There were complications traducir turco

There were complications, but nothing that will affect future births.

Bazı komplikasyonlar oldu ama tekrar doğurmana engel değil.

There were complications.

Komplikasyonlar oldu.

They'd told me there were complications... but I wasn't prepared... to see her looking like a marble figure on a tomb.

Bana komplikasyonlar olduğunu söylemişlerdi ama onu bir lahitteki mermer figür gibi görmeye hazırlıklı değildim.

There were complications.

Bazı komplikasyonlar vardı.

She should've gone up hours ago, but there were complications...

Saatler önce yukarı çıkması gerekiyordu ama sorunları çıktı...

Actually, there were complications and I'm afraid he didn't make it.

Aslında, bazı istenmeyen durumlar oluştu ve korkarım, o başaramadı.

When we operated to repair it, there were complications.

Tedavi için ameliyata aldık ama bazı komplikasyonlar çıktı.

On my Voyager, during the delivery, there were complications.

Benim Voyager'ım da, doğum esnasında bazı komplikasyonlar meydana geldi.

A US sub was sent in 50 years ago, but there were complications.

- Kurtarma girişimleri oldu. 50 yıl önce bir denizaltı gönderildi. Ama bazı sorunlar çıktı.

Yes, but there were complications.

Evet ama bazı pürüzler var.

There were complications.

Bazı komplikasyonlar oldu.

Anyway, there were complications.

Her neyse, sorun çıktı.

There were complications and they had to abort the operation.

Komplikasyon oldu. Ameliyatı durdurmak zorunda kaldılar.

There were complications we couldn't deal with.

İdare edemediğimiz bazı karışıklıklar vardı.

Then there were complications. He was confined to bed.

Sorun bir sorun oldu, bir süre yatması gerekti.

i never told you this, but when i gave birth to you, there were complications.

Bunu sana hiç söylemedim, ama seni doğururken... sorunlarla karşılaştık.

Gloria, there were complications in the surgery.

Gloria, ameliyat sırasında bir takım komplikasyonlar olmuş.

Unfortunately, there were complications with the bypass.

Ne yazık ki, baypastan sonra komplikasyonlar oluşmuş.

There were complications.

Pürüzler çıktı.

There were complications with his blood supply.

Anladığım kadarıyla kan kaybı yüzünden komplikasyonlar oluşmuş.

Unfortunately, there were complications with the resistance spies in the north.

Ne yazık ki, kuzeydeki direniş casusları ile ilgili karışıklıklar oldu

He gave me his number in case there were complications.

Sorun çıkarsa diye bana numarasını vermişti.

Unfortunately, there were complications with the resistance spies in the north.

Ne yazık ki, kuzeydeki direniş casuslarıyla ilgili pürüzler çıkmış.

- Somebody would've told you if there were complications.

- Eğer komplikasyon olsaydı biri sana söylerdi.

There were complications.

Komplikasyonlar vardı.

Yes, there were complications this morning caused by the rapid arrival of transport, which makes his induction is not yet complete.

Ama bu sabah bazı karışıklıklar olmuş. Sizin treniniz daha erken ulaşmış. Bu nedenle de sizin girişiniz henüz tamamlanmış değil.

Oh, there were, uh, there were complications.

Karışık... Karışık durumlar vardı.

'There'd only be a problem if there were complications.

Eğer bir komplikasyon olursa sorun çıkar.

My wife was pregnant and there were complications, and the doctor messed up.

Karım hamileydi komplikasyon oldu, doktor hata yaptı.

I'm sorry, I didn't know there were going to be any complications.

Bak, çok üzgünüm. Bir sorun olacağını düşünmemiştim.

There were some complications with the record company.

Bir plak doldurtacaklardı.

And... and that there were complications.

Ciddi bazı sorunların olduğunu söylediler!

There were some complications from the meld.

Birleşme esnasında, bazı komplikasyonlar oluştu.

There were some complications, some bleeding. They had to open him again.

Komplikasyonlar çıktı, biraz kanaması vardı ve tekrar ameliyat gerekti.

Were there complications?

Herhangi bir pürüz var mıydı?

You could've stayed and made sure there were no complications.

Orada kalabilirdiniz. Komplikasyon çıkmadığına emin olabilirdiniz.

I understand there were some complications.

Sanırım bazı komplikasyonlar meydana gelmiş.

There were complications.

Bazı karışıklıklar çıktı.

There were a few complications, though.

Yine de, bazı karışıklıklar oldu.

You were born a week early, but there were no complications.

Bir hafta erken doğdun ama komplikasyon çıkmadı.

I'm not really too sure on the specifics, but uh... apparently there were some complications.

Kesin ne olduğunu bilmiyorum ama görünüşe göre bir sorun var.

There were some financial complications afterwards.

Sonrasında bazı finansal sorunlar oldu.

So, her son, went through surgery to stop some minor gastric bleeding, there were some complications, he died, and now she's saying that he was murdered.

Devam et. Oğluna küçük çaplı mide kanaması için girişim yapılıyormuş. Bazı komplikasyonlar olmuş.

I hate to bear bad news, but... I think there were some complications.

Kötü haber vermekten nefret ederim ama sanırım bazı komplikasyonlar olmuş.

There were some minor complications, but he's looking good now.

Bazı önemsiz karışıklıklar vardı, ama o şimdi iyi görünüyor.

There were... complications.

Bazı... karışıklıklar oldu.

And there were many more complications after you left the project.

Siz projeyi bıraktığınızda, daha da fazla karmaşa vardı.

There were some complications, I'm afraid.

Yazık ki bazı komplikasyonlar çıktı.

There were complications.

Bazı komplikasyonlar ortaya çıktı.

There were some complications with a patient recovery.

Bir hastanın iyileşme sürecinde bir terslik olmuş.

There were some... complications.

Bazı karışıklıklar oldu.