Take a right traducir turco
3,187 traducción paralela
Take a right from there.
- Alo. Oradan sağa dön.
He's telling me to take a right.
Bana sağa dönmemi söylüyor. Addyson, ne düşündüğünü biliyorum.
Look... all right, you got to strap'em on, take this like a cop, okay?
Bak... tamam, sıkı durmalı ve bunu bir polis olarak ele almalısın, tamam mı?
Listen, Mary, just take a deep breath, okay, and calm down, all right?
Mary, derin nefes al ve sakinleş.
You don't take the top copy, right, that has a fold in it?
En üsttekini almazsın katlanma izi vardır, değil mi?
All right, we're gonna go take a look.
Pekala, bir bakalım.
Right now we take a break, we wait.
Şimdi, mola veriyoruz ve bekliyoruz.
But this is gonna take me a little time to get over, all right?
Bunu atlatmam biraz zaman alacak ama, tamam mı?
All right, so, let's take a look at the leader board.
Pekala, liderlik panomuza bir bakalım.
Right. Then we take this to the police right now and we find ourselves a nice little old lady who has lost her cat, or her dog, or her husband...
O zaman bunu hemen polise götürüyoruz ve kendimize kedisini kaybetmiş yaşlı, tatlı bir teyze buluyoruz.
Dude, mm! Everything lies on this moment right now, and I think, if I receive a no tonight, it's going to be the one no that I can't take.
Şu anda bütün işler sarpa sarabilir ve bir kişi bile benim uygun olmadığıma inanırsa, kazanamam.
No, from the upper complex, there's a ventilation shaft... right here... take us right into the mines.
Hayır. Üst tesiste şuraya çıkan bir havalandırma bacası var, orası da madenlere çıkıyor.
It has been vacant for a long time and right now I'm not in the mood to take care of it.
Eski bir ev olduğu için tadilatıyla uğraşıyorum.
We're gonna take a look at all the old cases with similar MO's, right?
Bu davaya benzeyen eski davalara bakacağız, tamam mı?
That cannot be a coincidence ; no way. All right, let's take a look at the evidence and find out, all right?
Pekâlâ, kanıtlara bakıp araştıralım, tamam mı?
Well, I think it's a good idea that we take a walk, but shouldn't somebody be putting pressure on Jack Gilmore, like, right now?
Yürüyüşe çıkmamız iyi bir fikir biliyorum ama birilerinin şu anda Jack Gilmore'a baskı yapması gerekmez mi?
I have to go take a call, but I'll be right back, okay?
Bu telefonu açmam lazım, ama hemen döneceğim, tamam mı?
I tried to take a bus, but it dropped me right back off at the terminal.
Otobüse binmeye çalistim ama beni terminalde geri indirdi.
Take right and hit highway and come to Hyderabad.
Sağa dön otoyola gir ve Hyderabad'a gel.
I got a bad feeling that they're on their way to take down Vales right now.
İçimde kötü bir his şu anda Vales'in yanındadırlar diyor.
Make a left out of the building, take the first right.
Binadan çıkınca sola dön, ilk sağa gir.
All right, then, I'll take a box.
Pekâlâ, o hâlde ben de bir kutu alayım.
All right, look, um... Take a deep breath and focus, right?
Pekâlâ bakın derin bir nefes alıp odaklanalım, tamam mı?
It'll take me a few hours, if I drag my heels right, so you'll have time to get your affairs in order and say good-bye.
yani meselenizi halletmeniz ve vedalaşmanız için zamanınız var.
I just cannot take a scene right now.
Şu an dram kaldıracak durumda değilim.
All right, let me take a look at this... does this hurt?
Pekala, böyle yapınca acıyor mu?
Take a look at the jade earrings, and I'll be right with you.
- Ne? Yeşim küpelere bakabilirsiniz, birazdan size döneceğim.
They have a removal order and want to take her right now.
Uzaklaştırma emirleri var ve hemen almak istiyorlar kadını.
All right. Let's take a sample of the fetus's DNA.
Ceninin DNA örneğini alalım.
All right? What I really need you to do is to take these scissors and cut a cleavage hole in my crayon costume.
Şimdi yapmam gereken,... şu makası alıp renkli kostümüm için dekolte bölümü kesmek.
That's right, tomorrow I'm gonna take my truck out, and I'm gonna start pulling my weight, like a man.
Doğru duydun, yarın minübüsümü köşeye çekeceğim ve bir adam gibi kendi ağırlığımı taşımaya başlayacağım.
I've got a little bald spot right here, but I take pills, so as long as we have medical coverage, you know, it should be fine.
Kafamın şurasında saç çıkmayan bir yer var. Ama hap kullanıyorum. İlaçların halledemeyeceği bir şey değil, geçer.
I'm-a text him right now, tell him to take you to that new bistro in Mobile tonight.
Şimdi mesaj atıp, seni Mobile'de yeni açılan bara götürmesini söylüyorum.
We'll just take a rain check, all right?
Sadece içeri bir göz atarım, tamam mı?
All right, Dai, you and Lyle take her to the psych ward, put her in a secure room.
Pekala, Dai, Lyle'la birlikte onu ruh hastalıkları koğuşuna götürün. Güvenli odaya koyun.
All right, we're gonna have to move you so I can take a better look at you, Jamil.
Daha iyi görmem için seni kıpırdatmamız lazım, Jamil.
All right, places, everybody. Places, everybody, please, and we're going for a take.
Lütfen herkes yerine çekim yapmaya çalışıyoruz.
When a pirate wants something, they take it by force, right?
Korsanlar bir şey istediklerinde bu şeye güç kullanarak ulaşırlar, haksız mıyım?
But if you unexpectedly get a second chance to make things right, you should probably take it.
Ama bunu düzeltmek için beklenmedik bir şekilde ikinci bir şans eline geçerse, bunu değerlendirmelisin.
All right, you have a hole in the sinus you need to take care of.
Sinüste kapatman gereken bir delik var.
- Right. - It's a theory. But before we take it to Marston, we gotta come up with something more.
Bu bir teori, ancak Marston'ı almadan önce daha fazlasına ihtiyacımız var.
All right, everybody take a room.
Pekâlâ, herkes bir odayı alsın.
All right, look, we're obviously pissed off and irritated right now, and we're making stupid mistakes. Let's just take a breath and think about this.
Bak çok sinir olduk ve hata yapıyoruz bi rahatlayalım
I take more seriously than college football, but electing a man my grandbabies can look up to... well, that's worth being a little bit of a traitor, right?
ancak torunlarımın hayranlık duyduğu bir adamı seçmek... Bu biraz hain olmaya değer, değil mi?
We're still in the planning stage, but, yeah... All right, well, take a beat.
- Tamam, sakinleş.
Peter, do you want to take a little break right... when it comes to "skyjack71," I never rest.
Peter, küçük bir mola vermek ister misin? Konu "havakorsanı71" e gelince asla yorulmam.
Files are right there if you wanna take a look.
Eğer bakmak istersen dosyalar şurada.
All right, guys, listen, I whipped us up a couple of backstories here, so take a look at these cards.
Bize derinlik kazandıracak birkaç hikaye hazırladım, şu kartlara bir bakıverin.
All right, we will take a vote.
Pekala, oylayacağız.
If he knows that I messed this up, he'll wanna take a break, and that's the last thing I want. I can't. He's the most important person in my life right now.
Şu an o hayatımdaki en önemli kişi.
Yeah, yeah, right after I take out a second mortgage on my house, if I actually owned a house.
Tabii, tabii, evimi ikinci kez ipotek ettirir ettirmez tabii gerçekten bir evim olursa.
take a right here 16
take a nap 62
take a shower 102
take a walk 160
take a seat 906
take a bite 43
take a bath 39
take a break 211
take a guess 81
take a look 936
take a nap 62
take a shower 102
take a walk 160
take a seat 906
take a bite 43
take a bath 39
take a break 211
take a guess 81
take a look 936