The antidote traducir turco
1,054 traducción paralela
You'll be alright with the antidote
Panzehiri alırsan iyileşirsin
Maybe he's got the antidote. Be careful.
belki antidot yanındadır dikkat et
The wine is the antidote.
Şarap antidottu.
They contain the exact instructions, and I mean exact on how to prepare the antidote I've developed.
Geliştirdiğim panzehirin nasıl hazırlanacağına dair... kesin talimatlar var o notlarda.
The antidote is on the table in front of me.
Panzehir tam karşımda, masanın üstünde.
I administered the antidote about 66 seconds after the venom was injected.
Zehri enjekte ettikten... 66 saniye sonra panzehiri enjekte ettim.
The antidote works.
Panzehir işe yarıyor.
So I took the antidote in advance
Bende önceden panzehiri almıştım
Give me the antidote
Pan zehiri ver
Give me the antidote, quick
Panzehir yok mu?
Give him the antidote Yes
Çabuk ona bizim panzehiri ver tamam
The antidote you fought over was made by Yin Jiao Yau, one of the ten Villains The Eight-step Killer
Uğruna savaştığınız panzehir... aslında 10 kötülerden Yin Jiao you'nun... yaptığı 8-adım zehiridir
If you want to live, hand over the antidote
Yaşamak istiyorsan, pan zehiri ver
Go to give the antidote to the heroes
Panzehiri kullan!
If you don't help me with this matter they'll be without the antidote
bana yardım etmezsen... panzehiri asla vermem!
If you're done, ask Lian Hua to bring out the antidote
Lian Hua söyle, panzehiri versin hemen!
Where's the antidote?
Paz zehir nerede?
Now we give... the antidote to Szma Zhongyuan
Şimdide... Szma Zhongyuan'ya pan zehiri verelim
I'm giving you the antidote
Pan zehiri verecektim
Someone gave you the antidote
Biri panzehir vermiş sana
Unless there's the antidote from my Teacher he'll never wake up
Hocamın ilacı olmasaydı Yaşayamazdı bile
I hear that the antidote for the poisoned sand... could only be found at Shimen's home
Duydum ki, Tang zehiri için... panzehir, Shimen'nin evindeymiş!
Besides, his wife told me... only Shimen Chueishiue has the antidote
Ayrıca, karısı dedi ki... panzehir sadece Shimen Chueishiue'daymış
Saujin... get the antidote
Saujin... pan zehiri getir Ne?
I have brought back the antidote
Size pan zehiri getirdim
He really was injured So we went looking for the antidote for him Then when we got it... he suddenly disappeared
Gerçekten yaralıydı ben de onun için pan zehiri bulmaya gittim ve buldum da ama bu sefer o kayboldu
Brother Lu, please take the antidote... and quickly look for Ye Gucheng
Birader Lu, lütfen pan zehiri unutmayın... ve Ye Gucheng'ı kontrol edin
Brother Lu, don't you have the antidote?
Pan zehiri getirdiniz mi?
Yes, I brought the antidote
Evet, panzeri ben getirdim
When you were at Han Shan Temple... you should have waited for the antidote Why did you leave so suddenly?
Han Shan Tapınağındayken... panzeri beklemeliydin ama neden kaçtın hemen?
I have already taken the antidote before
Ben önceden panzehirini almıştım
And when I drank the wine I knew it was drugged So when I wiped my lips... I swallowed the antidote
Ve kendi kadehimden ilk yudum aldığımda zehirli olduğunu hemen anladım ve tükürdükten sonra ağzımı silerken... panzehiri yuttum!
Huanhua Palace has the antidote.
Onun panzehiri sadece Huanhua Sarayında.
The antidote to civilization. [Laughs]
Medeniyetin panzehiri.
Nathan Bates manufactures the Red Dust... and then turns around and markets the antidote.
Nathan Bates Kızıl Toz üretiyor ve sonrasında panzehirini de üretip piyasaya sürüyor.
One of my companies controls the Red Dust and the antidote.
Şirketlerimden birisi Kızıl Tozu ve panzehirini üretiyor.
- The antidote.
- Panzehir.
- The antidote!
- Panzehir!
- Where's the antidote?
- Panzehir nerede?
However, if you don't take the antidote within six hours, give or take a few moments, the serum is irreversible.
Gene de,.. ... eğer panzehiri yaklaşık olarak 6 saat içinde almazsan,.. ... serum geri döndürülemez olacak.
I need the antidote.
Panzehire ihtiyacım var.
With the antidote gone, we can say...
Panzehir gittiğinde,..
Let's get the antidote at the drugstore.
Gidip eczaneden panzehiri alalım.
And with some sweet, oblivious antidote cleanse the bosom of that perilous stuff which weighs upon the heart?
Tatlı, uyuşturucu bir ilaç vererek yüreğini sıkıştıran tehlikeli şeyden onu kurtaramaz mısın?
It is an antidote to the evils and corruptions of our society!
Kötülüğe ve toplumumuzun kokuşmasına karşı bir panzehir o.
Oh, we searched for an antidote the three years that project was in existence, Doctor.
Proje sürerken, 3 yıl boyunca antidot arayıp durduk doktor.
No antidote has been found to neutralize the virus...
Henüz panzehiri bulunamayan...
There's antidote in the soup. He drank the soup beforehand.
çorbada panzehir vardı yemeden önce çorbadan içmişti
Dr. Krim will try to develop a mass antidote to save the lives of future victims.
Dr. Krim gelecekteki kurbanların hayatını kurtarmak için bolca panzehir geliştirmeye çalışacak.
Her genetic makeup may well hold the key for developing an effective antidote.
Onun genetik yapısı etkili bir panzehir geliştirmemizi sağlayabilir.
No, no, your to capture Whistler and inject him with the serum antidote.
Hayır, hayır. Whistler'ı yakalayıp anti-serumu enjekte edeceksin.
antidote 18
the autotrophs began to drool 82
the actor 54
the apocalypse 36
the accountant 17
the accident 58
the airport 62
the attic 32
the air 87
the architect 42
the autotrophs began to drool 82
the actor 54
the apocalypse 36
the accountant 17
the accident 58
the airport 62
the attic 32
the air 87
the architect 42
the armory 16
the address 54
the answer is no 232
the answer is 144
the apartment 34
the all 89
the affair 31
the asshole 16
the answer is yes 95
the animals 29
the address 54
the answer is no 232
the answer is 144
the apartment 34
the all 89
the affair 31
the asshole 16
the answer is yes 95
the animals 29
the artist 45
the anger 33
the arm 18
the art 27
the angels 28
the americans 76
the authorities 21
the army 80
the accent 16
the android 74
the anger 33
the arm 18
the art 27
the angels 28
the americans 76
the authorities 21
the army 80
the accent 16
the android 74