English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / inglés → turco / [ T ] / They were engaged

They were engaged traducir turco

83 traducción paralela
It's like they were engaged, which is better than married.
Sanki nişanlılarmış gibi! Bu evli olmaktan iyi. Tony, bu gece şunu gözden geçirir misin?
( translator ) They were conditioned to see themselves as the sons of light, that they were engaged in a struggle against powers of darkness, and that it was their duty to feel they were at all times on duty for the nation
Kendilerini, karanlık güçlere karşı savaşan ışığın çocukları olarak görmelerine şartlandırılmışlardı. Milletleri için, kendilerini daima göreve hazır hissetmeleri, onların ödeviydi.
The combat in which they were engaged was more like a lovers'quarrel.
Aralarındaki çatışma sanki iki sevgilinin kavgası gibiydi.
Oh, they'll forget that they were engaged in the act of eating a cutlet.
Tabii, o sırada pirzola yemekle meşgul olduklarını unutacaklardır.
And when they descended, it was to announce that Ffynnon Garw was indeed a mountain of 1,002 feet and that they were engaged to be married.
İndiklerinde duyuru yapıldı... Ffynnon Garw 1,002 feet yüksekliğinde gerçek bir dağdır... Ve evlenmek üzere nişanlandılar.
G'Quan believed they were engaged in a war far outside our own world.
G'Quan gezegenimizden çok uzakta bir yerde savaştıklarını düşünüyordu.
They were engaged once,
Eskiden nisanliymislar...
They were engaged.
Nişanlıydılar.
They were engaged to each other once.
Eskiden nişanlılarmış.
They were engaged... childhood sweethearts and all that.
Nişanlıymışlar. - Çocukluktan beri sevgiliymişler.
They were engaged to be married 12 years ago. Were they?
- On iki yıl önce nişanlıydılar.
They were engaged in a pure explosion of creative activity... in manipulating these images.
Onlar saf bir yaratıcı aktivite patlamasında yapıldılar... bu resimlerin oluşturulmasında.
They were engaged in a round of serious necking when I found them.
Onları bulduğumda ciddi bir elleşme içindeydiler.
They were infidels. And they were engaged in activities that spread american policies over the entire world.
Onlar kafirdi ve Amerikan politikasının tüm dünyaya yayılmasında rolleri vardı.
He used to work with Rachel in New Orleans and guess what, they were engaged.
New Orleans'ta Rachel ile çalışıyormuş ve tahmin edin. Nişanlılarmış.
When she said they were engaged, I told her, I was against it.
Nişanlandıklarını söylediğinde, buna karşı çıktığımı söyledim.
His name was Harris Bigg-Wither, and they were engaged for one night.
Adı Harris Bigg-Wither, ve bir gece nişanlı kaldılar.
They were engaged with the hostiles.
- Düşmana kilitlenmişlerdi.
They were engaged they were engaged after the mallow
Ebegümecinden sonra nişanlanmışlar.
How could Marianne allow such an intimacy, unless they were engaged?
Marianne bu samimiyete nasıl izin verebilir, tabi nişanlı değillerse?
My father gave my mother a watch and boom, seven years later they were engaged.
Babam, anneme bir saat almış. Yedi yıl sonra nişanlanmışlar.
They were engaged, so...
Nişanlıydılar, yani...
( GROANING ) They were engaged?
- Nişanlı mıydılar?
And besides, who doesn't tell their girlfriend that they were engaged to someone who works four feet away from them?
Tamam mı? Ayrıca kim iki adım ötesinde oturan birisiyle daha önce nişanlı olduğunu kız arkadaşına söylemez?
- They were engaged?
- Nişanlı mıydılar?
And besides, who doesn't tell their girlfriend that they were engaged to someone who works four feet away from them?
Ayrıca kim iki adım ötesinde oturan birisiyle daha önce nişanlı olduğunu kız arkadaşına söylemez?
They were engaged...
Birlikteydiler.
They were engaged.
Nişanlılarmış.
Jake and Erica met six months ago, and three weeks later, they were engaged.
Jake ile Erica altı ay önce tanıştı. Üç hafta sonraysa nişanlandılar.
They were engaged.
Nişanlıymışlar.
No, I wouldn't say they were engaged.
Hayır nişanlandıklarını söylemiyorum.
They were engaged. she got busted.
İkisi nişanlılardı.
They were engaged?
Nişanlanmışlar mı?
- They were engaged.
- Nişanlıymışlar.
Who was it who said only a trollop would kiss a man before they were formally engaged?
Nişan yapmadan öpüşen kız sürtüktür diyen kimdi bakalım?
Lieutenant, we are not engaged in gambling. We are proceeding in the only logical way, to return to the place they were last seen and factually ascertain whether or not they still live.
En son göründükleri yere gitmek ve yaşayıp yaşamadıklarından emin olmak şeklinde mantıklı yolu izliyoruz.
It seems incredible. They were already engaged.
İnanılmaz birşey ama onlar zaten nişanlanmışlardı.
Apparently, they never were engaged. Miss Grey has 50,000.
Demek hiçbir zaman nişanlı değillermiş.
I then discovered... that they were at one time engaged to be married.
Sonra onların eskiden nişanlı olduklarını öğrendim.
They were never gonna get engaged or anything, it was just like....
Demek istediğim aslında Maggie ile nişanlanmadılar. - Oh evet.
We were engaged and they found out about me and I got fired.
Biz evlenecektik bankadakiler benim hakkımda birşeyler öğrendiler ve beni kovdular.
- were they engaged?
- Nişanlı mıydılar? - Bilmiyorum.
According to the court records, the Tinsleys weren't just fighting over property, they were also engaged in an expensive custody battle.
Mahkeme kayıtlarına göre, Tinsleys'ler sadece mal için kavga etmiyorlarmış, ayrıca oldukça pahalıya mal bir vesayet savaşı veriyorlarmış.
They were getting engaged.
Nişanlanacaklardı.
The horror was so ruthless that the victims, those who had to confess and demand death penalty for themselves and so on, were deprived of the minimum of their dignity, so that they behaved as puppets, they engaged in dialogues
Korku o kadar köksüz bir şeydir ki, suçlarını itiraf eden ve kendileri için ölüm cezası talep eden kurbanlar, aynı zamanda saygınlıktan da yoksundurlar. Böylece birer kuklaya dönüşürler, Alice Harikalar Diyarında'dan çıkma diyaloglar ile muhattap olurlar.
"were engaged in strangely homoerotic, adderol-fueled spastic movements that they called dance routine." Where's that from?
- Nereden bu?
They were about to get engaged.
Nişanlanacaklardı.
They engaged the shooter and between the 2 guards 14 rounds were fired.
Suikastçı ile çatışmaya girmişler ve bu çatışmada 14 el ateş edilmiş.
I looked into the autopsy of the 2 security guards. The men who were killed when they engaged Sally Sheridan's assassin.
İki güvenlik görevlisinin otopsi kayıtlarını inceledim şu, Sally Sheridan'ın suikastçısı ile girdikleri çatışmada ölen adamlar.
But they were strangers and seemed off-put when I engaged in friendly stall-to-stall chit-chat.
Ama onlar yabancıydı ve bir kabinden diğerine arkadaşça bir sohbet başlatmaya çalıştığımda rahatsız oldular.
I mean, when they got engaged, they were so in love.
- Yani, nişanlandıklarında, birbirlerine öyle aşıktılar ki.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]