The architect traducir turco
774 traducción paralela
I need the information on the architect who designed the interior of the Shanghai branch.
Şangay'daki Krallık'ın iç dizaynından sorumlu mimarla ilgili dosyaları getir.
Chief Secretary Kim hasn't given me any files or information on the architect yet.
Sekreter Kim'den mimarla ilgili dosyaları henüz almadım.
Who's the architect?
- Mimarı kim?
The Lord must have been the architect.
- Mimarı tanrı olmalı.
The Board of Directors of the Security Bank of Manhattan has chosen you as the architect for our building.
Manhattan Bankası Yönetim Kurulu binamız için mimar olarak sizi seçti.
Is the architect a friend of yours?
Mimar, bir arkadaşın mı?
- Is the architect in?
- Mimar içeride mi?
I asked who was in charge here. Where's Mr. Pedroni, the architect?
Sorumluyu sordum, Bay Pedroni ; mimar, nerede?
- Where's the architect?
- Mimar nerede?
Go call the architect.
Mimarı ara.
Go inside and find the architect.
İçeri girip mimarı bulun.
Are you so afraid of what the "boss" might say... as the architect calls me?
Sen de, mimarın dediği gibi "patron" ne der diye çok mu korkuyordun.
I spoke with the architect. He told me everything.
Mimarla konuştum, her şeyi anlattı.
Do you know Rivas, the architect?
Mimar Rivas'ı tanıyor musun?
"Be at the architect's garden tomorrow."
"Yarın mimarın bahçesine gel."
I am the architect who drew the plans.
Ben planları çizen mimarım.
You will obey the orders of the architect as though they were mine. Understood?
Mimarın emirlerine, sanki benim emirlerimmişçesine uyacaksınız, anlaşıldı mı?
- Where is the architect vashtar?
- Mimar Vashtar nerede?
And I am not fool enough to think it was done because of loyalty to me but rather because of your loyalty to vashtar the architect.
ve bunun mimar Vashtar'a olan bağlılığından ziyade, bana olan sadakatin yüzünden yapıldığını düşünecek kadar aptal değilim.
The architect and Mr. Roger are in the office.
Mimar ve Bay Roger bürodalar.
No one knows the structure of an edifice better than the architect.
Kimse onu benden daha iyi tanıyamaz.
Before you hit the target in his little love nest you have to know everything about the flat and the building, as well as the architect who built it.
Küçük aşk yuvasında hedefini vurmadan önce daire ve bina hakkındaki her şeyi onu inşa eden mimar gibi bilmelisin.
The architect of the invasion.
Çıkarmanın mimarı.
General Lawrence McKenzie Smith, the architect of the invasion, the master planner.
General Lawrence McKenzie Smith, çıkarmanın mimarı, ana planlayıcısı.
I believe, Sir Arthur, that you are the architect of our dilemma.
İnanıyorum ki Sir Arthur,... bu ikilemin mimarı sizsiniz.
Little idea of the architect.
Mimarı şikayet etmek lazım.
And then the architect.
Ve sonra da şu mimar.
And, uh, the architect?
Yavaş! - Peki ya mimarlar?
I found the architect who built your husband's residence.
Bir mimar buldum ki o kocanın malikanesini inşaa etmiş.
He's doing my job, architect for the medical center.
Bana çalışıyor ; Tıp Merkezi inşaatında mimar.
I used the name of Vanek, told them I was an architect.
Onlara Vanek ismini verip, mimar olduğumu söyledim.
It struck me after I telephoned you, rather cheek on my part asking a busy architect like yourself to spend the weekend with a set of complete strangers.
Aslında size telefon ettikten sonra bir yanım sizin gibi meşgul bir mimarın bir grup yabancıyla haftasonunu geçirmek için neden burayı seçtiğini sormadan edemedi.
The work of the Supreme Architect.
Ulu Mimarın eseri.
I don't have to tell you that Guy Francon is the leading architect.
Sanırım Guy Francon'un önde gelen bir mimar olduğunu söylememe gerek yoktur.
The board of directors has attempted to pick an architect quite unsuccessfully.
Yönetim kurulu başarısızlıkla sonuçlanan bir mimar seçme girişiminde bulundu.
I've never hired a good architect for any of the banks, hotels or other commercial structures I've built.
Yaptırdığım hiçbir banka, otel ya da ticari yapı inşaatı için iyi bir mimar tutmadım.
I must pick an architect for the Security Bank building.
Banka inşaatı için bir mimar seçmem gerekiyor.
He was just some architect whom you threw to the mob.
Ayaktakımının önüne attığın bir mimardı işte.
I wish to sign a contract to make you sole architect for all the future buildings I may erect.
İleride dikeceğim tüm binaların yegane mimarı olmanız için sizinle bir sözleşme imzalamak istiyorum.
But you used to say I was the greatest architect living.
Ama siz yaşayan en iyi mimar olduğumu söylerdiniz.
I was married to an architect who died during the German occupation.
Kocam mimardı, Alman işgali sırasında öldü.
Playing the reconstruction architect, he miscalculated.
Michael mimarcılık oynamak istemiş. Yanlış hesaplamış ve onun yanlış hesaplamalarına bayılıyorum.
When an architect or contractor contracts with a landowner... to construct a building... in accordance with an agreed plan and for a specified payment, he cannot demand any increase in that payment on any grounds, whether because of an increase in the work force or materials... or because of any changes... or additions made to the plan,
Bir mimar veya müteahhit, arazi sahibi bir kimseyle, üzerinde anlaşılmış bir plan dahilinde ve belirli bir ücret karşılığında anlaşma yaptığı zaman, işgücündeki bir artış veya plandaki değişiklik veya eklemeler nedeniyle olsun, hiçbir şekilde o ödemede bir artış talep edemez ;
He wasn't an architect, but an engineer helped him with the plans.
Mimar değildi, lakin bir mühendis ona planlarda yardım etmiş.
My poor little architect, it's your turn to take the sleeping pills.
Zavallı küçük mimarcığım, uyku hapı içme sırası sana geldi.
Architect, I understand that you're ready to start work on the inner labyrinth the secret part of my tomb.
Mimar, mezarımın gizli bölümü olan labirent için çalışmaya başlamaya hazır olduğun haberini aldım.
Before the war, I'd planned on being an architect, but that meant an office and four walls.
Savaştan önce, bir mimar olmayı düşünürdüm... ama bu bir büro ve dört duvar demekti.
Let's see how Tania's map of the russian consulate compares with your architect's plans.
Tania'nın planıyla senin mimarın planını karşılaştıralım.
Maybe if I had had an education I would have been an architect or an engineer - throw the Golden Gate Bridge across San Francisco Bay.
Eğer eğitim alabilseydim, San Francisco Körfezi'ndeki Golden Gate Köprüsü'nde çalışan bir mimar ya da mühendis olabilirdim.
It's well to remember he's not only the pope's architect... but his adviser and confidant on all the arts.
Bramante'nin Papa'nın sadece mimarı değil, sanat danışmanı olduğunu da hatırlamak gerek.
You an architect for the Sultan of Turkey?
Osmanlı sultanının mimarı mı olacaksın?
architecture 31
architect 56
the autotrophs began to drool 82
the actor 54
the apocalypse 36
the accountant 17
the accident 58
the airport 62
the attic 32
the air 87
architect 56
the autotrophs began to drool 82
the actor 54
the apocalypse 36
the accountant 17
the accident 58
the airport 62
the attic 32
the air 87
the armory 16
the address 54
the answer is no 232
the answer is 144
the apartment 34
the all 89
the affair 31
the asshole 16
the answer is yes 95
the animals 29
the address 54
the answer is no 232
the answer is 144
the apartment 34
the all 89
the affair 31
the asshole 16
the answer is yes 95
the animals 29
the artist 45
the anger 33
the arm 18
the art 27
the angels 28
the americans 76
the authorities 21
the army 80
the accent 16
the android 74
the anger 33
the arm 18
the art 27
the angels 28
the americans 76
the authorities 21
the army 80
the accent 16
the android 74