The heat traducir turco
6,714 traducción paralela
The heat surge.
- Isı dalgası.
When the heat surge hits, there is no way we could out run it.
Isı dalgası vurduğunda kaçma şansımız olmayacak.
It will help to block the heat wave, when it hits.
Isı dalgası vurduğunda engellememize yardım edecek.
Lower the heat a bit...
Isıyı biraz düşür...
You can't take the heat, get out of the smokehouse.
Isıya katlanamıyorsan et muhafaza yerinde durmayacaksın.
He needs to feel the heat. To listen to the music.
Müziği dinlemek için sıcaklığı hissetmesi gerekir.
Your father confessed, not just because he was guilty, but also to take the heat off of you.
Baban sadece suçlu olduğu için değil aynı zamanda baskıyı senin üzerinden almak için itiraf etti.
The heat works... works just fine, as far as I know.
Kaloriferler bildiğim kadarıyla iyi çalışıyor.
I'm happy to check on the heat again... like I said.
Dediğim gibi kaloriferleri yeniden kontrol etmekten mutlu olurum.
Shut the heat plant down immediately.
Isıtıcıları derhâl kapatın.
Someone's got the heat on.
Biri ısıtmayı açmış.
Yeah, well, they'll keep the heat in.
- En azından ısıyı içeride tutarlar.
The heat goes off our body, goes up to the stars, comes back down as sunlight, grows a plant.
Yaşam enerjimiz vücudumuzdan çıkar, yıldızlara gider güneş ışığı olarak geri döner, bitkileri büyütür.
Where do we put the heat sync?
Isı dağıtıcısını nereye koyacağız?
And may I remind you, we just ditched the heat sink.
Sana hatırlatayım ısı dağıtıcısını yeni çıkardık.
It was in the heat of the moment, admittedly..... But you said, " you killed him...
Olayın sıcağıyla, kuşkusuz ama siz demişsiniz ki : "Thom'u öldürdün..."
the heat ausquellenden felt the blood?
Onun kanı akarken, damarlarından çıkan ısıyı hissettin mi?
Lay low, ditch the heat, let the heat die down.
Saklanalım, olay çıkarmayıp ortalığın sakinleşmesini bekleyelim.
Look, between the heat and the gridlock
Sıcağın altında, bu kuyrukta beklemekten.
Yeah, I mean, it's clearly the heat is emanating from this device.
Evet. Yani, apaçık ki sıcaklık bu cihazdan, yayılıyor.
Bring the heat!
Ateşi yükselt bakalım!
Try building the damn thing with the heat sink and the case.
Hepsi. Soğutucu ve kasa ile şu lanet şeyi oluşturmayı deneyin.
Well, unfortunately, some uptight Puritan alerted the police, so I took the heat so Enrique could escape.
Maalesef, sinirli tutucu biri polise haber vermiş ben de Enrique kaçabilsin diye suçu üstlendim.
T-Took the heat?
Suçu mu üstlendin?
They're underground springs. When the heat and pressure build up, it finally blows.
Yeraltı suları ısı ve basınç arttığı zaman en sonunda fışkırıyorlar.
It's not your problem, so you can walk away and I'll take the heat.
Bu senin sorunun değil sen buradan çıkıp gidebilirsin, onunla ben ilgilenirim.
Okay, you think you can bring the heat?
Tamam, ısıyı yükseltebileceğini mi düşünüyorsun?
Here comes the heat.
İşte ateş geliyor.
You know, if Lynch is bold enough to pose as an FBI agent to track this guy down, he's not gonna stop now just because the heat's turned up.
Lynch, adamı yakalamak için sahte ajan olacak kadar fütursuzsa işler biraz kızıştı diye durmayacaktır.
Amber, just till the heat's off.
Amber, yalnızca ortalık sakinleşene kadar.
Now, when we look closer at the heat spikes, we see that they originate in Woodside, Queens, just behind this house.
Şimdi, biraz daha yakından bakarsak ışımalara,... kaynaklarını görüyoruz ki Woodside, Queens'te,... hemen arkasından bu evde.
We texted pictures of the packages and the heat signature over to a judge.
Paketlerin fotoğrafını mesajla gönderdik... Hakim ısı imzasına ekleyecektir.
I got to pay the heat and electric before I buy groceries.
Mutfak alışverişinden önce ısınma ve elektriği ödemem gerek. Durumlar fena.
An unexpected bonus of looking like a million bucks- - I've discovered that petroleum-based fabrics really hold in the heat.
Petrol bazlı bu kumaşların gerçekten sıcak tutması beni harika hissettiren beklenmedik bir artısı oldu.
The only thing keeping you warm is the heat of your fiery passion.
Seni isitan tek sey atesli tutkunun sicakligi.
HumanHeater is a microwave technology that can heat the surface of a person's skin instead, potentially saving millions in heating costs and helping the environment, thereby making the world a better place.
Isınma masraflarından milyonlar tasarruf eder ve çevreye zarar vermez. Böylece dünyayı daha iyi bir yer haline getirir.
- Vestibular folds. If the body temperature rose A lot of heat would be released through there.
Vücudun sıcaklığı çok yükselirse sıcaklık buradan serbest bırakılıyor.
He won't fix the damn heat, so we're all doing whatever we can to stay alive in there.
Lanet kaloriferi tamir ettirmedi biz de yaşamak için elimizden geleni yapıyoruz.
While we were at the location, we noticed that your tenants were jerry-rigging heaters to compensate for the fact that there was no working heat.
Mekândayken kiracılarınızın hiç çalışan kalorifer olmamasını telâfi etmek için kaloriferleri tamir ettiğini gördük.
Make sure your tenants have working heat immediately, or the fire inspectors, they will swarm all over your properties.
Kiracılarınızın çalışan bir kaloriferi olduğundan derhâl emin olun yoksa yangın denetçileri tüm mülklerinize el koyar.
Which heats up the innards, which means a bigger heat sink.
Bu da iç kısmın ısınması, yani daha büyük ısı dağıtıcı demek oluyor.
I was in Fallujah, 130 degrees in the reeds and smoke, dying of heat stroke.
130 derece sıcaklığın altında ölmek üzereydim.
Heat the blade.
Bıçağı ısıt.
She rode the good looking guys of the school year one after the other, she was called the bitch in heat by those around her.
Okul yıllarında ardı ardına yakışıklı erkeklerle çıktı. Bu yüzden ona "Ateşli Kevaşe" derlerdi.
Or life could've started in the searing heat of a volcanic vent on the deep sea floor.
Yaşam derin deniz tabanındaki bir volkanik bacanın haşlayan sıcağında da başlamış olabilir.
You gotta heat the end of it.
Ucunu ısıtmalısın.
You gotta heat the end of it with a lighter first.
Önce ucunu çakmakla ısıtmalısın.
The drone's picking up two heat signatures.
Hava aracı iki ısı izi tespit etti.
The only heat signatures are livestock.
Isı sinyalleri yalnızca çiftlik hayvanlarından geliyor.
They're heat scans of the city, performed by satellite, one week before attacks by Aurelius.
Bunlar kentin ısı taramaları,... uydu tarafından çekilmişler,... Aurelius'un saldırılarından bir hafta önce.
He's taking a lot of heat for the strike on the wedding.
Düğüne yapılan saldırı yüzünden yeterince sıkıntılı bir dönemde zaten.
heath 64
heather 881
heat 117
heathcliff 37
heathen 21
heat wave 33
heat of the moment 19
the hunger games 20
the hole 27
the hell i don't 16
heather 881
heat 117
heathcliff 37
heathen 21
heat wave 33
heat of the moment 19
the hunger games 20
the hole 27
the hell i don't 16
the headmaster 20
the hell you say 21
the hell you don't 16
the hell with it 67
the horses 42
the house is empty 22
the hills 19
the heart wants what it wants 18
the headmistress 18
the house 261
the hell you say 21
the hell you don't 16
the hell with it 67
the horses 42
the house is empty 22
the hills 19
the heart wants what it wants 18
the headmistress 18
the house 261