Vanity fair traducir turco
165 traducción paralela
They say there's a very interesting musical show at the Vanity Fair, sir.
Vanity Fair'de ilginç bir müzikalin olduğunu söylüyorlar.
- Vanity Fair.
- Vanity Fair.
His picture was in Vanity Fair.
Vanity Fair'de resmi vardı.
It's not insanity, says Vanity Fair.
Hiç de delilik değil, magazin dergisinde öyle yazıyor.
In fact, no one dining here has not been in Vanity Fair except you.
Aslında, sen hariç, yemeğe gelen herkes Vanity Fair dergisinde çıktı.
He was in my cooking class at the Bremen Institute in Buffalo, where he proceeded to steal my veal and get a very favourable mention in Vanity Fair, thank you very much!
Sağ olsun, tariflerimi çalıp Vanity Fuar'ında reklamını yaptığı sırada Buffalo'daki Bremen Enstitüsü'nde aşçılık derslerine katılıyordu.
We're going to blow Vanity Fair out of the fucking water, darling.
Vanity Fair'i battığı çamurdan çıkaracağız hayatım.
Now he's doing celebrity profiles for Vanity Fair.
Şimdi Vanity Fair'de ünlüler hakkında yazıyor.
Personal trainer? Very nice.
Vanity Fair dergisine abonesin.
I want a commercial in the middle of the Academy Awards, and I want a 10-page layout in Vanity Fair.
Vaity Fair'de, 10 sayfalık bir reklam istiyorum. İşte...
It may contain vulgar material. So does Vanity Fair, Esquire, Vogue. More sex.
Müstehcen materyale yer verebilirler ama aynı şeyi "Fair", "Esquire" ve "Vogue" dergileri de yapıyor.
I'm losing my power base, I'm over a barrel, like you at that Vanity Fair charity hoedown.
İktidar gücümü kaybediyorum, bir fıçının üstündeyim. Senin Vanity Fair hayır gecesinde olduğun gibi.
Royalties rolling in, articles about you in Vanity Fair, the Times...
Asiller gelecek, Vanity Fair ve Times dergilerinde seninle ilgili makaleler olacak.
George Wayne, Vanity Fair, writer.
George Wayne, Vanity Fair, yazar.
- "Vanity Fair." - Unless it's "Vanity Fair."
- "Vanity Fair." - "Vanity Fair" olmadığı sürece.
Women's tennis, in particular, has become so fashionable that it will be the subject of a "Vanity Fair" piece shot by none other than that elusive, brilliant, and so branche prince of contemporary photography, Bruce Taylor.
Moda dünyasının ilgi gösterdiği bayan tenis turnuvalarının çekimlerini fotoğrafçılığın parlak zekalı ve anlaşılmaz prensi Bruce Taylor yapacak.
I'm looking for something like the spread in last month's Vanity Fair.
Son ayların Vanity Fair indeki gibi yayılmış birşey arıyorum.
I want "Vanity Fair", Carson Daly, "People", "Teen People", NSYNC...
Vanity Fair'in, Carson Daily'nin, People'ın Teen People'ın In Stile'ın, N'Sync'in gelmesini istiyorum.
Hey, buddy,... if I hadn't read that article in Vanity Fair on anger management,... I'd put away this guava - mango-broccoli smoothie...
Hey, ahbap, eğer öfke yönetimiyle alakalı Kibirli Adaletteki makaleyi okumamış olsadım, bu tatlı içeceği yerine koyup
I now have all these ideas, and they came from me... not from Vanity Fair or my mother.
Kafamda birçok fikir var. Bunların kaynağı benim. Ne Vanity Fair, ne de annem.
For instance, I could tell you that what you think of as your personality... is nothing but a collection of Vanity Fairarticles.
Mesela sana senin kişiliğin olduğunu düşündüğün şeylerin... bir dizi Vanity Fair makalesinden başka birşey olmadığını söyleyebilirim.
I need your research proposal or a Vanity Fair, if you have one.
Araştırma önerini, ya da, eğer varsa, bir moda dergisi bekliyorum.
Have you seen Samantha? "Vanity Fair" doesn't have a table.
Vanity Fair'in masası yok.
I read in Vanity Fair... that time of death could never be exact.
Vanity Fair dergisi ölüm saatinin kesin olarak belirlenemeyeceğini yazmıştı.
copies of "Vanity Fair," "Maxim" and "Rolling Stone," as well as various motorcycle and fitness magazines.
"Vanity Fair," "Maxim" ve "Rolling Stone" dergileri, motosiklet ve vücut geliştirme dergileri de dâhildi.
Hey, Jake, you know who wrote "Vanity Fair"?
Jake "Vanity Fair"'i kim yazdı?
- l read an article in Vanity Fair.
- Vanity Fair'de bir makale okudum.
One of them was in Vanity Fair.
Bir tanesi Vanity Fair'de oynadı.
I figured Brown was a little Vanity Fair for my taste, and now I'm considering the Sorbonne.
Brown'un benim için Vanity Fair olduğunu sandım ve şimdi Sorbonne'un öyle olduğunu düşünüyorum.
This is my second day at this... facacta office, and my good friend... the features editor at Vanity Fair...
Bu anasını... bürodaki ikinci günüm ve "Vanity Fair" deki moda editörü arkadaşım...
Or that actors use before they're half-naked on the cover of Vanity Fair.
Ya da oyuncuların Vanity Fair'e yarı çıplak poz vermeden önce içtikleri şey.
It just takes a while to go from sandwich ads and dog shows to Vanity Fair covers.
Sandviç reklamları ve kopek şovlarını aşmam biraz zaman alıcak. Bu tip şeyler bir gece olmaz.
TIME Magazine, Vanity Fair?
TIME Magazine, Vanity Fair?
I figured Brown was a little "Vanity Fair" for my taste.
Brown'un benim zevklerime hitap etmediğini gördüm.
Three DVDs, the express issue of Vanity Fair,
3 DVD, Vanity Fair'in özel sayısı,
Vanity Fair's now confirmed for the 19 th. Definite.
"Vanity Fair" 19. olarak doğruladı.
Vanity Fair needs 2 more hours tomorrow.
"Vanity Fair" yarın için 2 saat istiyor.
It's everywhere, the cover of Premiere, Vanity Fair.
Her yerde ; galada, Vanity Fair'de.
I saw a dress made out of credit cards in Vanity Fair a couple of years ago.
Vanity Fair'de kredi kartlarından yapılmış bir elbise görmüştüm.
Oh, well... I wanna work for somewhere like The New Yorker or Vanity Fair.
New Yorker veya Vanity Fair için çalışmak istiyorum.
What very Kate Moss pre-Vanity Fair cover.
Aynı Kate Moss'un Vanity Fair'in kapağına çıkmadan önceki gibi.
- How about this? - Are you kidding me? A freckled, half-naked Lindsay Lohan on the cover of Vanity Fair?
Çiçeklerini mi saklıyorsun?
- - "People reads various stories on'Vanity Fair'or'Copycat'but nobody thinks effect on persons to whom is happening."
"Herkes okur,'Vanity Fair've'Copy-Cat'hikayelerinin hepsini okur ama kimse insanlar üzerinde nasıI bir etkinin oluştuğunu düşünmez."
And a quick Google check reveals that Norman Phipps is a contributor to Vanity Fair.
İnternet'te yaptığım ufak bir arama ise Norman Phipps'in, Vanity Fair dergisiyle bağlantılı olduğunu gösteriyor.
I'm choking with empathy. He served me up to the Vanity Fair reporter, he brought it on himself.
Kendimi onun yerine koyunca boğulacak gibi oluyorum ama o başlattı.
There was a whole article about it in "Vanity Fair." The one with the "Crisis in Africa" cover.
Kapağında "Afrika'da Kriz" yazan Vannity Fair dergisinde bununla ilgili koca bir makale vardı.
And Vanity Fair called again ; they want to know where the photos are for the...
Vanity Fair'den yine aradılar. Fotoğraflar nerede kaldı, diyorlar.
Yeah, your picture was in vanity fair.
Evet fotoğrafınız "Moda Dünyası" dergisinde çıkmıştı.
Internet has decimated our classified section and we have some reporters here who only file a couple times a year.
Internet bizim gizli bölümümüzü kırıp geçirdi... ve burada bazı muhabirler... yılda sadece birkaç haber yapıyor. Biz "Vanity Fair" dergisi değiliz.
- One leg feels shorter than the other. This is gonna be the Vanity Fair paper-cut incident all over again, isn't it?
- Vanity Fair dergisiyle elini kestiğinde de böyle yapmıştın.
"VANITY FAIR", "ESQUIRE" "GQ".
Vanity Fair, Esquire, CQ...
fair 232
fairy 82
fairfax 20
fairly 18
fairies 31
fairbanks 24
fair enough 1495
fairy dust 16
fair point 106
fairness 20
fairy 82
fairfax 20
fairly 18
fairies 31
fairbanks 24
fair enough 1495
fairy dust 16
fair point 106
fairness 20
fair lady 16
fair and square 46
fairy tales 18
fair play 60
fairy godmother 19
fair warning 60
fair is fair 49
fair maiden 16
fair dos 19
fair's fair 26
fair and square 46
fairy tales 18
fair play 60
fairy godmother 19
fair warning 60
fair is fair 49
fair maiden 16
fair dos 19
fair's fair 26