The artist traducir turco
2,604 traducción paralela
You were the artist, not me.
Sanatçı olan sendin, ben değil.
But, she eventually drives the artist mad and into an early grave.
Ama sonunda sanatçıyı delirtir ve erken yaşta ölmesine yol açar.
Well, it's the skill of the artist. that can take even the vaguest description and turn it into meaningful evidence.
Robot ressamların işi zaten en belirsiz tarifleri anlamlı birer delil haline getirmektir.
I don't know what I was thinking, Jim's the artist in the family.
Aklımdan ne geçti bilemiyorum sanatçı olan Jim zaten.
The artist said she only made four.
Bunları yapan ressam sadece 4 tane yaptım demişti.
I'm just the artist.
Ben sadece sanatçıyım.
The artist who made them was in town.
Onları yapan sanatçı şehirdeydi.
You said the artist agreements were signed.
Sanatçı anlaşmalarının imzalandığını söyledin.
The important thing is the artist is sick and soon to die.
En önemlisiyse, ressamı hasta ve ölmek üzere.
Embrace the artist's soul.
Ressamın ruhunu kucaklayın.
Well, how could you know the artist was standing right behind us?
Arkamızda bir sanatçının dikildiğini nereden bileceksin?
You're the artist.
Sen sanatçısın.
And they believed that there is nothing more dignified, more honorable, than beauty created for the sake of itself and the satisfaction of the artist.
Ve güzelliğin sanatçının kendi iyiliği ve memnuniyeti için yaratılmasından daha kıymetli daha onurlu bir şeyin olmadığına inanıyorlardı.
Here we see not only the talent of the artist, but also the superiority of the Aryan race in all its grandeur!
Sanatçı burada yalnızca yeteneğini ortaya koymamıştır. Bizi hayran bırakan Ari ırkın üstünlüğüdür!
I'm the artist in residence.
Misafir ressamım.
It's kind of like the artist's DNA.
Ressamın DNA'sı gibi bir şey.
Your customers will think it's funny when they see the person selling the tapes looks like the artist on the cover.
Bu müşteri için eğlenceli olacağına benziyor. Satıcısı albüm kapağında.
Well, I got the artist sketch of Maya's description. Mmm.
Maya'nın tarifinden çizilen resimleri aldım.
It's, um... Who's the artist?
Hangi sanatçı yapmış?
Then he mentioned his cousin, the artist. Which leaves you and your perfectly manicured digits.
O zaman sanatçı olan kuzeninden bahsetti o da seni ve kusursuz manikürlü parmaklarını işaret eder.
- Honey, I gotta go because the artist needs his muse.
- Dinle, canım, kapatmalıyım sanatçının ilham perisine ihtiyacı var.
They can make the art look almost exactly the way the artist intended it, all while using the same materials that the artist used during his or her own lifetime.
Sanatçının hayatı boyunca kullandığı aynı malzemeleri kullanarak sanat eserinin neredeyse sanatçının istediği gibi görünmesini sağlıyorlar.
No, that's how the artist describe his aspiration.
Hayır, bu sanatçının fantazisini yansıtma şekli.
No details beyond the artist.
Ressam adından gayrı bilgi yok.
Are you Bay, the artist?
Sen Bay misin, ressam olan?
Hi. I'm Maxeen, the artist.
Sanatçı olan asıl Maxeen benim.
I'm Maxeen, the artist.
Sanatçı olan asıl Maxeen benim.
You think I am some he-doll meat puppet who will take any crap you dish out because you're "the artist"?
Sanatçısın diye beni istediğini yapabileceğin etten kukla mı sandın sen?
I mean, the artist might have called it "Despair," but I totally got a monkey-balancing-on - a-bicycle vibe.
Yani, sanatçılar buna "Umutsuzluk" diyebilir,... ama bisiklet titremesinde, bir maymunun dengesine sahibim.
Anyway, she's sitting down with the artist.
Herneyse, Kadın robot resim elemanımızla birlikte.
Gregor could have been the greatest escape artist that ever lived.
Gregor gerçekten de gelmiş geçmiş en büyük hayalveren olabilirdi.
We're watching the looming presence of Boris Spassky and Bobby Fischer, as sketched by Leroy Neiman, noted artist and familiar face to Wide World.
Boris Spassky ve Bobby Fischer'in, LeRoy Neiman tarafından çizilmiş, gölgeli çalışmasını görüyoruz. Dünyada büyük bir kitle tarafından bilinen bir sanatçı.
Uh, I'm the precinct sketch artist.
Ben robot resimciyim.
Well, did you know that for a mere $ 39.95, you, too, can own the same professional sketch artist software that Jim uses at the precinct?
Jim'in emniyette kullandığı aynı çizim yazılımının aynısına 39.95 dolar gibi cüzi bir ücrete sizin de sahip olabileceğinizi biliyor muydunuz?
I tried, but the romance of being a starving artist wore off very fast.
Denedim fakat açlıktan ölen bir ressamın tutkusu çok çabuk öldü.
It's by the same artist, but not as good.
Aynı sanatçının, ama o kadar iyi değil.
What he is is a sketch artist who's always trying to impress the real cops with the evidence that he finds.
Sürekli bulduğu kanıtlarla gerçek etkilemeye çalışan bir robot ressam.
- Or the sexy artist?
- Ya da seksi artist?
You may not be recognized as a great artist, but you are a darn good inventor of devices that could save the world.
Belki büyük bir sanatçı olarak hatırlanmayacaksın. Ama dünyayı kurtaracak büyük buluşlara imza atan bir mucitsin!
Tomorrow night the mayor wants you to have drinks with Gustavo Carvalho, you know, the Brazilian artist who drapes buildings in tinfoil?
Yarın akşam belediye başkanı, Gustavo Carvalho ile bir şeyler içmeni istiyor tanırsın, folyoları katlayıp bina yapan Brezilyalı sanatçıyla.
Gustavo Carvalho, the avant-garde artist.
Gustavo Carvalho, yenilikçi sanatçı.
Another artist to help carry the load.
Tam istediğim
That is the work of a true artist.
Bu, gerçek bir sanatçının eseri.
You are the most thoughtful, loving, most conniving little con artist ever.
Sen dünyanın en düşünceli, en sevgili, en iş birlikçi düzenbazısın.
You know, I mean, the starving artist thing. ... just never made sense to me.
Bilirsin, yani, açlıktan ölen artist şeyi bana hiç de mantıklı gelmiyor.
Lennox, you are in the presence of a true artist.
Gerçek bir sanatçının karşısındasın, Lennox.
Besides, I happen to know a very talented artist whose career is on the way up.
Kariyeri yükselişte olan bir artist var burada.
Just for the record, I'm a better artist than you.
Bilesin diye söylüyorum, ben senden daha iyi bir ressamım.
Have you ever had the chance of meeting a foreign artist?
Hiç yabancı bir sanatçıyla tanışma şerefine nail oldun mu?
Juliette, to become an artist ; Romeo, the head of a music company.
Juliette büyük bir sanatçı olmak Romeo ise plak şirketi yönetmek istemektedir.
She's the artist's daughter.
Sanatçının kızı.
artist 86
artista 23
artists 74
artistic 22
the autotrophs began to drool 82
the actor 54
the apocalypse 36
the accountant 17
the accident 58
the airport 62
artista 23
artists 74
artistic 22
the autotrophs began to drool 82
the actor 54
the apocalypse 36
the accountant 17
the accident 58
the airport 62
the attic 32
the air 87
the architect 42
the armory 16
the address 54
the answer is no 232
the answer is 144
the apartment 34
the asshole 16
the all 89
the air 87
the architect 42
the armory 16
the address 54
the answer is no 232
the answer is 144
the apartment 34
the asshole 16
the all 89
the affair 31
the answer is yes 95
the animals 29
the anger 33
the arm 18
the art 27
the angels 28
the americans 76
the authorities 21
the army 80
the answer is yes 95
the animals 29
the anger 33
the arm 18
the art 27
the angels 28
the americans 76
the authorities 21
the army 80