English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / inglés → turco / [ T ] / The address

The address traducir turco

8,068 traducción paralela
- Now, what's the address?
- Şimdi, adres nedir?
It has the address of our missing tax consultants, but it's all the way in Bridgewater.
Kartvizitte kayıp mali müşavirimizin adresi var. Şirket Bridgewater'da.
Give us the address.
Bize adresi ver.
What's the address?
Adres neresi?
OK. Text me the address.
- Tamam, adresi mesaj at.
Where is the address to this bakery we're going?
Bu gideceğimiz pastanenin adresi ne?
- What's the address? - You recognize the voice?
Sesi tanıdık geliyor mu?
- The address is on the invoice.
- Faturada bu adres var.
- What's the address?
- Konumunuz nedir?
I think I may have found the address of Clay Dubrovensky's Brooklyn grow house.
- Sanırım Clay Dubrovensky'nin Brooklyn'deki yetiştirme evinin adresini buldum.
We need the address of every project your wife is working on.
Karının üzerinde çalıştığı bütün projelerin adreslerine ihtiyacımız var.
I can give you the address.
- Adresi verebilirim.
Okay, what's the address?
Tamam, adres ne?
Give me the address, I'll go right away.
Adresi gönder. Ben giderim.
Who gave you the address?
Adresi sana kim verdi?
It's easier to find the address of clouds.
Bulutların adresini bulmak onu bulmaktan daha kolaydır.
Yes. That's the address of his school.
Verdiğim adres okulu.
Avery, we've got I.D. on two of the occupants of the address where the gun is being delivered.
Avery, silahın teslim edildiği adreslerdeki.. .. 2 kişiye ait kimlikleri bulduk.
I'll have my secretary text you the address.
Sekreterim sana adresi mesaj atacak.
The address on her license is in Gresham.
Ehliyetindeki adres Gresham'da.
Send me the address.
- Adresi yolla.
You got the address?
Adres elinde mi?
The address?
Adres?
Dembe will give you the address.
Dembe sana adresi verecek.
I tracerouted the IP address that was used to hack the IRS.
IRS bilgisayarlarına girmek için kullanılan IP adresini araştırdım.
He's a Russian mercenary but has had a U.S. address for the past year.
Rus paralı asker. Geçtiğimiz yıllar boyunca Amerika'da yaşamış.
- I checked with the parole officer, and I got Freeman's address.
Booth? Şartlı tahliye memurundan Freeman'ın adresini aldım.
What's the address?
- Konumunuz nedir?
Numbing the pain does not address what causes it.
Uyuşurucu, çare değil.
Will you zoom in on that address on the license?
- Belki değildir. Ehliyetteki adresi büyütür müsün?
The public health report gave us the wrong address for the anthrax.
- Sağlık bakanlığı raporu bize şarbon için yanlış adres verdi.
New address is on the back.
Yeni adres arkada.
It'll even have the victim's name and address.
Hatta kurbanların isim ve adresleri de var.
They do not know how to address members of the royal family or each other, how to eat at dinner, how to be at Versailles.
Kraliyet ailesi veya birbirleriyle nasıl konuşacaklarını, nasıl yemek yeneceğini, nasıl davranılacağını bilmiyorlar.
Last known address we had for the guy turned out to be a vacant house.
Adamın elimizdeki bilinen son adresi boş bir ev çıktı.
Can you do it? I can hack into the server's IP address, but I'll need to pair it with your phone.
Sunucunun IP'sinden girebilirim ama telefonunla eşlemem lazım.
The police have no trace of Anton... and address to the public for clues.
Polis, Anton'a dair bir iz bulamadı ve halktan yardım istedi.
We have tried in vain to trace the domain and email address.
Domainin ve eposta adresinin izini sürme çabalarımızdan sonuç çıkmadı.
The entire British battalion doesn't know my address.
Tüm İngiliz ordusu bile ev adresimi bilmiyor.
Call the service provider, get a physical address.
Servis sağlayıcı arayın, fiziksel adresi alalım.
Well, we've got the IP address, so we have the location :
Evet biz IP adresini bulduk.. sonuç olarak yerini bulduk :
The FBI task force is moving on her last known address.
FBI Görev Gücü bilinen son adresine gidiyor.
I'll head to the address.
- Adrese ben giderim.
On the envelope... there is a return address and a nice clear postmark.
Zarfın üzerinde gönderenin adresi ve net bir posta mührü vardı.
So I already looked up the return address.
Gönderilen adrese baktım.
The return address on the envelope was the site of the McFarland fire where your father died.
Zarfın üzerindeki gönderenin adresi babanın öldüğü yer olan McFarland yangınının yerini gösteriyor.
All right, we need to go to the registrar's office and see if they have an alumni address for the Gish that actually went here.
Pekala, kayıt bürosuna gidip... gerçekten buraya giden Gish için... ellerinde herhangi bir adres var mı bakmalıyız.
We log every I.P. address that connects to the mainframe.
Ana bilgisayara bağlanan bütün I.P adresinin dökümünü tutuyoruz.
I couldn't find anything on the web, but I was able to track down an address out in Queens in Willets Point.
- Az şey. İnternette bir şey bulamadım ama adresinin Willets Points, Queens'te olduğunu öğrendim.
I'd also like to address the recent attempt on my life by the man known as Penguin.
Penguen olarak bilinen adamın beni öldürmeye teşebbüs ettiğini de belirteyim.
My email address is at the bottom, and I intend to respond to every message I receive.
Mail adresim altta var tüm aldığım maillere cevap verme niyetindeyim.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]