Supermarket traducir turco
1,365 traducción paralela
Anyway, this one time, we were at the supermarket and she actually passed out.
Neyse işte, bir defasında süpermarketteyken gerçekten düşüp bayıldı.
She was handing out free Polish sausage at the supermarket.
Süpermarkette Polonya sosisi numunesi dağıtıyordu.
Maybe I'll pick it up in the supermarket checkout line one of these days.
Belki bir gün satın alırım kitabını.
They didn't get their computers the way you did... by trading in a bunch of box tops and $ 49.50 at the supermarket.
Hatta bilgisayarlarını bile senin gibi almıyorlar. Sen eski şişeleri verip üstüne 49 dolar 50 sent verip süper marketten almıştın.
I'm going to be so much like Cher that folks are gonna stop me in the supermarket and say
Cher'e o kadar çok benzeyeceğim ki insanlar süpermarkette beni durdurup
It's cold in the supermarket, and you like it like that.
Süpermarket soğuk ve bundan hoşlanıyorsun.
No one ever thinks about death in a supermarket.
Bir süpermarkette ölmeyi kimse hiç düşünmemiştir.
Naked man in the supermarket.
Süpermarkette çıplak adam.
" Stormed the supermarket?
- Ne yaptın marketi mi soydun?
Did you select the right sized one at the supermarket... knowing what you were going to be doing with it?
Süpermarketten, bu büyüklükte bir tane alırken onunla ne yapacağını biliyor muydun?
Go and ask supermarket.
- Süpermarkette.
Supermarket, toy section, in half an hour.
Süpermarket, oyuncak reyonu, yarım saat sonra.
Yeah... Open a bakery Open a supermarket Automobile repair shop An arcade...
Evet... bir fırın veya süpermarket açmak, araba tamircisi, çarşı... orada ne istersem yapabilirim.
You've got a clear shot at the suspect... eastbound on Archwood, from behind the supermarket.
Archwood'un Güneyine giden şüphelilere... atış şansı yakalayabileceğinizi bildirdi.
Leave to supermarket
kasa soyup, orayı burayı patlatmak yerine.
I would quickly open another supermarket or a warehouse or something.
Ben de hemen bir mağaza ve süpermarket açarım. Daha ne yaparım bilemiyorum.
When I worked as a bagger at a supermarket... all I thought of was becoming famous.
Süpermarkette poşetleri doldururken... Tek düşündüğüm ünlü olmaktı.
The first time I went to a supermarket, I couldn't close my mouth.
İlk kez bir süpermarkete gittiğimde, ağzımı kapatamadım.
I remember when I was a kid I stole a candy bar in a supermarket
Çocukken süpermarketten çubuk şeker çalışımı hala hatırlarım.
Where I am...? At the supermarket.
Marketteyim...
Now it's a shopping cart in the supermarket.
Şimdi sıra süpermarkette alışveriş arabasına geldi.
Horse get uncommon supermarket onions.
At pisliği ve süper market soğanı. Buldukların bu kadar mı?
Ray. what happened with your Dad today at the supermarket?
Ray, bugün markette babanla neler oldu? - Nasıl yani?
But the truth is. this all could've been avoided if Raymond had handled him better in the supermarket.
Ama işin aslı, Raymond durumu daha iyi idare etse böyle olmazdı. Ne?
If you take a dog to a supermarket. and he has an accident in the frozen food aisle. is it the dog's fault?
Bir köpeği markete götürsen ve donmuş gıdalar bölümünde bir kaza geçirse köpeğin suçu mudur?
I'm on my way to the supermarket, but I just had to stop by and tell you
Amy'den çok güzel bir teşekkür notu aldığımı söylemek için uğradım.
Not just some knick - knack you could pick up at the supermarket or the car wash.
Süpermarketten ya da oto yıkamadan alınabilecek ıvır zıvırlardan olmasın dedim. - Bu harika.
- This is a supermarket.
- Burası bir market.
Supermarket knockoff Advil now!
- Bana hemen ağrı kesici ver!
Were you in the supermarket?
Sen de markette miydin?
My acting class thinks I'm a sellout. My ma's hiding magazines in every supermarket in Seattle... so my 96-year-old grandmother doesn't see my dick.
Drama sınıfımdakiler beni hain gibi görüyor, annem dergileri saklıyor büyükannem penisimi görmesin diye!
Like this one time, I left the supermarket in a really bad mood... and then I met these very nice people, the Hare Krishnas.
Bir keresinde marketten, moralim çok bozuk bir şekilde çıkmıştım sonra şu hoş insanlar, Hare Krishna'larla tanıştım.
Here? In my supermarket?
Benim süpermarketimde mi?
And I let people cut in front of me in line at the supermarket.
Ve market kuyruğunda önüme geçmeye çalışanlara izin veriyorum.
My youngest son's just ordered this from a sex supermarket in Wolverhampton where I intend to return forthwith.
En küçük oğlum, Wolverhampton'daki bir seks marketten almış ve ben geri göndereceğim.
His only client was a security guard from a supermarket who wanted to learn how to defend himself against shoplifters.
Tek müşterisi mağaza soyguncularına karşı kendini nasıl savunması gerektiğini öğrenmek isteyen süpermarkette çalışan bir korumaydı.
You weren't at the supermarket.
Süpermarkette değildin.
Can you see me in this at the supermarket?
LASTİK KIZ Beni süpermarkette düşünsenize.
- A supermarket.
- Bir süpermarket.
He manages a supermarket.
Bir süpermarket yöneticisi.
Mr Salomon owned the supermarket.
- Bay Salomon, süpermarketin sahibi
Do you guys usually pick up girls in a supermarket?
Siz genelde kızları marketten mi alırsınız?
- To the supermarket.
- Süpermarkete.
My mom saw your mother in the supermarket wearing dirty overalls with chopsticks in her hair and arguing with the butcher.
Annem onu markette görmüş. Kirli elbiseler ve saçında tokalarla kasapla tartışıyormuş.
And Eliza will be a checkout girl at a supermarket, And Professor Higgins will be a professor at NYU.
Elize süpermarketteki kasa görevlisi, profesör Higgins de New York üniversitesindeki profesör olacak.
My husband, Michael, left for the supermarket at a quarter past nine in the morning.
( Alice ) Kocam, Michael, bir sabah dokuzu çeyrek geçe süpermarkete gitmek için evden çıkmıştı.
But there's an Indian supermarket nearby.
Ama yakında bir Hint marketi var.
The supermarket test.
Market testi.
- The supermarket?
Evet dinlerim. - Ya da markette?
What about the supermarket?
Ya süpermarket?
I WENT TO THE SUPERMARKET TODAY.
Bugün süpermarkete gittim.
super 764
superman 166
superior 42
supergirl 160
superstar 101
supernatural 203
supervisor 53
superstition 26
super bowl 26
superhero 37
superman 166
superior 42
supergirl 160
superstar 101
supernatural 203
supervisor 53
superstition 26
super bowl 26
superhero 37
superintendent 188
superficial 17
superb 98
supercalifragilistic 24
super hot 18
super cool 29
super cute 17
super fun 28
superheroes 23
super weird 19
superficial 17
superb 98
supercalifragilistic 24
super hot 18
super cool 29
super cute 17
super fun 28
superheroes 23
super weird 19