English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / inglés → turco / [ T ] / Take your

Take your traducir turco

47,982 traducción paralela
Take your hands off!
Çek ellerini!
- All take your equipment.
- Herkez paraşütünü açsın, gidiyoruz!
And could you take your foot off my car?
Ve arabamdan ayağını alabilir misin?
I'm really happy you decided to take your job back.
İşinizi geri almaya karar verdiğiniz için gerçekten mutluyum.
Okay, let's take your stuff upstairs.
Tamam, eşyalarını yukarıya taşıyalım.
Get him this is only going like five miles an hour we'll work up to the higher speed right after you take your nap nap!
Geçmek mi Bu şey saatte sadece 10 km hızla gidiyor anca Siz şekerleme yaptıktan sonra daha da yüksek hızlara da çıkarız
Quiet down please, take your seats.
Sessiz olalım lütfen, oturun.
I'm not available to take your call right now, but if you'd- -
Şu an telefonunuzu açamıyorum ama isterseniz...
You go on and take your nap.
Sen şekerleme yapmaya devam et.
- Sir, I need you to take your hands out of your pockets.
- Efendim, elinizi tutmana ihtiyacım var Ceplerinden çıkar.
" how old you think she is, take your best guess
" Kaç yaşında olduğunu düşünüyorsun, en iyi tahmininizi yapın
Do you know why I'm going to take your case?
Vakanı neden alacağım, biliyor musun?
Check this out. Take Your Kid to Work Day.
Bak, çocukları iş yerine götürme günü.
It's Take Your Kid to Work Day!
Bugün çocukları işe götürme günü!
Take your brain to the center of this planet.
Zihnini bu gezegenin merkezine odakla.
Okay, take your time.
Tamam acele etme.
Chad, take your lunch to the lunchroom.
Chad, yemeğini yemek odasına götür.
I'll take your word for it.
Öyle diyorsan öyledir.
Why don't you do something to take your mind off of it?
Başka şeyler düşünmeye çalış.
Take your tits and split.
Göğüslerini al ve bölün.
Sorry we gotta take your man away from you.
Üzgünüm, adamını senden almamız gerekiyor.
I would like to take your statement on today's miraculous Aaron James verdict.
Bugünkü harikulade Aaron James kararıyla ilgili beyanını almak istiyorum.
I'll take care of your classroom.
Sınıfa bakacağım.
I will take that iPhone, I will shove it right up your fucking ass, okay?
O iPhone'u alacağım, hemen kahrolası kıçına iteceğim, tamam mı?
I want you to take a good look'cause it's your last.
İyice bakmanı istiyorum. Çünkü bu son olacak.
Wouldn't it be much simpler to take out your grievances at the polling station?
Kinini oy kullanma kabininde atmak daha kolay olmaz mıydı?
you guys gotta work through this stuff so when your big chance comes along you could take hey, cruise.
- Onlar için kazan Bunlara bi güzel çalışmalısınız büyük bir fırsat çıkınca yararlanasınız
I mean everybody was taught by somebody right take my cousin Dora he taught me how to sing and whistled at the same time he was very musical that way smoky mater you're brilliant uh well it's all about shape of your teeth
Herkes birilerinden ders almıştır sonuçta Kuzenim Dora Bana şarkı söylerken aynı anda ıslık çalmayı öğretti
McQueen still has a chance just go do your job yes sir and take off that spoiler and those racing tires you look ridiculous you are a trainer, remember not a racer!
Şimdi git Ama ama Bay McQueen hala bir şansı var Git ve işini yap Tabi efendim
This might be your last chance which makes it my last chance to give you your first chance Cruz this time I want you to take it
Evet bu benim son şansım Sana ilk şansını vermek için Cruz Bu şansı iyi kullan
"i wish I could take you back to your office tomorrow?"
"Keşke yarın ofisinize dönebilir miyim?"
"I'd take off all your clothes."
"Tüm kıyafetlerinizi çıkarırım"
- When your wife passes away, they take her body.
- Karın öldüğünde cesedini alırlar.
Your parents aren't going to take us anywhere.
Annenler bizi hiçbir yere götürmez.
Eugenia won't take her eyes off your children.
Eugenia gözlerini çocuklardan ayırmayacak.
We're just gonna take some of your meat.
Sadece etinden biraz alacağız.
I was gonna take you to see Dr. Ben tomorrow during your lunch hour.
Öğle aranda seni Doktor Ben'e muayeneye götürecektim.
Which we can take care of at your convenience.
Müsait olduğunuz bir zamanda halledebiliriz.
Remember, kids, if you want to be like Batman, take care of your abs.
Unutmayın çocuklar, Batman gibi olmak istiyorsanız karın kaslarınıza iyi bakın.
Here to take that bad stuff off your hands.
Amacım sizi elinizdeki pisliklerden kurtarmak.
You need to take responsibility for your life.
Hayatınızın sorumluluğunu üstlenmeniz lazım.
Just after I take off your panties.
Külotunu çıkardıktan hemen sonra.
Take a big deep breath, hold your nose...
Büyük bir nefes al, burnunu tut...
invite your friends to take a class.
Dağıtın ve arkadaşlarınızı derse davet edin.
We need your phone to take pics.
Resim çekmek için telefonun lazım.
What if Gao just said that she knew your father so you'd take the bait?
Belki Gao sırf sana zarf atmak için babanı tanıdığını söyledi.
After all that we've been through, at least we can take some comfort knowing that in your final moments... you'll still be giving to the Hand.
Yaşadığımız onca şeyden sonra, son nefesini verirken hâlâ El'e hizmet edeceğini bilmek bizim için küçük de olsa bir teselli olacak.
You need to take control of your passions, Ward.
İhtiraslarını kontrol etmelisin Ward.
Take care of your father!
Babanla ilgilen!
If you take these, it'll keep you up-to-your-eyeballs busy.
Bu davalar seni epey oyalar.
- I take it last week you were too busy to set up your company social account, and I don't think you've imported your old profile.
- Geçen haftayı ele alalım şirket sosyal medya hesabını düzenlemek için çok meşguldün ve eski hesabınıda içe aktardığını sanmıyorum.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]