Sorry to be late traducir turco
140 traducción paralela
I'm very sorry to be late, sir.
Geciktiğim için çok özür dilerim, efendim.
- Sorry to be late, Mr...
- Geciktim, kusura bakmayın Bay...
Terribly sorry to be late.
Geç kaldığım için çok çok özür dilerim.
Sorry to be late.
Üzgünüm, geciktim.
Sorry to be late, my dear.
Geç kaldığım için kusura bakma hayatım.
Sorry to be late, I went to see Tokiko
Geciktiğim için kusura bakmayın, Tokiko'yu görmeye gitmiştim.
Uncle, dear, I'm so sorry to be late.
Sevgili Dayıcığım, geciktiğim için çok üzgünüm.
I'm sorry to be late, Natalie.
- Üzgünüm geciktim, Natalie.
- Sorry to be late. Hello, everybody.
- Merhaba, sevgilim.
I... I am sorry to be late, Boris Lermontov.
Geciktiğim için özür dilerim, Boris Lermontov.
Sorry to be late.
Geciktiğim için özür dilerim.
Sorry to be late, Tyree.
- Geciktiğim için üzgünüm, Tyree.
Sorry to be late, sir.
Geç kaldığım için özür dilerim.
Sorry to be late, Sgt. Nicolai.
Geciktiğim için özür dilerim, Çavuş Nicolai.
I'm terribly sorry to be late but the rehearsal went on and the awful part is, I have to go back.
Gecikmemi bağışlayın ama prova uzun sürdü, dahası hemen geri gitmem gerek.
I'm sorry to be late
Geciktiğim için üzgünüm.
I am sorry to be late, but unfortunately, a wheel came off.
Geciktiğim için özür dilerim, ama ne yazık ki tekerlek çıktı.
- Sorry to be late, sir.
- Geç kaldım, özür dilerim komutanım.
I'm so sorry to be late, my dear, but I... I had a little more trouble than usual.
Geciktiğim için üzgünüm, tatlım, fakat ben... başım olağandan biraz daha fazla derde girdi.
I'm sorry to be late, but I stopped to pick up Vip.
Geç kaldım, özür dilerim. Bir kutu Vip alıp geleyim dedim.
- Sorry to be late.
Geç kaldığı için üzgünüm.
I'm sorry to be late.
Geciktiğim için özür dilerim.
I'm sorry to be late, but as you must have heard... some lunatic was hiding in my closet.
Geciktiğim için üzgünüm ama duymuş olduğunuz gibi delinin... biri dolabıma saklanamıştı.
Hi. I'm sorry to be late.
Merhaba, geciktiğim için üzgünüm.
Excuse me, please. I'm really sorry to be late. Well, you understand.
Bağışlayın lütfen geç kaldığım için gerçekten çok üzgünüm.
Sorry to be late.
Geç kaldığım için özür dilerim.
- Sorry to be late.
- Geciktiğim için üzgünüm.
- Sorry to be late.
- Geciktiğim için özür dilerim.
I'm sorry to be late. Well, you're here now, and that's all that matters.
Sonunda geldin ya, önemli olan bu.
- How...? - Sorry to be late, gentlemen.
- Geciktiğim için özür dilerim, beyler.
- Sorry to be late.
- Geç kaldım.
I'm sorry, Miss Adams, I'm afraid I'm going to be late for my own wedding.
Özür diler bayan Adams, kendi nikahıma geç kalacağımdan korkuyorum.
Sorry to be late.
Geciktiğim için üzgünüm.
I am sorry to be so late.
Bu kadar geciktiğim için özür dilerim.
I'm terribly sorry to be so late.
Geç kaldığım için çok özür dilerim.
I'm sorry to be so late.
Bu kadar geciktiğim için üzgünüm.
I'm sorry to be so late.
Geç kaldım, affedersiniz.
I'm sorry I was so late coming to you but the King is demanding and the Barons have to be kept at bay.
Yanına bu kadar geç geldiğim için özür dilerim. Ama kral ve baronlar, yanlarında daha fazla kalmam için beni sıkıştırıp durdular.
I'm sorry to be calling so late, but I need to have a few words with you... on a very important matter.
Wiltshire Vilayeti Polis Teşkilatı'ndan.
"It's too late, he's dead, there's nothing to be done. " And I'm sorry, I can't come. "
"Artık çok geç, o öldü, yapılacak bir şey yok ve üzgünüm, gelemeyeceğim."
Sorry to be so late.
Üzgünüm geç kaldım.
I'm sorry to be calling so late, but I found this necklace.
Üzgünüm, aramak için çok geç vakit ama ben bu kolyeyi buldum.
I'm sorry I'm late, but T-Bone wanted to be buried in the family plot and I brought the body back.
Üzgünüm, geciktim. Fakat T-Bone aile mezarlığına gömülmek istedi ben de kendisini buraya getirdim.
I'm sorry to be so abrupt. I'm late for an appointment.
- Kaba davrandığım için özür dilerim ama randevuma geç kaldım.
RUTH : I am really sorry to be so late.
Gerçekten geç kaldığım için üzgünüm.
sorry. i don't want to be late for work. not today.
Özür dilerim, bugün işe geç kalmak istemiyorum.
Too late to be sorry, sir.
Üzgün olmak için çok geç, bayım.
Anyway, it's a bit too late to be saying, "Sorry, it didn't work".
Zaten, "üzgünüm, işe yaramadı" demek için biraz geç.
Well, I'm sorry to have to leave you, but if I don't go, I'll be late for work.
Seni yalnız bıraktığım için üzgünüm ama eğer gitmezsem işe geç kalacağım.
Hey, Sarah, sorry to be calling on you so late, but have you heard?
Hey, Sarah, geç cevapverdiğim için kusura bakma, sen de duydun mu?
Sorry to be so late, ladies.
Geciktiğim için üzgünüm kızlar.
sorry to bother you 488
sorry to interrupt 698
sorry to hear that 198
sorry to disturb you 153
sorry to bother 18
sorry to have bothered you 32
sorry to trouble you 44
sorry to waste your time 18
sorry to keep you waiting 279
sorry to interrupt you 16
sorry to interrupt 698
sorry to hear that 198
sorry to disturb you 153
sorry to bother 18
sorry to have bothered you 32
sorry to trouble you 44
sorry to waste your time 18
sorry to keep you waiting 279
sorry to interrupt you 16
sorry to disappoint you 99
sorry to intrude 38
sorry to call so late 16
sorry to have troubled you 22
sorry to wake you 60
sorry to disappoint 42
sorry to disturb 29
sorry to barge in 37
sorry to say 31
sorry to hear it 27
sorry to intrude 38
sorry to call so late 16
sorry to have troubled you 22
sorry to wake you 60
sorry to disappoint 42
sorry to disturb 29
sorry to barge in 37
sorry to say 31
sorry to hear it 27