To do what traducir turco
123,065 traducción paralela
I'm incredibly fortunate to be able to do what I want, to live in a really great country and have a good start, and to have those possibilities.
İstediğim şeyi yapabildiğim için çok şanslıyım, harika bir ülkede, harika bir şehirde yaşıyorum, bu imkânlara sahibim.
But your kids are here because this old prick had the balls to do what needed doing.
Ama çocukların burada, çünkü bu yaşlı pislik... doğru şeyi yapacak kadar cesurdu hep.
We're the ones who understand that if you're not willing to do what it takes, you're gonna end up a zombie or a zombie snack.
Gerekeni yapmaya istekli olmadığınızı ve sonunda bir zombi veya zombi yemeği olacağınızı anlayan sadece biz varız.
What are you gonna do to me?
- Bana ne yapacaksınız?
I know what to do.
Ne yapacağımı biliyorum.
Now, what I want you to do is pick up that sniveling idiot.
Şu sümüklü salağı yerden al.
Do you understand what I just explained to you? - Cassandra?
Sana açıkladığım şeyleri anladın mı, Cassandra?
It's not what we do. Yeah. We were here to ask your mother about the secret underground vampire lab.
Bitki uzmanınızı orada gördük!
They released it on Eros uncontrolled to see what it would do.
Protomolekülü neler yapacağını görmek için Eros'ta kontrolsüzce serbest bıraktılar.
I came here to destroy the protomolecule and that's what I'm gonna do.
Buraya protomolekülü yok etmeye geldim ve işte onu yapıyorum.
What did you do to my daughter?
- Kızıma ne yaptınız?
That's someone's child. I came here to destroy the protomolecule and that's what I'm going to do.
Protomolekülü yok etmek için geldim buraya
I came out here to see what you and I could do about that.
Ne geldiğini görmek için buraya geldim Ve ben bunu yapabilirim.
So let's be tough and do what needs to be done.
Öyleyse zorlanalım ve yapılması gerekenleri yapın.
What did you do to him?
Ona ne yaptın?
That's what they do to people, they bring'em together.
İnsanlara bunu yapar, onları birleştirir.
[man on mic] We live in the greatest country in the world today, and that gives us the right to choose what we do on a Saturday night.
Bugün dünyanın en muhteşem ülkesinde yaşıyoruz, bu da bize bir cumartesi gecesi ne yapacağımızı seçme hakkı veriyor.
What I want you to do...
Kimsenin sana yük olmaması birinci önceliğin. Arama nedenlerimden biri de bu.
Is something wrong? What did you do to get Axelrod to drop the civil suits?
Dediğin gibi Bobby en nihayetinde herkes kayıp verilebilir.
My new line is listening to what he actually says, and his standing directive is stay clear of Axelrod, so that's what we're gonna do.
Artık sadece söylediklerini dinliyorum ve şu an Axelrod'dan uzak durmamızı istiyor. Biz de öyle yapacağız.
I don't know what's going on between you and Foley, but I know it's enough that you're taking aim on him, and I don't want to do you disrespect because I don't want you taking aim on me.
Foley ile aranızda neler olduğunu bilmiyorum ama her neyse onu hedef almana yetmiş. Saygısızlık etmek istemedim çünkü beni de hedef almanı istemiyorum.
Okay, I'm gonna skip the part where I say, "Who's Foley?" or, "What does he have to do with this?"
Tamam, Foley'nin kim olduğunu veya bununla ne ilgisi olduğunu sorma kısmını atlayacağım.
What makes you think I know how to do something...
Böyle bir şey yapmayı bildiğimi nereden çıkardın?
If you start to feel yourself not feeling, do what you did the other day and come find me... before it's too late... for both of us.
Olur da bir şey hissetmediğini hissetmeye başlarsan geçen gün yaptığın gibi gelip beni bul. İkimiz için de çok geç olmadan.
Or maybe I knew you were dangling him to see what I would do.
Belki de ne yapacağımı görmek için onu önümde sallandırdığını biliyordum.
Well, what do you think'll happen when it all really goes to shit?
Gerçekten kıyamet kopunca ne olacak?
We come around, check on the situation, but now she's too afraid to run again, so sometimes what we do is when we get a real hard fucking type, we get a carpet, roll the guy up in it,
Biz gelip durumu kontrol ederiz ama.. ... kadın tekrar kaçamayacak kadar korkmuştur. Biz de zor bir adamla uğraşıyorsak bazen bir halı alıp onun etrafına sararız ve adamı eşek sudan gelinceye kadar döveriz.
What do you want me to say?
Ne dememi istersin?
Well, what do you want me to say?
Yani, ne dememi istiyorsun?
I don't know what to do.
Ne yapacağımı bilmiyorum.
What are you gonna do to him?
Ne yapacaksınız ona?
You know what your mama came here to do tonight, hmm?
Annen buraya neden geldi biliyor musun?
What are you going to do with that junk?
Ne şu önemsiz şeyle mi uğraşacaksın?
"If she comes, you know what to do?" "I close my eyes and I do not breathe".
- Eğer gelirse, ne yapacağınızı biliyorsunuz? - Gözlerini kapa ve nefes alma.
What do I have to do to keep you in that diner?
Seni lokantada tutmak için ne yapmam gerek?
Soon... when I know what it wants me to do.
Yakında ne yapmamı istediğini öğrendiğim zaman.
I know now what it wants me to do.
Şimdi ne yapmamı istediğini biliyorum.
What am I supposed to do with it?
Ne yapacağım bununla?
What are we going to do?
Ne yapacağız?
I have no idea what I'm going to do.
Ne yapacağımı hiç bilmiyorum.
But I'm a director, I'll do what I need to get what I want.
Ama yönetmenim. İstediğimi almak için yapmam gerekeni yaparım.
A control freak like you could enjoy being told what to do for a change.
Senin gibi bir kontrol delisi değişim için ne yapılmasını söylemekten zevk alabilir.
To what do I owe this pleasure?
Bu zevki neye borçluyum?
What do you plan to do if any of your guys fail the test? We'd have to weigh our options at that time.
O zaman seçeneklerimizi tartmamız gerekecek.
You know what? I do have some things to do.
Gerçekten yapacak işlerim var.
Do what you were supposed to do.
Yapman gerekeni yap.
What we have just witnessed. Do you believe it to be true?
Az önce şahit olduklarımızın gerçek olduğuna inanıyor musunuz?
He sends priests to Beamfleot, begging for peace, begging for warriors to settle and do what?
Barış için yalvaran Beamfleot'a papaz gönderir. Savaşçılar için yerleşmek ve ne yapmak için yalvarmak?
Even scavengers wouldn't do to me what your people are about to.
Senin insanların yapmak üzere olduğu şeyi, Toplayıcılar bile yapmaz.
But I do know what it feels like to think you have no choice but to kill.
Ama öldürmekten başka seçeneğinin olmamasını biliyorum.
What am I supposed to do? Hum?
Ne yapayım, mırıldanayım mı?
to do it 22
to do this 76
to do the right thing 23
to do 70
to do that 107
do whatever it takes 49
do what you like 59
do whatever you like 19
do whatever you want 222
do what you want 223
to do this 76
to do the right thing 23
to do 70
to do that 107
do whatever it takes 49
do what you like 59
do whatever you like 19
do whatever you want 222
do what you want 223
do what you're told 18
do what 1003
do what you must 24
do what you need to do 55
do what i say 79
do what you can 45
do what i tell you 34
do what you do best 22
do whatever you have to do 43
do what they say 25
do what 1003
do what you must 24
do what you need to do 55
do what i say 79
do what you can 45
do what i tell you 34
do what you do best 22
do whatever you have to do 43
do what they say 25