To you traducir turco
2,235,188 traducción paralela
I'll talk to you later.
Sonra konuşuruz. - Peki.
I'll talk to you soon.
Sonra konuşuruz.
Does her story and my story sound similar to you?
Onun hikayesiyle benim hikayem kulağa benzer geliyor mu?
When you read this sort of thing, I mean, it's hard to explain to you what was going on, because you read this, and it's like...
Kadının ifadesine göre rahip ona rahibenin cesedini göstermiş Bu tür şeyleri okuduğunuzda... Aklımdan geçen şeyleri anlatması zor çünkü okuduğumda şöyle düşündüm :
I felt really guilty, but I felt so self-protective, you know, that I just didn't want anybody to touch my happy little life.
Kendimi çok suçlu hissetmiştim ama kendimi koruyordum. Kimsenin mutlu hayatımı bozmasını istemiyordum.
So, he sat behind me, and you could feel like it was a lion, and I just was waiting for him to go over my head and grab one of these guys by the throat.
Arkamda oturdu ve bir aslan gibiydi. Her an tepemden atlayıp o adamlardan birini boğazlayabilirdi.
You know, somebody may go to a therapist and say,
Birisi terapiste gidip şunu diyebilir :
You fabricate an entire fact pattern to fit something that has no... veracity at all.
Sonra hiçbir doğruluğu olmayan bir şeye uyacak gerçekler uydurmaya başlarsınız.
You have to say, is this person credible or not credible?
Bu kişinin güvenilir olup olmadığını anlamak gerekiyordu.
Did you ever have the opportunity to talk with Maskell after it happened?
Olay olduktan sonra Maskell'la konuşma fırsatınız oldu mu?
But, you know, I... I tried to be objective on...
Ama ben tarafsız olmaya çalıştım.
Good to see you.
Seni görmek güzel.
You said you talked to a couple survivors?
- Birkaç mağdurla konuştuğunu söylemiştin.
I did get that thrown out, but I told him, you have to stay off the corners in Baltimore and not look suspicious.
Suçlamaları geri çektiler ama ona dedim ki "Baltimore'da sokak köşelerinde durma ve şüpheli gözükme."
And how do you explain that to a young... a young boy, not to look suspicious, you know? And... It's just really not fair at all.
Genç bir çocuğa şüpheli gözükmemesini nasıl açıklayabilirsiniz?
You know, when you go back to that question : "Why didn't you tell somebody?"
İnsan "Neden kimseye söylemedin?" sorusuna dönüp duruyor.
Then he says to Brother Bob, " Well, did you take care of it?
Peder Bob'a sordu : " Hallettin mi?
I used to work with you at Archbishop Keough. "
Başpiskopos Keough'da sizinle çalışıyordum. "
It sounds far-fetched, but the more people you begin to talk to, who tell you versions of the same story, who didn't know each other, the more you begin to think maybe there is more to this than we know.
Kulağa uydurma gibi geliyordu ama aynı hikayenin farklı versiyonlarını anlatan ve birbirlerini tanımayan insanlarla konuştukça "Belki de bilmediğimiz şeyler var" diye düşünmeye başladık.
When you tell a child not to speak of something and they do, it makes it easier not to speak of other things.
Bir çocuğa bir şey söylememesi tembih edilir ama söyler, sonra ona başka şeyler anlatılmaz.
Three days before the wedding actually was to take place, his sister called and she said, " I don't want you to marry my brother.
Düğünümüzden üç gün önce ablası beni arayıp dedi ki " Kardeşimle evlenmeni istemiyorum.
You have not been going to work. "
İşe gitmiyormuşsun.
And if he were to pick out jewelry, you know, I was almost certain he would get my birthstone.
Ve eğer bana mücevher alacaksa doğum taşımı alacağından emindim.
And we'd like to return it or, you know, give it to the person that it was intended for.
Bunu da gerçek sahibine iade etmek istiyoruz.
We don't have anything to tell you. " We sort of respected that.
Söyleyecek bir şeyimiz yok " dediler. Buna saygı duyduk.
Hi, I'm Sharon. Nice to meet you.
Tanıştığımıza memnun oldum.
He said to my mother, " You wanna know why I drink?
Anneme dedi ki " Neden içtiğimi mi merak ediyorsun?
You should talk to my mother.
Annemle konuşmalısınız.
" Goodbye. I wanted to tell you that I love you.
" Elveda, sana seni sevdiğimi söylemek istedim.
Because if you accept her memories as valid, and, initially, I was unsure, but I'm beginning to come around to thinking that they are.
Çünkü anılarını gerçek olarak kabul ederseniz... Başta ben de emin değildim ama gerçekliklerine inanmaya başlıyorum.
I'll let you each take a turn, but if you had to sort of...
İkiniz de konuşacaksınız ama eğer şeyi...
Like, the secret to a 33-year marriage... what would you say, Mom?
33 yıllık bir evliliğin sırrı nedir sence anne?
Nobody wanted to listen, you know, so...
Kimse dinlemek istemedi, o yüzden...
I'm just trying to tell you that.
Sana bunu anlatmaya çalışıyorum.
Please let me know if you would be open to speaking with her regarding the research your group has done. "
Grubunuzun yaptığı araştırmayı ona anlatmak istersen lütfen bana bildir. "
I have to be honest with you, I was nervous...
Dürüst olmalıyım, gergindim...
Marilyn, I can't wait to get together with you.
Marilyn, seninle tanışmak için can atıyorum.
So, you've spoken to Debra?
Debra'yla konuştunuz mu?
I could be making this up, and it's hard to keep your stories straight if you're making something up, so, I get it, you know.
Bunu uyduruyor olabilirim ve uydurduğun hikayeleri toparlamak bir yerden sonra zorlaşır, yani bunu anlıyorum.
I think you would either see somebody who is honest and wants to tell the truth or somebody who will play games, and that would be obvious, too.
Ya dürüst ve doğruyu söylemek isteyen birisiyle karşılaşacağız ya da oyun oynayan birisiyle, ki bu da çok bariz olur.
And the more you get to know him, the more information he'll give you before he realizes he's hung himself.
Onunla samimileştikçe size daha çok bilgi verir. Köşeye kıstırıldığını fark etmeden önce.
Yeah, I wanted to show you...
Sana şeyi göstermek istedim...
I'm just trying to understand, then, why you would have called a popular radio show many years later to give information about that... that led police and her family to think that it might be a lead.
Şunu anlamaya çalışıyorum : Neden uzun yıllar sonra popüler bir radyo programını arayıp polise ve ailesine bunun bir ipucu olduğunu düşündürecek bilgiler verdin?
Did you perhaps... lead your first wife to believe you were involved in the murder even though you weren't?
Doğru olmasa bile ilk eşinin bu cinayete dâhil olduğunu düşünmesini mi sağladın?
That's kind of why we're here today, because you led her to believe it, and all these clues and the Jerry Turner thing make people think you were involved.
Bu yüzden bugün buradayız. Onu buna inandırdın, tüm o ipuçları ve Jerry Turner olayı yüzünden senden şüpheleniyorlar.
If I were to play a joke on you, it would be a one-upmanship and you would have to figure out how you were gonna get me back.
Size bir eşek şakası yapsam karşılık vermeye çalışıp benden nasıl intikam alacağınızı düşünmeye başlarsınız.
I know it's been a long time and it's hard for people to understand, and a lot of people feel that you can't grieve a lifetime.
Çok uzun süre geçtiğini biliyorum ama insanlar anlamakta zorlanıyor. Çoğu kişi ömür boyu yas tutulmayacağını, ölümü kabullenmek gerektiğini düşünüyor.
"She would not want you to cry, Marilyn."
"O senin ağlamanı istemezdi Marilyn."
And they had two little kids, you know, to raise.
Ve hâlâ yetiştirmeleri gereken iki küçük çocukları vardı.
You know, I was trying to take this in little pieces,'cause it's a little overwhelming, and trying to be protective of, you know, my family, too, and try to see how far I needed to go in this investigation.
Bunları parça parça hazmetmeye çalışıyorum çünkü bu çok yoğun bir duygu, ayrıca ailemi korumaya çalışıyorum. Bu araştırmaya ne kadar dâhil olmam gerektiğini anlamaya çalışıyorum.
If you're gonna come after me for the murder, you have to go after Peter at the same time because we were together that night. "
Beni bu cinayetten suçlayacaksanız Peter'ı da suçlamalısınız çünkü o gece beraberdik. "
to you too 24
to your 24
to your positions 16
to your knowledge 54
to your health 109
to your left 71
to your place 20
to your mother 18
to your family 22
to your right 61
to your 24
to your positions 16
to your knowledge 54
to your health 109
to your left 71
to your place 20
to your mother 18
to your family 22
to your right 61
to your father 32
to yourself 36
you know 156049
you know what 23733
you see 13602
you will be 199
you got this 563
young 1055
you got it 4932
youtube 39
to yourself 36
you know 156049
you know what 23733
you see 13602
you will be 199
you got this 563
young 1055
you got it 4932
youtube 39
you can do it 1412
you suck 398
your 1839
you bitch 789
you okay 9168
you're cute 195
your phone 169
your honor 7894
yourself 387
your own 34
you suck 398
your 1839
you bitch 789
you okay 9168
you're cute 195
your phone 169
your honor 7894
yourself 387
your own 34
yours 1007
your hat 64
you know that 5741
you tell 24
youn 21
younger 104
you're welcome 5601
you are 6060
you got a pen 63
your full name 16
your hat 64
you know that 5741
you tell 24
youn 21
younger 104
you're welcome 5601
you are 6060
you got a pen 63
your full name 16