me to feel sorry for myself.
Beni üzülmek için yalnız bırak.
She wants you to get up off your sorry ass and help me.
O üzgün kıçını kaldırıp, bana yardım etmeni istiyor.
I'm sorry you weren't there to see it.
Orada olup izlemediğin için üzgünüm.
I'm very sorry about what happened to your daughter.
Kızınızın başına gelenlere çok üzüldüm.
Sorry I couldn't make it to the hospital.
Hastaneye gelemediğim için özür dilerim.
I'm so sorry we had to do this to you.
Sana bunu yaptığımız için üzgünüm.
I'm really sorry that you had to see that.
Bunu görmek zorunda kaldığın için gerçekten üzgünüm.
Sorry we had to make an emergency landing.
Kusura bakmayın acil bir iniş yapmamız gerekti.
Okay, I'm sorry, like, I didn't go to no fancy ass, like,
Tamam üzgünün ben senin gibi şaşalı..
I'm really sorry that things didn't go the way you wanted them to.
İşler istediğin gibi gitmediği için gerçekten çok üzgünüm.
I'm sorry we couldn't afford to give you that limo.
Limuzin tutmaya gücümüz yetmediği için üzgünüm.
I'm sorry you feel that way, Skye, but I'm proud of my efforts, and I wanted to share that with the class.
Böyle düşünmene üzüldüm Skye ama çabamla gurur duyuyorum ve bunu sınıfla paylaşmak istedim.
I'm sorry, I didn't know I was going to be so late.
Özür dilerim, bu kadar gecikeceğimi bilmiyordum.
I'm sorry, but... what makes you think our son had anything to do with this?
Pardon, neden oğlumuzla ilgisi olduğunu düşünüyorsunuz?
Mom, I'm sorry, but I've got to go.
Anne, üzgünüm ama gitmem lazım.
I'm sorry, I didn't mean to scare you.
Affedersiniz, sizi korkutmak istemedim.
Sorry, Clay, I'm not at liberty to discuss it.
Üzgünüm Clay, bu konuya giremem.
I'm so sorry for what happened to you, Violet.
çok üzgünüm Olanlar için Sana Violet.
Sorry, to me, this looks way too preserved to have been in here for any serious length of time.
Pardon bence kesin bir zaman vermek için... -... iyi korunmuş gibi gözüküyor.
Oh, sorry, I've got to take this.
Üzgünüm, buna cevap vermem lazım.
Sorry, no offence, Mum, but jesse might be about to kill Gale.
- Anne darılma ama Jesse, Gale'i öldürmek üzere. - Olamaz!
Just tell me you did it and that you're sorry, and I don't have to do this.
Yaptığını itiraf et ve özür dile de ben de bunu yapmak zorunda kalmayayım.
I'm sorry for coming to you.
Sana geldiğimiz için özür dilerim.
I'm sorry you had to see that.
Buna şahit olduğun için kusura bakma.
And, again, I am sorry you had to see that, even though I know you have seen some things.
Buna şahit olduğun için tekrar özür diliyorum. Gerçi sen de az şey görmemişsindir.
And I'm so sorry I ever did this to us.
Ve bize bunu yaptigim için çok özür dilerim.
I'm sorry I lied to get out of the thing.
Olayın dışında kalmak için yalan söylediğimden ötürü üzgünüm.
I'm sorry, governor, had I been part of that conversation, I would never have agreed to do this.
Üzgünüm Valim. Bu konuşmanın bir parçası olsaydım asla bunu kabul etmezdim.
This freezing sewer was my life, and nobody has the basic human decency to say sorry, or even fucking why!
Bu soğuk bok çukuru benin hayatımdı. Kimse çıkıp nezaketen de olsa özür dilemeyi bırak, nedenini bile söylemedi!
sorry to bother you 488
sorry to interrupt 698
sorry to hear that 198
sorry to disturb you 153
sorry to bother 18
sorry to trouble you 44
sorry to have bothered you 32
sorry to waste your time 18
sorry to keep you waiting 279
sorry to interrupt you 16
sorry to interrupt 698
sorry to hear that 198
sorry to disturb you 153
sorry to bother 18
sorry to trouble you 44
sorry to have bothered you 32
sorry to waste your time 18
sorry to keep you waiting 279
sorry to interrupt you 16