To yourself traducir turco
32,488 traducción paralela
And this house, you can have it all to yourself.
Ve evi, istersen evin hepsini alabilirsin.
Remember, keep it to yourself.
Unutma, kimseye söylemek yok.
I couldn't leave knowing that you were gonna continue to lie to yourself and to your family.
Senin kendine ve ailene daha fazla yalan söylemene izin veremem
Maybe the real mistake was keeping the Savior burden to yourself.
Belki de gerçek hata Kurtarıcının kendine engel olmasıdır
Are you listening to yourself?
Dediğini duyuyor musun?
Listen to yourself.
Söylediğini bir dinle.
What are you muttering to yourself?
Kendin kendine ne mırıldanıp duruyorsun?
You just want to buy yourself a clean conscience.
Sen sadece kendine temiz bir vicdan satın almak istiyorsun.
Trying to distance yourself from everyone else so they don't drown in your wake? I invented that move.
Herkesle arana mesafe koyup zarar görmelerini engellemeye çalışıyorsun.
To be yourself again?
Tekrar kendin olmak.
You don't have to censor yourself.
Gizleme benden.
You need to censor yourself, woman.
Diline dikkat et biraz kadın.
That's easy to say, but put yourself in their shoes.
Söylemesi kolay ama kendini yerlerine bir koy.
You start to lose yourself.
İnsan kendini kaybetmeye başlıyor artık.
You got no one to blame but yourself.
Kendin hariç hiçkimseyi suçlayamazsın.
Stop being a smoker trying to quit, And tell yourself you don't smoke.
Bırakmaya çalışan bir içici olmayı bırak ve kendine sigara içmediğini söyle.
He's just using us to try to force you to kill yourself.
Kendini öldürmen için bizi kullanıyor.
You'll have to use your keyhole to find out for yourself.
Bunu anahtar deliğini kullanarak kendin öğrenmelisin.
Maybe it's just easier to lie to the world than it is to be honest with yourself.
Belki de kendine karşı dürüst olmak, bütün dünyaya yalan söylemekten zordur.
You might want to remind yourself that my fastball tops out at 87, lady.
Hızlı topumu en fazla 140km hızda atabildiğimi hatırlamayı isteyebilirsin.
And that's a pretty substantial motive to... buy yourself some time, earn a little sympathy...
Bu, kendinize zaman ve birazcık sempati kazandırmak için oldukça iyi bir sebep.
Well, the airlock is down there, if you want to see yourself out.
Eğer dışarı çıkmak istersen hava kilidi aşağıda.
It's time for you to forgive yourself.
Kendini affetme zamanın geldi.
Your brother doesn't walk, so to compensate, you push yourself to run as fast as you can.
Abin yürüyemiyor bile, sen de bunu dengelemek için kendini olabildiğince zorluyorsun.
If it's so important, why don't you take it to my father yourself?
Eğer bu kadar önemliyse, neden babama kendin vermiyorsun?
If you can force yourself to take a minute, breathe and actually think, the solution's generally right in front of you.
Kendini bir süre durup,... derin bir nefes almak ve düşünmek için zorlarsan,... çözüm ayağına gelir.
- You need to save yourself.
- Kendini kurtarmalısın.
So... Remember to always believe in yourself, my daughter.
- Daima kendine inanmayı unutma kızım.
But you don't have to punish yourself anymore, M'gann.
Ama artık kendini cezalandırmana gerek yok M'gann.
You have to learn how to defend yourself.
Kendini savunmayı öğrenmen gerek.
I know that this is not the same at all, but I do know how it feels to keep a part of yourself shut off, to keep it inside.
- Biliyorum aynı şey olmadığını biliyorum ama kendinden bir parçayı saklı tutmanın, içinde tutmanın nasıl bir his olduğunu biliyorum.
Being under that long, did they give you someone to talk to? To acclimate yourself?
Bu kadar uzun süre görevdeyken, konuşacak biri oldu mu?
Amanda's gonna try and limit your answers to yes or no, but you have the right to explain yourself.
Amanda senin cevaplarını evet-hayır şeklinde sınıflandırmaya çalışacak. Ama kendini açıklama hakkına sahipsin.
The point is, study the lines and shadows, the angles of sight, learn how to use them, make yourself invisible.
Önemli olan şey, ana hatları ve gölgeleri bilmek. Görüş açılarını kullanmayı öğrenmek ve kendini görünmez yapabilmek.
In the end, more than in God, it is necessary to believe in yourself, Lenny.
En nihayetinde,.. ... Tanrı'dan çok kendine inanman gerekiyor, Lenny.
So now you have to ask yourself one tiny question... what are you going to do about it?
Şimdi kendine şu küçücük soruyu sormak zorundasın... bununla ilgili ne yapacağım?
You ever wonder what it would be like to be out there in nature all by yourself.
Doğada yalnız yaşamanın nasıl olacağını düşündün mü hiç?
Now, wouldn't you think that throwing yourself into your work would be the best way to deal with it?
Sence de kendini işine adamak bunun üstesinden gelmenin en iyi yolu olmaz mıydı?
You need to cover yourself up, Detective.
Üstünüzü örtseniz iyi olacak Dedektif.
Nothing to say for yourself?
Hiçbir açıklaman yok mu?
You want to stay here by yourself, fine with me.
Burda tek başına kalmak istiyorsan bana uyar.
Because you have nothing to love in this world, but yourself.
Çünkü bu dünyada kendinden başka, sevdiğin kimse yok.
I mean, look, it's hard enough to watch your brothers die overseas, but... You know, to find yourself all alone back home,
Bak denizaşırı savaşlarda kardeşlerinin ölmesi zordur, fakat anlarsın, eve döndüğünde kendini tek başına bulmak...
And somehow I don't think allowing yourself to die to punish your father for whatever the past is, I don't think that's living life on your terms.
Babanı geçmişte yaptıkları için cezalandırmak uğruna kendini bilerek ölüme mahkum etmenin kendi isteklerine göre yaşamak olduğunu sanmıyorum.
Maybe instead of killing yourself to become a lawyer, you can come work with me.
Belki kendini avukat olmak için öldürmek yerine, benimle birlikte çalışabilirsin.
Well? What do you have to say for yourself?
Bunun için ne söyleyeceksin?
I would prefer if you not compare yourself to me anymore.
Artık kendini benimle kıyaslamasan iyi olurdu.
And so I just wonder what it must be like for you to not have any of those feelings about yourself.
Ve sonra senin kendinle ilgili bu duyguların olmamasının... sana nasıl hissettirdiğini merak etmeye başladım.
You know, y-you need to be responsible for yourself.
Senin kendi sorumluluğunu alman gerekiyor.
You got to let yourself off the hook.
Sen kendini ipten kurtardın.
I'm starting to feel like... like you attaching yourself to something that's not... a calculated act is just too much for your empty human shell to handle.
Ne düşünmeye başladım biliyor musun? Sanki, kendini önceden yazılmış bir şeye iliştirmeye çalışıyor gibisin ama bu da senin, gibi içi boş bir insanda çiğ duruyor.
yourself 387
yourself included 25
to you too 24
to you 1078
to your 24
to your knowledge 54
to your positions 16
to your health 109
to your left 71
to your place 20
yourself included 25
to you too 24
to you 1078
to your 24
to your knowledge 54
to your positions 16
to your health 109
to your left 71
to your place 20