The real one traducir turco
1,946 traducción paralela
I know, Lucky. You want to see the real one. But don't worry.
Biliyorum.. gerçeğini görmek istiyorsun merak etme.. görücez
The real one unearthed a few weeks ago At a dig site in Okinawa.
Gerçeği birkaç hafta önce Okinawa'daki bir kazıda bulundu.
the real one. Which does what?
Peki gerçeği ne yapıyor?
Yours is not the real one.
Senin kitabın doğruyu yazmıyor.
'K, so were's the real one?
O zaman gerçeği nerede?
The real one is right here!
"O sahte. " Gerçeği işte burada.
Where's the real one?
Gerçek olanı nerede?
- If he was the real one, I would have stopped him.
- Eğer gerçekten olsaydı da durdururdum.
Thanks for letting us use the real one.
Gerçeğini kullanmamıza izin verdiğin için teşekkürler.
I saw the real one!
Ben bu fotoğrafın sahibini tanıyorum!
In the arts of cookery, One way is to cook without seasoning, it is to let people eat the real taste of the food.
Aşçılık sanatında çorbayı baharatsız yapmanın yolu var.
One day, Metin will make it real big, he'll be the market leader.
Sektörü Metin abim koşturur diye buraya getirdim.
According to Mr. Yu at the real estate agency, no one in our neighborhood will be willing to rent space to us.
Emlakçı, Bay Yu diyor ki bu civarda kimse bize yer vermezmiş.
You guys tell me that I have the cruelest personality, but I told you that the real cruel one is Ji Hoo.
Bir de en acımasız kişiliğe benim sahip olduğumu söylersiniz ama ben size gerçek acımasızın Ji Hoo olduğunu söylemiştim.
And as I was retrieving it, I discovered that he has only one real tooth in his head. All the others were false?
- Ona yardım edemedik, değil mi?
After all, the man just had the one real tooth.
- İkisi farklı yerde çalışıyordu ama mümkün.
His real name is Harry'The Gun'Bowler, partner of One-Tooth Ackerson.
Bay Orgill de gittiğine göre benim de eve dönme vaktim geldi. Yarın dönüyorum.
Zoe promised me I'd see the real world one day.
Zoe, bir gün gerçek dünyayı göreceğim konusunda bana söz vermişti.
I know the real reason they're here, father, And I am not the only one.
Onların gerçekte neden burada olduğunu biliyorum Peder ve tek başıma değilim.
Well then, let us, as you say, live in the real world, where men of course always reject a girl with a pretty face in favour of one with a well informed mind.
Pekala, sizin de dediğiniz gibi gerçek dünyaya dönelim, burada erkekler her zaman akıllı bir kızı güzel bir kıza tercih ediyor olmalılar o zaman.
This book deals in very real terms with the difficulties that many officers face at one time or another :
Bu kitap, pek çok memurun karşılaştığı... zorlukları gerçekçi şekilde anlatıyor.
And I think that one of the main reasons, why mainstream archaeologists, * a real nature reaction to the ancient astronaut theory, is that, it's very disturbing to them, because they don't have all the answers.
Ve bence bu en temel sebeplerden biri. neden anaakım arkeologlar, antik astronot kuramına doğal olarak tepki veriyorlar. Bu onları çok rahatsız ediyor, çünkü tüm cevaplara sahip değiller.
The real estate agent hasn't received one call About the place.
Emlakçı galeri hakkında bir telefon bile almamış.
I just wanted to get a return bout because I thought... the one I fought in was flawed... and I wanted the real, true chance to beat him.
Tek istediğim rövanş müsabakasıydı. Çünkü düşünüyordum ki giriştiğim mücadele adil değildi ve ben onu yenmek için gerçek, adil şansı istiyordum.
Serena's ex. Guys, the one that messed her up real bad.
Sarina'nın eskisi. onu bayağı bi zorlamıştı ya
Is that your real name, or just the one we'Il put on your headstone?
Bu gerçek ismin mi, yoksa sadece mezar taşına yazacağımız olan mı?
Am I the only one who thought she had real talent as a bag designer?
Gerçekten çok yetenekli bir canta tasarımcısı olduğunu düşünen tek ben miyim?
She was also the one who convinced me I could be a real chef.
Ayrıca beni şef olabileceğime inandıran da oydu.
We haven't heard from this woman since the one e-mail so until it's real, it's not real.
Bu kadından bir e-posta dışından henüz bir şey almadık. Doğrulanana kadar, doğru değildir.
But winning over your enemy, the one person guaranteed to reject everything you are, that's real love.
Ama düşmanını mağlup etmek senin gibi birisini her yönüyle reddedecek birisini yenmek gerçek aşktır.
You see, no one really understood the real me.
Gördüğünüz gibi, kimse beni gerçekten anlayamıyor.
Everything maybe adds up all the time in the lab, but in real life, sometimes you lose one.
Her şey genelde laboratuarda.. .. anlam kazanır. Fakat gerçek hayatta bazen de kaybedersin.
She was the one who convinced me I could be a real chef.
Beni şef olabileceğime inandıran oydu.
It's one of the only ways you know it's fake - - It's actually better than real money.
Bunu gerçek paradan ayırt etmenin bir yolu yok, gerçek paradan daha iyi.
This one will be the real images.
Bu seferkiler gerçek görüntüler olacak.
So she's the sex fantasy for some egghead academic who can't get one of his real students to sleep with him.
Yani gerçek öğrencilerinden biriyle yatmayı başaramayan entel bir öğretim görevlisinin seks fantezisi olacak?
She knows she's the one with the real power.
Asıl gücün kendinde olduğunun farkındadır.
- She's the one who convinced me I could be a real chef. - Where's David?
Beni şef aşçı olabileceğime inandıran oydu.
Or I would put one of the real grown-ups, like Maria.
... ya da diğer yetişkinlerden birisini, mesela Zehra Teyze.
No one from the office has been to a real beard throw-down.
Ofisten kimse gerçek bir Bernard partisi görmedi.
Admit it, the only reason why you won't accept possession as a real possibility is because Father Westley came up with it.
Kabul et ele geçirilmeyi kabul etmeme sebebin Peder Westley'in bu fikri öne sürmüş olması.
Yeah, I have the real one.
Gerçek resim bende.
This real-life rivalry between the Geats and the Swedes comes to a head in the next chapter of Beowulf, and it is up to Beowulf to lead his people to victory in one epic battle on a giant lake of ice.
Geat'ler ve İsveçli'ler arasında gerçekten yaşanmış olan bu rekabet Beowulf'un bir sonraki bölümünde doruk noktasına ulaşacak ve çok büyük, buzlu bir göl üzerindeki epik bir savaşta halkını zafere taşımak Beowulf'un ellerinde olacaktır.
Could one of them be the gravesite of a real Beowulf?
İçlerinden birisi gerçek Beowulf'un mezarı olabilir mi?
Ismarus may have been one of the settings in the Odyssey that was based on a real location.
Ismarus'un Odesa Destanı'nda geçen gerçek yerlerden birisi olma ihtimali vardır.
But there is one more potential real world inspiration for the cyclops, fossils dug up by ancient archaeologists.
Fakat Kiklop'lara ilham vermiş olabilecek bir şey daha vardır ; antik çağ arkeologlarının ortaya çıkardığı fosiller.
One of the ringleaders was nicknamed "Deezer." Nobody knows his real name.
Ele başlarından birinin lakabı "Deezer". Gerçek adını kimse bilmiyor.
She was the one who convinced me I could be a real chef.
Beni aşçı olabileceğime ikna eden oydu.
When this shipment mingles with the real shots, No one will be able to tell the difference.
Bu mallar gerçek aşılarla bir kere karıştı mı bir daha kimse farkı anlayamaz.
You were the one that needed to kiss her again, to realize for yourself that your feelings for her are real.
Ona karşı hislerinin gerçek olduğunun farkına varman için onu tekrar öpmen gerekiyordu.
- You're the one who wanted a real college experience, cramming for exams.
- Hayır. Gerçek üniversite yaşamını tatmak isteyen sendin... -... son gün ders çalışıyorsun.
the real ones 16
the real me 30
the real deal 26
the real story 16
the real thing 38
the real you 39
the real 41
the reality is 24
the real question is 84
the real reason 20
the real me 30
the real deal 26
the real story 16
the real thing 38
the real you 39
the real 41
the reality is 24
the real question is 84
the real reason 20
the real world 22
real ones 24
ones 44
one day at a time 90
one moment please 57
one more time 797
one day 2293
one month later 23
one thing at a time 106
one more 931
real ones 24
ones 44
one day at a time 90
one moment please 57
one more time 797
one day 2293
one month later 23
one thing at a time 106
one more 931
one more shot 23
one year ago 42
one more day 57
one more hour 17
one more chance 34
one hundred 76
one step at a time 173
one more minute 37
one moment 967
one more thing 865
one year ago 42
one more day 57
one more hour 17
one more chance 34
one hundred 76
one step at a time 173
one more minute 37
one moment 967
one more thing 865
one more round 22
one more drink 18
one and two 35
one second 1230
one sec 340
one night 558
one at a time 318
one week 142
one time 516
one game 29
one more drink 18
one and two 35
one second 1230
one sec 340
one night 558
one at a time 318
one week 142
one time 516
one game 29