That right traducir turco
136,821 traducción paralela
Is that right?
Sahi mi?
Is that... do I have that right?
Böyle varsayıyorum?
Is that right?
Değil mi?
Isn't that right, Charles?
Öyle değil mi Charles?
All right, I'm gonna hold you to that, cuz.
Tamamdır kuzen, seni bekliyor olacağım.
Hey, hey, hey, hey, no more of that, all right?
Sakın bir daha böyle yapma, tamam mı?
So, the filter... it just wasn't on right... thank you... so I reset that.
Filtreyi kontrol ettim... onda biraz sıkıntı vardı...
You do know that things are actually going pretty well for me right now, right?
Biliyorsunuz zaten bu iş benim için iyi gidiyor?
You know, whenever that man had a... choice, a choice between doing the right thing and doing the wrong thing... he always broke the wrong way.
Yani, o adam ne zaman bir seçim yapması gerekse... doğruyla yanlış arasında bir seçim, hep yanlışı seçti... her zaman yanlış olan yoldan gitti.
The me as I am right now, not the me that you've conjured up in your mind over the years... what do you love about me right now, Jack?
Şimdiki bende, yani yıllardır kafanda oluşturduğun bende... şu anda bende sevdiğin şey ne, Jack?
Now, you're gonna be watching all this from that phone booth right there.
Şimdi, sen şuradaki telefon klubesinden burayı takip edeceksin.
I mean, we all want to own the whole thing in the end, right? That's the end goal.
Yani, gün sonunda herkes her şeye kendi sahip olmak ister, değil mi?
No, but if the readings are right, he may be the most powerful mutant that we have ever encountered.
Hayır ama tüm bu veriler doğruysa kendisi hayatımızda karşılaştığımız en güçlü mutant olabilir.
Well... you know, a lot of things don't feel right that you get used to.
Aslında birçok şey biliyorsun kötü hissetmene gerek yok. Alış.
And that's why I'm the right guy to win this case.
Bu yüzden bu davayı ben kazandırabilirim.
Ma'am, we've looked right back over all cases Tim was involved in, convictions that hinged on forensic evidence where maybe the offender held a grudge.
Hanımefendi, Tim'in dahil olduğu tüm vakalara baktık, eski mahkumların kin güdebileceği... adli tıp kanıtlarını inceledik.
Not only that, Buckells is right.
Sadece bu değil, Buckells haklı.
We're going to talk about this when you're feeling better, but right now, I just need to know that the kids are safe.
Kendini daha iyi hissettiğinde bunu konuşacağız, ama şu anda, çocukların güvende olduğunu bilmeliyim.
All right, that's all for today.
Pekala, bugünlük bu kadar.
Only thing that matters is where I am right now.
Tek önemli şey şu an bulunduğum yer.
It's that one, right?
Bu, değil mi?
That's right. Your wrestling personas.
Sizin güreşçi kimlikleriniz.
I mean, Fortune Cookie is,'cause that's the stereotype you want me to roll with, right?
Yani, Şans Kurabiyesi çalışıyor çünkü yapmamı istediğin stereotip bu, değil mi?
Right.'Cause that's a workout bustier.
Tabii. Üstündeki de spor büstiyeri.
That's right.
Tamam.
That's not right.
Bu doğru değil.
That can't happen, right?
Bu olamaz değil mi?
All right, give me that pain.
tamam, bana acıyı ver.
-'Yes, that's right.'
- Evet bu doğru.
Right, OK, leave that with me, I'll get on to the labs.
Pekala, tamam, bunu bana bırak, ben laboratuvarlara geçeceğim.
And that's the exact same precaution she took to cover her tracks - when she went to Tim's flat on the night of the murder. - Right.
Cinayet gecesinde Tim'in evine gidiş... izlerini silmek için aldığı önlemin aynısı. - doğru.
Right, that's yours.
Doğru, bu seninki.
Now, it's important that you get the language right.
Dili oturtman şart.
Yes that's right.
Aynen öyle.
You know that, right?
Biliyorsun bunu değil mi?
- That's right.
- Doğru.
If I were sitting here right now telling you how my husband died 20 years ago and I haven't touched a thing, and not only, but I keep this fantasy alive that he isn't dead.
Şu anda burada oturmuş, sana eşimin nasıl 20 sene önce ölmesine rağmen onun hiçbir eşyasına dokunmamış hatta ve hatta onun ölmediğine kendimi inandırdığımı söylesem...
Uh, you see that, right?
Bunu siz de görüyorsunuz değil mi?
All right, that was a mistake.
Evet, hata ettim.
That's right, darling.
İyi yapıyorsun canım.
But if you said, "Josephine Anwhistle has been thrown overboard to the leeches," you would be all right with that?
Ama "Josephine Anwhistle, tekneden onca sülüğün ortasına atıldı" dersem sorun olmaz yani?
I am sorry to say while Violet was right in that the Baudelaires were almost out of the forest... they were far from out of the woods.
Üzülerek söylüyorum ki Violet, ormanı atlatmak üzere oldukları hususunda haklı olsa da düzlüğe çıkmadıkları kesindi.
That's not easy, right?
Oldukça basit değil yani tamam mı?
A person who does a thing like that can't be good, right?
Bunu yapacak kişi iyi olamaz değil mi?
When are you gonna realize that there is no right?
Haklı olmadığını anlamaya ne zaman başlayacaksın?
You know that, right?
Biliyorsun değil mi?
[Gasps] That's right. This is getting real.
İş ciddiye biniyor.
It's time to face the music, my friend. That's right.
- Müzikle yüzleşme vakti arkadaşım.
Right, that's when Natalie and her mother, who had been a corporate executive, uprooted and moved to Taiwan, but Michael stayed in Brooklyn to attend a boarding high school.
Sonra Natalie ve kurumsal yöneticilik yapan annesi Tayvan'a taşınmış, Michael ise Brooklyn'de yatılı lisede kalmış.
So this grief-induced spiritually-motivated unsub is out there right now looking for someone who fits that.
Acıyla harekete geçen ruhani motivasyona sahip şüpheli bu tanıma uygun birini arıyor.
That's right, you're in the autopsy report.
Doğru, otopsi raporunda ismin vardı.
that right there 52
right 138679
right now 7642
rights 33
righteous 110
righty 73
righteousness 17
righto 145
right back at you 108
right here 3759
right 138679
right now 7642
rights 33
righteous 110
righty 73
righteousness 17
righto 145
right back at you 108
right here 3759
right on 537
right there 2847
right behind you 176
right on time 239
right back at ya 34
right foot 41
right as rain 57
right in the middle 29
right on schedule 82
right or wrong 91
right there 2847
right behind you 176
right on time 239
right back at ya 34
right foot 41
right as rain 57
right in the middle 29
right on schedule 82
right or wrong 91
right away 1349
right back 46
right over there 262
right about now 62
right in there 66
right down there 39
right again 53
right this way 810
right over here 142
right or left 32
right back 46
right over there 262
right about now 62
right in there 66
right down there 39
right again 53
right this way 810
right over here 142
right or left 32