The first one traducir turco
7,936 traducción paralela
- He was the first one to pass out.
- İlk bayılan o oldu.
And the first one says, "No, I insist."
Sonra diğeri "Hayır ısrar ediyorum." der.
These are my wedding vows. Yea or nay on the first one.
Bunlar benim evlilik yeminim.
That's the first one, isn't it?
- Bu ilk sefer, değil mi?
And, mind you, I'll be the first one to let you know Oh... if she does anything wrong.
- Herhangi bir yanlış yaparsa ilk benden duyacaksınız.
Mr Tantony put the first one in his pocket, and before we had reached Great Pulteney Street, it had gone!
Bay Tantony ilk aldığımızı cebine koydu fakat henüz Büyük Pulteney Sokağı'na gelmeden kayboldu gitti kitap!
The first one?
İlk çocuk mu?
Just the first one I've seen do that to himself.
Sadece gördüğüm ilk intihar.
The first one, the sound was awful!
Oh, Sharknado 2. İlkinde sesler o kadar kötüydü ki!
You're the first one here to speak to me like a person.
Burada benimle bir birey gibi konuşan ilk kişisin.
Why don't you be the first one to introduce it to the world?
Neden bu şarkıyı dünyayla tanıştıran ilk kişi sen olmayasın ki?
Joe, you're always the first one to tell me when I'm not thinking clearly.
Joe, bana sağlıklı düşünmediğimi söyleyen hep sendin.
And the first one was?
İlki hangisi peki? Jacob Fisher.
Louis, if one of your first acts as name partner is to rip the receptionist to shreds, you'll regret that for the rest of your life.
Louis, eğer isim ortağı olarak ilk icraatın resepsiyonistin tekini parçalamak olursa, bundan hayatının sonuna kadar pişmanlık duyarsın. Boş ver gitsin.
First parcel is sold to the Carnmore Copper Company..... for seven pounds, one shilling a tonne.
İlk parsel Carnmore Bakır Şirketi'ne ton başına 7 pound 1 şilinden satıldı.
Maybe it came here as a seed, you know, like the one to make first contact.
Belki bir tohum olarak gelmiştir. İlk teması yapmak isteyen bir tohum.
However far across the world a cluster is scattered, the first breath they take, they take as one.
Kümedekiler dünyanın neresinde olursa olsun, aldıkları ilk nefesi birlikte alırlar.
The First Blade is back in play, and Crowley is the one getting it?
İlk Bıçak geri geliyor ve bunu Crowley mi yapacak?
Already putting the other person first.
Şimdiden bir diğerimizi öne koyuyoruz.
There will be no uninvited guests at your wedding, and after, your pack will be the first line of defense to this home.
Düğününde davetsiz misafir olmayacak ve burayı korumak için öne çıkacak ilk grup senin sürün olacak.
Not the first time I've heard that advice, but if there's one thing I've learned in this town, we do better when we're not alone.
İlk kez duyduğum bir tavsiye değil. Ancak bu şehirde öğrendiğim tek bir şey varsa o da yalnız olmadığımız zaman daha iyi başa çıkıyoruz.
It was a fluke. I was able to slap a locator spell on one of the kids right after he got snatched, and I got nothing at first, and then a car and then a face, but that face...
Çocuklardan birisi kaçırılır kaçırılmaz yer bulma büyüsü yaptım ilk başta bir şey göremedim ama sonra bir araba ve bir yüz gördüm.
When Sara was first brought before my father, the moment he weighed her apprenticeship or her execution, she bore witness to a demonstration of his power, one that inspired terror in all who had come before, but Sara...
Sara, babamın önüne ilk getirildiğinde çırak mı olacak yoksa öldürülecek mi karar verirken onun gücünün örneğine tanıklık etti. Ondan öncekilerin hepsinde teröre yol açan bir güç. Ama Sara güldü.
This was the first one.
Bu ilk dövmemdi.
You got this close on your first try. Who's to say you won't get the next one?
Sonrakini alamayacağını kim söyleyebilir?
Have you had a second dream, hopefully one that negates the first?
Bir ihtimal ilkine ters düşen ikinci bir rüya mı gördünüz?
The one and two children's blocks were our first two victims.
Bir ve iki numarali kupler ilk iki kurbanimizdaydi.
Uh, when I first moved up the ranks, one of the hardest things for me to learn was how to delegate.
İlk rütbe atladığım zamanlar benim için en zor olan şeylerden biri de yetki vermekti.
But if no one moved him, The only explanation for that blood spatter Is that the first blows didn't kill him.
Ama eğer onu kimse kımıldatmadıysa, kan izlerinin tek açıklaması ilk darbenin onu öldürmediği olur.
The division one café is on the first floor.
Division One Café birinci katta.
The first time we spoke, you said you couldn't take it anymore... watching your friends die, one by one.
İlk konuştuğumuzda artık arkadaşlarının gözlerinin önünde ölmesine... daha fazla dayanamayacağını söylemiştin.
We shared one of these the first day we met.
İlk tanıştığımız gün bir tanesini paylaşmıştık.
You know, the first time Tommy and I came down here, we bugged out one of these old cats here.
Tommy'yle buraya ilk geldiğimizde alel acele şu ihtiyarlardan birine kaçmıştık.
It was your - or one of your kind's - attentions to the King of England that first brought you to my notice.
Sizin veya türünüzden birinin, Kral'a bulunduğu teşebbüs sonrasında ilk olarak dikkatimi çekmiştiniz.
Ben didn't even want the first kid, much less another one.
Ben, ilk çocuğu bile istememişti, nerede kaldı diğeri.
He was one of the first people to sign up.
- O, ilk başvuranlardan biriydi.
I put stamps on the first few letters but she brings one every day and at some point this foolishness has to stop.
Her mektubuna pul yapıştırdım... fakat o hergün getiriyor. Bu deliliğin bir yerde son bulması lazım.
This one, it came first from the University of Strasbourg.
Bu, ilk Strasbourg Üniversitesi'nden geldi.
It's actually one of the first things I liked about you.
Aslında senden hoşlandığım ilk şey buydu.
Do you know one of the first things I liked about you was?
Benim, senin ilk neyinden hoşlandığımı biliyor musun? - Ne?
Joe here, he was one of the first people that I met when I came to Chester's Mill.
Joe Chester's Mill'e geldiğimde tanıdığım ilk insanlardandı.
A year after that, the first fragments of one of these so-called eggs was found in a meteor near our drilling site in Alaska.
Ondan bir yıl sonra da bu sözde yumurtaların ilk parçaları Alaska'daki sondaj tesisimizin yakınlarındaki bir meteorda bulundu.
My papi acts like nothing happened, like he wasn't the one who got me in trouble first off.
Babam hiçbir şey olmamış gibi davranıyor,. sanki başımı belaya sokan o değilmiş gibi.
The objectives set forth by the 2nd Massachusetts are first and foremost in my heart.
2. Bölük'ün öne sürdüğü görevler benim için en önemlisidir.
Well, you're the one who said it first, right?
Yani, bunu ilk söyleyen sendin, değil mi?
My family was one of the first in Gotham.
Ailem, Gotham'ın ilklerinden biri.
First one was the hardest.
İlki en zoruydu.
Foster's basing his research on the first mutation, not the current one.
Foster'ın çalışmaları ilk mutasyonuna dayanıyor, şu anki hâline değil.
Okay, first of all, you are going to have one of the best stories there.
Tamam, öncelikle, orada harika bir hikaye edinmiş olacaksın.
Fine, I-I'll keep that first one in the morning.
Peki, sabah ilk uçakla dönerim. Teşekkürler.
First one was yours. The other I didn't recognise.
İlki seninkiydi ama diğerini çıkaramadım.
the first of many 20
the first time i saw you 26
the first time we met 43
the first 240
the first day 25
the first time 174
the first victim 31
the first lady 16
first one 47
ones 44
the first time i saw you 26
the first time we met 43
the first 240
the first day 25
the first time 174
the first victim 31
the first lady 16
first one 47
ones 44
one day at a time 90
one moment please 57
one more time 797
one day 2293
one month later 23
one thing at a time 106
one more 931
one more shot 23
one year ago 42
one more day 57
one moment please 57
one more time 797
one day 2293
one month later 23
one thing at a time 106
one more 931
one more shot 23
one year ago 42
one more day 57
one more hour 17
one more chance 34
one hundred 76
one step at a time 173
one more minute 37
one moment 967
one more thing 865
one more round 22
one more drink 18
one and two 35
one more chance 34
one hundred 76
one step at a time 173
one more minute 37
one moment 967
one more thing 865
one more round 22
one more drink 18
one and two 35
one second 1230
one sec 340
one night 558
one at a time 318
one time 516
one week 142
one game 29
one point 33
one's missing 20
one by friend 20
one sec 340
one night 558
one at a time 318
one time 516
one week 142
one game 29
one point 33
one's missing 20
one by friend 20