To everybody traducir turco
12,550 traducción paralela
Two things I want to make clear to everybody in this room never betray me, and it's time to go.
Bu odadaki herkese iki şeyi açıkça belirtmek isterim : Asla bana ihanet etmeyin ve gitme vakti.
I'll just have to prove to everybody that I'm not a racist.
Herkese ırkçı biri olmadığımı kanıtlamam gerek.
I'm really, really happy and I want to say thanks to everybody who never stopped believing in me when I was in a difficult moment.
Gerçekten, gerçekten çok mutluyum. Ve herkese teşekkür etmek istiyorum. Zor zamanlar geçirirken bana inanmayı bırakmayan herkese teşekkürler.
There was a kind of euphoria in him, which he communicated to everybody who saw him race.
Onu yarışta gören herkesle bu şekilde iletişim kuruyordu.
You're being rude to everybody here.
Herkese karşı kabalık ediyorsun.
Let's give it out to everybody. Come on, give it out.
Herkese dağıt, hadi bakalım herkese ver.
But I still think you're just trying to scare everybody.
Fakat yine de herkesi korkutmaya çalıştığını düşünüyorum.
Everybody gets to make their section of Dragon's Edge whatever they want it to be.
Herkes Ejderha Sırtı'ndan kendine bir bölüm alacak ve ne isterse onu yapacak.
[Fishlegs] There once was an island named Thorstonton where everybody wanted to have fun, fun, fun.
Bir zamanlar herkesin eğlenip coştuğu Thorstonton adında bir ada vardı.
Last year, you had Eddie to look out for you, but now, you can't murder somebody that everybody thinks is dead, right?
Geçen sene sana göz kulak olan Eddie vardı ama şimdi ise... Zaten herkesin öldüğünü bildiği birini öldüremeyiz değil mi?
And listen, everybody, if it's a small critter again, let's try to remember the air holes this time.
Ve millet dinleyin, eğer yine küçük bir canlı olacaksa, bu sefer küçük hava delikleri açmayı unutmayalım.
We missed the entire movie because you have to take a selfie with everybody who asks.
Bütün filmi seninle selfie çekmek isteyen herkesle selfie çektirdiğin için kaçırdık.
Everybody, get to your dragons before they get spooked and take off!
Ejderhalarınız korkup kaçmadan herkes onlara binsin!
We need to evacuate this area immediately. Everybody better run.
Bu alanı acilen tahliye etmemiz lazım.
All right, everybody listen to me.
Herkes beni dinlesin.
Okay, teenyboppers, let's take things back to the'50s,'50s style, with this classic'50s hit that everybody remembers :
Pekâlâ ergenler herkesin hatırladığı 50'lerin klasikleriyle 50'lere, 50'lerin tarzına geri dönüyoruz.
Everybody, BoJack wants to get real.
Millet, BoJack gerçekçi olmak istiyor.
I finally got that thing that I don't know what it is that everybody wants that's worth more money than I'd know what to do with.
I nihayet bilmiyorum ı o şeyi aldım. Ne herkesin istiyor. O ne yapacağını biliyor ıt daha fazla değer para.
I need everybody to get to the back of the train.
Herkesin trenin arka kısmına geçmesini istiyorum.
I need everybody to move.
Herkes hemen kımıldasın!
It's got to be. She shows up and everybody goes "28 Days Later"?
Ortaya çıkınca herkes 28 Days Later'daki gibi mi oluyor?
- No. No, see, I'm trying to decide if I should kill everybody down there with a deadly hail storm, or... little trickier, with acid rain, what do you think?
Aşağıdaki insanları ölümcül bir dolu fırtınasıyla mı öldürsem yoksa biraz hile yapıp asit yağmuru mu kullansam karar veremedim.
It's not gonna be easy to move with everybody looking for him.
Herkes onu ararken hareket etmek zor olacak.
Well, everybody seems to let you down eventually... so I don't know.
Görünüşe göre en sonunda herkes seni yüz üstü bırakıyor. Ne bileyim işte.
God, everybody used to fuck everybody else, or else they're thinking about it, or it's going to happen pretty soon.
Tanrım, herkes herkesi ya sikmek için kullanıyor ya bunları daha düşünüyor ya da çok yakında gerçekleşecek.
Everybody is walking to the palace.
Herkes için saraya gidiyor.
Why is everybody saying no to this?
Neden herkes devamlı buna hayır diyor?
We don't have death sentences here in Norway, so we kind of said, "That mass murderer, he's going to have the same kind of treatment as everybody else."
Norveç'te idam cezası yok. Biz de şöyle dedik, "O toplu katliamcı... "... herkes nasıl muamele görüyorsa aynı muameleyi görecek.
That everybody will be able to do whatever.
"Herkes ne isterse yapabilir" diyorsunuz.
Harvey is Jon Snow, I'm his Uncle Benjen, and you used me to lure him out so that everybody could stab him to death.
Harvey, Jon Snow rolünde, ben de Uncle Benjen rolündeyim, ve sen de beni tuzak kurmak için kullandın böylece herkes onu ölümüne bıçaklayabildi.
It was a spontaneous idea, to stay in Maidan until everybody hears you.
Herkes bizi duyana dek Meydan'da kalmak bir anda ortaya çıkan bir fikirdi.
Welcome to college u... the college that accepts Everybody.
Üniversite'ye, herkesin kazandığı okula hoş geldiniz!
I've got nine seasons of "everybody loves Raymond" to watch.
"Herkes Raymond'u Sever"'in dokuz sezonunu izleyeceğim daha.
It's a little hard to relax when everybody at the table has been staring at photos of your tattooed body all day.
Masadaki herkes tüm gün vücudundaki dövmelere bakarken dinlenmek biraz zor oluyor.
I would like to begin by thanking everybody for coming to gather at this table together.
Birlikte bu masa da toplanmak için geldiğiniz için herkese teşekkür ederek başlamak istiyorum.
I told everybody to celebrate it.
Kutlamak için herkese söyledim.
Everybody thinks that, uh, when you have a family, you have to give up your old life.
Millet bir ailen olduğunda yaşIı hayatından vazgeçmen gerektiğini düşünüyor.
Not the one where he kills everybody to save the trees, but the one where he dislocates all their shoulders.
Ağaçları kurtarmak için herkesi öldürdüğü değil ama hepsinin omuzlarını çıkardığı olan.
I actually thought of it after going to my dear friend Chuck's funeral, and I thought, "Wouldn't he be tickled to hear everybody's kind words" .
Aslında düşündüm de... Sevgili arkadaşım Chuck'ın cenazesine gittikten sonra herkesin kibar sözlerini duymak için gıdıklanmış olamaz mıydı?
Oh, you know, everybody watching me telling me to take it easy.
Herkes benimle ilgilenip ağırdan almamı söylüyor.
Everybody gets a free pass once a year to miss a kid event.
Herkesin senede bir kez bir çocuğun etkinliğini kaçırma hakkı var.
Dr. Brennan, I know it's hard to be patient, but I hope you can see everybody's doing their best.
Dr. Brennan sabretmenin zor olduğunu biliyorum ama umarım herkesin en iyisini yaptığını biliyorsunuzdur.
Everybody's got to pitch in.
Herkes katkıda bulunmak zorunda.
We got to evacuate. Everybody move!
Herkes kaçsın!
Steve has something that he would like to share with everybody, with the group.
-... grupla paylaşacağı bir şey var.
And everybody who helped me to arrive here today.
Ve bugüne gelmeme yardımcı olan herkese teşekkürler.
He's gone from slowing, let's get everybody involved in the party, to let's see if you can run at my sort of pace.
Yavaşlayıp herkesi partiye katmaktan vazgeçti ve bakalım bana yetişebilecek misiniz diyor.
ROSSI : Everybody has his way to interpret racing.
Herkesin yarışı yorumlama şekli başkadır.
Not everybody is out to get you.
Herkes seni alt etmeye çalışmıyor.
Everybody's coming here looking for some kind of answer. - We don't know what to tell them.
Herkes buraya bir çeşit cevap almak için geliyor.
Everybody expects you to be wrong.
Herkes senin yanıldığını bilir.
everybody 7095
everybody lies 40
everybody say 39
everybody wins 119
everybody makes mistakes 47
everybody knows 130
everybody down 177
everybody out 505
everybody knows that 177
everybody happy 34
everybody lies 40
everybody say 39
everybody wins 119
everybody makes mistakes 47
everybody knows 130
everybody down 177
everybody out 505
everybody knows that 177
everybody happy 34
everybody does it 42
everybody dies 60
everybody okay 80
everybody stay calm 41
everybody knows it 44
everybody here 37
everybody get down 50
everybody up 80
everybody does 125
everybody else 80
everybody dies 60
everybody okay 80
everybody stay calm 41
everybody knows it 44
everybody here 37
everybody get down 50
everybody up 80
everybody does 125
everybody else 80