The newspaper traducir turco
2,882 traducción paralela
Robert didn't want you to read about it in the newspaper and be upset.
Robert, gazetelerden okuyup üzülmeni istememişti.
I want you to start looking in the newspaper... At condos.
Gazetedeki dairelere bakmanı istiyorum.
So tomorrow is the publication of the notice on the newspaper.
İlan yarınki gazetede yayınlanacak yani.
When I went out this morning to get the newspaper, I saw a pizza on our roof.
Bugün gazeteyi almak için dışarı çıktığımda çatıda bir pizza gördüm.
You know, no one who's ever been associated with an actual event has thought it's been portrayed honestly in the newspaper.
Olayın iç yüzünü bilen hiç kimse gazetedeki portrenin dürüstçe yazıldığını düşünmedi.
Somebody used your name to end our business In the newspaper.
Birisi gazetede ismimizi bizi bitirmeye çalışmış.
This stuff is in the newspaper, Jack.
Değil. Bu şey gazeteye çıktı Jack.
Don't you read the newspaper?
Gazete okumuyor musun?
I do read the newspaper, Chulbul Pandey..
Ben gazete okuyorum, Chulbul Pandey.
Must be very scary in the newspaper business these days.
Bu günlerde böyle bir şey gazete dünyası için çok korkutucu olmalı.
The newspaper company suddenly asked me to collect some data, so I'm leaving New York for a while.
Gazete aniden benden bazı veriler toparlamamı istedi, bir süreliğine New York'tan ayrılıyorum.
It was hard enough changing my status on Facebook. I'll take care of the newspaper.
Facebook'taki durumumu değiştirmek yeterince zordu zaten.
The newspaper can't pay any more.
Gazete daha fazlasını ödeyemez.
Oh, stop the newspaper.
Biniş kartlarının çıktısını almalıyız.
"Lily's bag needs to be packed and the newspaper needs to be canceled."
"Lily'nin bavulunu toparlamalıyız. Gazete aboneliğini durdurmalıyız."
I'm doing the newspaper thing.
Gazete olayını yapıyorum işte.
Maybe your picture will appear in the newspaper for being a good citizen...
Belki resmin iyi bir vatandaş olarak gazetede çıkar...
Hide the newspaper, I don't want Clemente to see it.
Gazeteyi sakla, Clemente'nin bunu görmesini istemiyorum.
Spencer, you get caught stealing an essay, and your parents let you take a picture for the newspaper.
Spencer, sen bir ödev çalarken yakalandığında ailen, gazeteler için resmini çektiriyorlar.
He ran the newspaper back in Marion.
Marion'daki gazeteyi çıkarıyordu.
You didn't stop the newspaper or ask someone to bring in the mail?
Gazete almayı bıraktınız mı? yada birinden mektuplarınızı getirmesini istediniz mi?
He said that the photo in the newspaper didn't do him justice.
Gazetedeki eski fotoğrafının ona adalet getirmeyeceğini söylemiş.
You're hung up on the newspaper bit?
Sen de kafayı gazeteye mi taktın?
You released information to the newspaper about our investigation.
Soruşturmamız hakkında gazetelere bilgi sızdırmışsınız.
But the newspaper reports said..... not always accurate.
Fakat gazete haberleri diyordu ki... Her zaman doğru olmazlar.
The newspaper cutting... that was for our benefit, wasn't it?
O gazete küpürü... Bizi buraya getirmek içindi, değil mi? Kandırılmayı sevmem.
Well, the masthead for the newspaper?
Gazete künyeleri vardır ya?
She know Greg from the newspaper?
- Greg'i gazeteden mi tanıyor? Greg falan bilmem, dedim.
Well, we like to have a cup of coffee, read the newspaper before we jump right into work.
Şey, genelde işe başlamadan önce bir fincan kahve içip, gazeteleri okumayı tercih ederiz.
I knew it wasn't a real crab, plus when I saw the mole pattern on the cheek of the man next to trickell in the newspaper, I rememered the same pattern on the mascot.
Gerçek bir yengeç olmadığını biliyordum çünkü Daphne'nin hiç alerjisi olmadı üstüne üstlük gazetedeki çocuğun yanaklarındaki benlerin iz sırasının maskotla aynı olduğunu görmüştüm.
The newspaper's willing to pay you.
Gazete ödemeni yapacak.
Go to the newspaper.
Gazeteye git.
You own the newspaper Julie worked for.
Julie'nin çalıştığı gazetenin sahibi sensin.
Well, follow up on some local ads in the newspaper then, son.
O zaman gazetelerdeki yerel iş ilanları takip et, evlat.
- He's reading the newspaper.
Gazetesini okuyor. Hayır
This woman took the envelope from her handbag, placed it inside a newspaper, put the newspaper on a bench and walked away.
Bu kadın çantasından bir zarf çıkardı, zarfı bir gazetenin içine yerleştirdi gazeteyi bankın üzerine koydu ve oradan uzaklaştı.
What makes you think that I want a picture of me and Hugh kissing in the newspaper?
Gazetede ben ve Hugh'un öpüşürken ki görüntümüzü neden yayımlattın?
Kids, one morning in 2010, I opened the newspaper only to discover an op-ed written by Zoey Pierson.
Çocuklar, bir 2010 sabahında gazeteyi açar açmaz Zoey Pierson tarafından kaleme alınmış bir yazıya rastladım. Zoey'i hatırlarsınız.
Wants to put our engagement in the newspaper. I know, but why do we need a new picture?
Biliyorum da neden yeni bir fotoğraf çekiyoruz?
There were newspaper articles. Pictures of mum, dad and me, smiling in the library.
Annem babam ve ben kütüphanede gülümserken çekilen resimler gazetelere çıktı.
Plans for the "Daily Observer" - - newspaper.
"Daily Observer" gazetesi hakkındaki planlar.
But she had never had the courage to try, And now she was getting all this wonderful attention, you know, From the school newspaper, her classmates, whatever.
Şimdiye kadar bunu deneyecek cesareti hiç bulamamıştı fakat şimdi okul gazetesinden, sınıf arkadaşlarından çok güzel tepkiler alıyordu, falan.
I want every newspaper in the county there.
Vilayetteki bütün gazetelerin gelmesini istiyorum.
Detective, I-I am the... the editor of a website newspaper.
Dedektif, bir Internet gazetesinin editörüyüm ben.
A permanent excuse from gym class or... These graphic photos of you and my brother doing it Mysteriously turning up in the school newspaper office?
Beden eğitimi dersi için devamlı bir mazeret istiyorum ya da sen ve abimin yaptığınız şeyin fotoğrafları gizemli bir şekilde okul gazetesi bürosunda ortaya çıkar.
Welcome to where the library keeps its old newspaper articles.
Kütüphanenin eski gazeteleri tuttuğu yere hoş geldiniz. Buraya morg diyorlar.
And then the free newspaper CITY.
Ardından ücretsiz gazete City.
And since there's been talk of little else but the diamond robberies I concluded that a new one had occurred. I assume, in your haste, you neglected to bring a newspaper for verification?
Ve son zamanlarda elmas hırsızlıkları giderek artmaya başlandı ve acele varsayımlar yaparak bunun tekrarlı olduğu sonucuna vardım.
When I was a freshman in college, I worked at the student newspaper,
Üniversitedeki ilk yılımda öğrenci gazetesinde çalışıyordum.
I am giving you the worst assignment An alternative newspaper can give.
Sana bi alternatif gazetenin verip verebileceği en kıytırık işi veriyorum.
I found the best newspaper ad.
Gazetede en iyi ilanı buldum.
newspaper 56
newspapers 64
the night of the murder 53
the new yorker 37
the new york times 60
the notebook 36
the night of the fire 17
the night before 47
the night is young 64
the night shift 17
newspapers 64
the night of the murder 53
the new yorker 37
the new york times 60
the notebook 36
the night of the fire 17
the night before 47
the night is young 64
the night shift 17
the noise 65
the not 21
the night before last 20
the nose 48
the night she died 20
the night 83
the night he died 19
the next time i see you 21
the no 36
the next one 38
the not 21
the night before last 20
the nose 48
the night she died 20
the night 83
the night he died 19
the next time i see you 21
the no 36
the next one 38