The door's locked traducir turco
387 traducción paralela
She's got the door locked.
Kapısı da kilitli, açamadım.
The door of the home was not locked.
Evin kapısı kilitli değildi.
- Would you turn on the porch light? Turn off that hall light, close the door, be sure it's locked.
Verandanın ışığını açıp koridorunkini kapatabilir misin?
Suppose the street door's locked.
Ya sokak kapısı kilitliyse?
- The street door is never locked.
Sokak kapısı hiç kilitlenmez.
- The street door is never locked.
- Sokak kapısı hiç kilitlenmez. - Anlıyorum.
The door is locked with a key. Let's move it!
Bu kapı kilitlenmiş!
Front door's locked. Use the side.
Ön kapı kapalı, diğerini kullanın.
When we got there, he heard us coming and-and-and he locked the door.
Oraya vardığımızda, geldiğimizi duydu ve kapısını kilitledi.
The door's probably locked.
Kapı muhtemelen kilitlidir.
A man trying to run a business and the door's locked.
İşini yürütmeye çalışan bir adam ve kapısı kilitli.
The door's locked.
Kapı kilitli.
The door's locked...
Kapı kilitli...
He keeps the door of his room locked every second.
Odasının kapısını her saniye kilitli tutar.
The door's not locked.
Kapı kilitli değil.
I told you if I could help you with your work, the door's never locked.
İşlerinde yardımcı olabileceksem kapımız her zaman açıktır dedim.
The door's never been locked against you, not for my sake.
Bu kapı iyiliğim için bir daha asla yüzüne kapanmayacak.
ALRIGHT, WHO'S THE WISE GUY WHO LOCKED THE DOOR?
Pekâlâ, hangi akıllı kilitledi kapıyı?
The door's locked.
Kapıyı kilitledim.
Then after the door to Elizabeth's room had been locked by YOU, enabling you to return there and at your leisure demolish everything.
Ve sonra, Elizabeth'in odasının kapısını bizzat SİZ kilitledikten sonra, bir boş vaktinizde oraya rahatça tekrar dönüp, her şeyi kırıp döktünüz.
Dear, the door's locked.
Hayatım, kapı kilitli.
- The door's locked on the inside.
- Kapı içerden kilitli.
Excuse me they locked the front door.
Afedersiniz. Dış kapıyı kilitlemişler.
- I locked the door!
Oradaydı, dışarı çıkmış olamaz.
He locked the door and took the key.
Sonrasında kapıyı kilitleyip anahtarları da almış.
Well, the outside cellar door... the one you and Charles got out of... do you recall whether you locked that behind you?
Sen ve Charles'ın dışarı çıktığı... bahçeye bakan mahzen kapısının... arkadan kilitli olup olmadığını hatırlıyor musun?
Another time, he locked the door and tried to hang himself.
Bir başka seferde odayı kilitleyip kendini asmaya çalışmış.
- The door's locked.
Kapı kilitli.
The outside door is locked.
Dış kapı kilitli.
The front door's locked and the windows too. Aye, no one could possibly break into our snug little home.
Küçük ve güvenli evimize hiç kimse giremez herhalde.
Tell me one thing more. Wasn't the door locked on your side of the door that communicated with Mr. Ratchett's compartment when you went to bed?
Acaba odanızla Bay Ratchett arasındaki kapı uyuduğunuz sırada kilitli miydi?
Come in. The door's not locked.
Girin, kapı kilitli değil.
That officer found the receiver off the hook... when he broke through her locked door.
Şu memur bey kilitli kapıyı kırıp, içeri girdiğinde ahizeyi yuvasının dışında buldu.
The door's locked.
Kapı kilitlendi.
If I had closed those windows or locked that door, the way she said...
Eğer dediği gibi, pencereleri kapatmış ya da kapıyı kilitlemiş olsaydım...
"P.S. The door is locked."
"Not : Kapï kilitli."
The door's locked.
Bu kapı kilitli.
Well, the door to Miss Goode's suite is locked.
Miss Goode'un süitine açılan kapı kilitli.
Even if I could, I couldn't get the gold out as the door's locked from the outside.
Girebilsem bile, kapısı dışarıdan kilitli olduğu için altını dışarı çıkartamam.
The door's locked!
Kapı kilitli!
I know the door's locked!
Küçük bir sorunumuz var burada!
Make sure the stable door's locked and bolted.
Ahırın kapısını sürgüleyerek kapatırsın.
It was on display in the bottom of a locked filing cabinet, in a disused lavatory with a sign on the door, "Beware of the leopard!"
Kapısında "Leopara dikkat!" yazan, kullanılmayan bir helanın içindeki kilitli bir dolabın en altında teşhirdeydi.
Well, I remember seeing you to the door, and then, uh,..... saying goodbye, getting locked out of the flat...
Şey, seni kapıda gördüğümü hatırlıyorum hoşçakal dediğini, sonrada dairenin kapısı kilitlendi...
Damn it! The door's locked.
kapı kilitlendi!
No, and the door's locked.
Hayır, ve kapı da kilitli.
Well, he put me in a room, and he locked the door.
Beni bir odaya kapattı ve kapısını kilitledi.
The front door's locked.
Dış kapı kilitli.
They locked the door to my room.
Odamın kapısını kitlediler.
He's locked in his room and won't answer the door.
Odasına kapandı ve cevap vermiyor.
The door's locked.
Kapı kitli.
the door's open 68
door's locked 24
locked 158
locked and loaded 39
locked up 40
locked in 23
locked away 20
the doors 46
the door is locked 37
the day 56
door's locked 24
locked 158
locked and loaded 39
locked up 40
locked in 23
locked away 20
the doors 46
the door is locked 37
the day 56
the duke 46
the duck 18
the day before yesterday 39
the door was open 152
the door is open 55
the day after tomorrow 108
the devil 179
the dog 197
the dress 56
the door is closed 18
the duck 18
the day before yesterday 39
the door was open 152
the door is open 55
the day after tomorrow 108
the devil 179
the dog 197
the dress 56
the door is closed 18
the day before 49
the d 504
the dogs 39
the door was locked 29
the day after 57
the door 306
the doctor 415
the date 58
the day she died 19
the door opened 17
the d 504
the dogs 39
the door was locked 29
the day after 57
the door 306
the doctor 415
the date 58
the day she died 19
the door opened 17