The higher traducir turco
2,814 traducción paralela
And we followed at a good distance for about 10 minutes, thinking our plan had worked, and we had a couple of the higher ups and were just minutes away from finding out where these cars were being loaded up.
Ve onları yaklaşık 10 dakika uygun bir mesafeden takip ettik. Planımızın işlediğini ve bir kaç dakika sonra araçların gemiye yüklendiği yeri bulacağımızı düşünüyorduk.
You think the higher-ups at the company knew their valves were failing?
Şirketin yöneticileri kapakçıkların hatalı olduğunu biliyor muydu?
The Higher Risers have been dominating the second half of this game.
Higher Risers takımı,.. ... oyunun ikinci yarısının hakimi.
The higher-ups didn't even want to look into it.
Yüksektekiler buna bakmak bile istemedi.
And which is the higher ticket item...
Gerçekten mi? Hangisi daha pahalı?
The higher they rise, the further they fall!
Çıktıkları en yüksek yer, düştükleri en derin yer!
Nine months ago he took out the higher-ups and he seized control.
Dokuz ay önce üsttekileri alaşağı edip kontrolü ele geçirmiş.
Because the upper... The higher you go, the less time you're with your folks.
Çünkü üst... daha üsttekiler, ev halkıyla daha az zaman geçirir.
The deeper the fish, the higher the birds dive.
Balıklar ne kadar derindeyse kuşlar da o kadar yüksekten pike yapıyor.
If we start with Böğürdelen, we will have the higher ground.
Ama Böğürdelen ile başlarsak, yüksek noktada ilerleriz.
Pot's illegality is the number-one thing keeping higher-end customers away.
Esrarın illegal olması cebi dolu müşterileri korkutuyor.
We cannot know the answer, but we do know that within India and within Pakistan there are known zones of higher radiation than there are normal.
Biz cevabı biliyorum, ama olamaz biz Hindistan içinde olduğunu biliyoruz ve yok Pakistan içinde orada bilinmektedir daha yüksek radyasyon bölgeleri Normal vardır.
You can definitely go higher than the peak.
Kesinlikle doruğun üzerine çıkabilirsin.
You're higher maintenance than Berry and pretty much the most selfish person I've ever met in my life.
Berry'den bile daha talepkârsın ve bugüne kadar tanıdığım en bencil insansın.
♪ Getting higher than the Empire State ♪
* Uçmuşlar banyoda *
Either way, I think we should head up to higher ground, you know, go to the Poconos.
Sonuç olarak daha yüksek bir yere, Poconos'a çıkmalıyız.
You were running late, only the stakes for you were much higher, weren't they?
Geç kalmıştınız teklifler size göre çok yüksekti değil mi?
As we climbed higher into the mountains, we passed ancient mines haunted by the ghosts of men who died chasing their dreams... And abandoned cars rusting back into the earth they came from.
Dağlarda daha yükseklere tırmandığımız için hayallerini takip ederken ölen adamların hayaletleri tarafından istila edilmiş antik madenlerden ve geldikleri dünyadan terk edilmiş paslı arabalardan geçtik.
But seeing him in the flesh made me realize I needed to set my pain bar a little higher.
Ama onu karşımda bizzat görünce acı kotamı yükseltme ihtiyacı duydum.
There's a higher concentration of blood at the knee...
Josh'ın dizinde ve ayakkabısında..
Being held to the same standard as everyone else is one thing, but it does feel like Danny's being held to a higher one.
Diğer herkese olduğu gibi aynı standardı koymak bir konu ama bu Danny'nin daha yüksek bir standardı olduğunu gösteriyor.
Heroin delivers a higher dose of opiates to the brain than opium.
Eroin beyne opiumdan daha fazla afyonlu ilaç yollar.
Why couldn't they just hold them higher up on the handle?
Neden sapın daha dibinden tutmamışlar?
According to the beliefs of the samurai, higher beings called kami began human life.
Kami denen üstün ruhlar insan hayatıyla başlarlar
The boiling point for the polystyrene is higher than the lipids by 15 degrees Celsius.
Polyesterin kaynama noktası yağ dokusunun kaynama noktasından 15 santigrat derece daha fazladır.
People go to Mount Fuji for the express purpose of committing suicide to release themselves from this life to pass through the axis mundi- - the world navel- - into the next life, into a higher plane.
İnsanlar, bu hayattan bir sonraki hayata, daha yüksek bir yere - ---dünyanın merkezine-- - axis mundi'ye geçmek için intihar ederek, kendilerini kurtarmak amacıyla Fuji Dağı'na giderler.
To standards higher than our standards of the past.
Buranın standartları, geçmişteki standartlarımızdan katbekat daha üstündür.
Your voice just pitched a little higher, just like when you said you happened to be - in the neighborhood. - Is he right?
Civarda olduğunu söylerken sanki sesinin tonu biraz yüksek çıktı.
I had a higher top speed than my opponent, but that didn't mean I had the advantage.
Rakibimden daha yüksek son hızım vardı ama bu daha avantajlıyım demek değildi.
And you can tell I'm excited because my voice is getting higher and higher to the point of..
Heyecanlandığımı şuradan da anlayabilirsiniz çocuklar. Çünkü sesim gitgide daha inceliyor ve inceliyor...
But they said he was in the hospital because he got beat up by Suk-eung, a higher-ranking student.
Ama hastanedekilere kendi araların da olduğunu söyledi çünkü Suk-Eung, yüksek rütbeli bir öğrenci tarafından dövüldü.
And back in Sumeria, artificial temple mounds called ziggurats climb ever higher toward the heavens.
Ve geride Sümerler'de, Ziggurat olarak bilinen yapay tapınak tümsekleri öncelerinden de yükseğe, cennete doğru tırmanıyor.
By working at higher temperatures, they can release the power of this ancient metal.
Çok yüksek sıcaklıklarda çalışarak antik metalin gücünü serbest bırakıyorlar.
However, the incident failed to destroy a Prime Minister,'who holds an approval rating three points higher than last year.
Yine de bu hadise, geçen seneye nazaran onaylanmış oylarını % 3 artırmış olan bir Başbakanı yok etmede başarısız oldu.
This on a night that I had originally designated for solving the space-time geometry in higher-spin gravity and building my Lego Death Star.
Halbuki o geceyi, aslında yüksek dönüşlü yerçekiminde uzay zaman geometrisi çözerek ve Lego Ölüm Yıldızı'mı yaparak geçirecektim.
Probably something like 60 %, 70 % of stars may indeed be binary, or have even higher numbers of stars in the system.
Muhtemelen sistemdeki yıldızların % 60-70i, hatta belki daha fazlası çift yıldız.
This sort of danger zone in which the chances for a catastrophic impact with something of a comet's size would be much, much higher than they are now.
Kuyruklu yıldız büyüklüğünde bir şeyin çarpma olasılığının olduğu bu tür bir tehlike alanı şu anda olduğundan çok çok daha büyük olacaktır.
The sun is rising higher and growing warmer with each passing day.
Güneş her geçen gün daha da yükseliyor ve ısınıyor.
I may have a use for this Simpson character higher up in the organization.
Bu Simpson karakterini, seçkin organizasyonlarda kullanabilirim.
Okay, now I hate to be pushy, but I cannot recommend any higher the invention checklist.
Tamam, ısrarcı olmaktan nefret ediyorum ama icat listesini tavsiye etmekten de alıkoyamıyorum kendimi.
The wheel arches have been cut up slightly higher which makes the whole thing look less clunky
Tekerlek bombesi biraz daha yüksek kesildi. Böylece araca daha az hantal havası katıyor.
He kept reaching for higher plateaus and he felt, maybe, that if the group...
Sürekli yukarı çıkmaya çalıştı ve belki de düşündü ki eğer grup...
Won't the fees be higher for the big companies?
O zaman, büyük şirketler daha pahalı olur değil mi?
The stakes have never been higher.
Riskler hiç bu kadar yüksek olmamıştı.
To pay us off, vendors borrow money from the machine at a higher mortgage rate.
Pazarcılar bize ödeme yapmak için makineden yüksek faizli borç alıyorlar.
It's the underdog's efforts to be accepted, to reach a higher level in society.
Mazlumun, toplumun bir üst sınıfına geçmek için kabul görme çabasıdır.
Oh, the order won't come from him. It'll come from higher up.
emir ondan değil, daha üst makamlardan gelecek.
The pay is higher, and I can go out whenever I want.
Maaşım buradan iyi ve daha özgürüm.
But I also do think that at this moment, they are under the maximum amount of pressure that we can really bring to bear, and I don't believe they're gonna come up any higher.
Fakat aynı zamanda şu anda bizim üzerlerinde oluşturabileceğimiz azami baskının altındalar ve bundan daha ötesinin de olabileceğini sanmıyorum.
The target had a higher priority than we are used.
Hedef, halk tarafından çok iyi tanınan biri olduğundan pek rahat değildik.
My favorite was one, two the third from the right because I thought it would go higher than any other one.
En sevdiğim sağdan bir, iki üçüncüydü. Çünkü onun diğerlerinden daha yükseğe çıkacağını düşünürdüm.
higher 381
higher up 16
the hunger games 20
the hole 27
the hell i don't 16
the headmaster 20
the hell you say 21
the horses 42
the house is empty 22
the hills 19
higher up 16
the hunger games 20
the hole 27
the hell i don't 16
the headmaster 20
the hell you say 21
the horses 42
the house is empty 22
the hills 19
the hell you don't 16
the hell with it 67
the house 261
the heart wants what it wants 18
the headmistress 18
the hell are you talking about 20
the hall 17
the hours 16
the horror 73
the head 74
the hell with it 67
the house 261
the heart wants what it wants 18
the headmistress 18
the hell are you talking about 20
the hall 17
the hours 16
the horror 73
the head 74
the housekeeper 42
the half 48
the house is on fire 21
the hell i can't 29
the hair 91
the horse 54
the hand 48
the hotel 71
the handcuffs 17
the hero 36
the half 48
the house is on fire 21
the hell i can't 29
the hair 91
the horse 54
the hand 48
the hotel 71
the handcuffs 17
the hero 36