Superstition traducir turco
685 traducción paralela
But there are also confessions, which might very well be close to the truth, namely during the times when superstition ruled.
Ama insanların batıl inançlarla yönetildiği zamanlarda gerçeğe çok yakın gelen, itiraflar da vardı.
But isn't superstition still rampant among us?
Ama aramızda hâlâ batıl inançları olanlar yok mu?
Celestial Majesty, the superstition of the Princess centers on that rose-tree. Fail not to touch it.
Kutsal Majesteleri, prensesin batıl inancı, o gül ağacının merkezinde toplanıyor.
Oh, but that's all superstition.
Ama tüm bunlar batıl inanç.
The vampire is a pure myth, superstition.
Vampir sadece uydurmadır, batıl inançtır.
I may be able to bring you proof that the superstition of yesterday can become the scientific reality of today.
Eskinin batıl inancının bugünün bilimsel gerçeği olabileceğini ortaya çıkaracak kanıt gösterebilirim.
It may be superstition.
Batıl inançtır.
But I don't know, Haiti is full of nonsense and superstition.
Yani bilemiyorum. Haiti, safsata ve batıl inançtan geçilmez.
Wherever there is a superstition, you will find there is also a practice.
Beaumont'un evine giderken arabacının yolda ne söylediğini hatırladın mı?
Some native superstition, isn't it?
Bir çeşit yerli batıl inancı, değil mi?
It is the origin of the common superstition of the cat with nine lives.
Şu malum batıl inanç da bundan kaynaklanır... Kediler dokuz canlıdır.
- Lucky superstition for us.
- Bu batıl inanç bize yaradı.
It's a superstition.
Batıl inanç gibi bir şey.
I know it's superstition, but an old Hindu told me that if you touch an elephant's trunk, and he raises it, everything will be all right.
Batıl inanç, biliyorum, ama yaşlı bir Hindu, file dokunduğunda hortumunu kaldırırsa her şey yoluna girer, demişti.
What is the nature of this particular superstition?
Özellikle bu hurafenin aslı nedir?
In the name of man who's not to be judged by stupid superstition and prejudice.
İnsanlık namına kimse saçma hurafeler ve önyargılar ile yargılanamaz. Tanığı çıkarın.
Hence the local superstition of the murdering ghost.
Bu olaydan sonra köyde, cinayetleri hayaletlerin işlediğine dair batıl bir inanç oluştu.
There was a massacre on Superstition Mountain.
Superstition Dağı'nda bir katliama kurban gittiler.
There's an old newspaper superstition that the first big check you get, you put in the lining of your hat.
Eski bir gazetecilik inancı var. İlk büyük çekini şapkanın astarına koyarsın.
That's a funny superstition you newspaper people have.
Siz gazetecilerin bu batıl inancı komik.
It's all ignorance and superstition... from not knowing how to read or write.
Bu kadar batıl inançlı ve cahil olmaları... okuma yazma bilmediklerinden kaynaklanıyor.
Fighting against superstition is as hard as fighting against Satan himself.
Batıl inançlara karşı savaşmak Şeytan'ın kendisiyle savaşmak kadar zordur.
Silly superstition, isn't it?
Saçma, değil mi?
Nothing more than Gypsy superstition.
Sadece çingene hurafesi!
Marriage is a superstition.
Evlilik bir batıl inançtır!
I have a superstition about money being shown in my private room.
Hayır, özel odamda para alış verişini uğursuzluk sayarım.
One day, we shall be awakened with suffering and dismay to the realization that the soul is not a superstition nor the spirit of man a material substance that can be viewed under a microscope.
" Bir gün uyanacağız acı ve dehşetle. Fark edeceğiz ki ruh bir batıl inanç değil, bir insanın ruhu mikroskopla inceleyebildiğimiz bir madde değil.
That's the most cockeyed superstition I ever heard of.
Bu, şimdiye kadar duyduğum en aptalca batıl inanç.
No, no, that's a superstition.
Hayır. Bu batıl bir inançtır.
But that's not true, that's a superstition.
Bu doğru değil ama. Batıl inanç.
That's superstition Right, photographer?
Bu batıl inanç. Değil mi, fotoğrafçı bey?
There's an old superstition Way down South
Güney'de eski bir Batıl inanç vardır
The one day in the year When there's a superstition To bet one number-776.
776 numaraya bahis oynama batıl inancının olduğu bir gün.
People got a superstition To play it every 4th of July.
Millette, her 4 Temmuz'da bu numaraya oynamak gibi bir batıl inanış var.
You are looking at Superstition Mountain.
SUPERSTITION DAĞI Şu anda Superstition Dağı'na bakıyorsunuz.
You see, this is the true story of Superstition Mountain.
Bakın bu, Superstition Dağı'nın gerçek öyküsüdür.
You see, the Spaniards had defiled a holy place... when they came into Superstition... because to the Apaches it was the sacred home of their Thunder Gods.
İspanyollar Superstition Dağı'na gelmekle... mukaddes bir yeri kirletmişlerdi... çünkü Apaçiler için bu dağ, Gök Gürültüsü Tanrılarının kutsal eviydi.
The only thing I learnt was that the guy who'd murdered Buckley... wasn't the only killer loose in Superstition.
Sadece şunu öğrendim ki, Superstition'da dolaşan tek katil... Buckley'in katili değilmiş.
Fellow found gold in Superstition, Mrs. Thomas.
Biri Superstition'da altın bulmuş Bayan Thomas.
- Then, it is in Superstition?
- Yani, Superstition'da, ha?
I'm checking up on a female skeleton found in Superstition.
Superstition'da bulunan kadın iskeletini araştırıyorum.
I even learnt that an earthquake did hit Superstition.
Superstition'da gerçekten deprem olduğunu bile öğrendim.
But I'm on my way back to Superstition right now.
Ama şimdi Superstition'a dönüyorum.
The whole biography of Superstition Mountain won't be finished... till somebody takes that gold away from her.
Superstition Dağı'nın eksiksiz biyografisi, o altın... bağrından çıkarılmadığı sürece tamamlanmayacaktır.
If you should find Superstition's treasure, the State of Arizona... and the Government of the United States will recognise your claim to it.
Superstition'ın hazinesini bulursanız, Arizona Eyaleti ve... Birleşik Devletler Hükümeti sizi sahibi olarak tanıyacaktır.
Fear bred superstition, blinding his reason.
Korku, insanın aklını kör ederek batıl inançları da doğurmuştur.
It's superstition.
Bir batıl inanç.
That's your local superstition.
Sizin yerel batıl itikadınız.
You don't believe it's all superstition?
Bunun batıl olduğuna inanmıyor musun?
Yes - that's the superstition! Now for the practice.
Cesetleri mezarlarından çalanlar ilk önce onları mezara koymak zorundadır.
An old superstition.
Eski bir batıl inanç.
super 764
superman 166
superior 42
supergirl 160
superstar 101
supermarket 18
supernatural 203
supervisor 53
super bowl 26
superhero 37
superman 166
superior 42
supergirl 160
superstar 101
supermarket 18
supernatural 203
supervisor 53
super bowl 26
superhero 37
superintendent 188
superficial 17
superb 98
supercalifragilistic 24
super hot 18
super cool 29
super cute 17
super fun 28
superheroes 23
super weird 19
superficial 17
superb 98
supercalifragilistic 24
super hot 18
super cool 29
super cute 17
super fun 28
superheroes 23
super weird 19