Ve traducir turco
2,863,031 traducción paralela
Go now and kill.
Gidin ve öldürün.
"And I'd know if my goat was in love with you."
Ve keçim sana aşık olsaydı, bilirdim.
But what am I supposed to do when I find my goat laying on its side in the field, fucked within an inch of its life and a naked man with blood and straw all over his peck?
Keçimi, tarlanın ona ait olan tarafında kamışı kan ve samanla sıvanmış çıplak bir adam tarafından fena halde becerilirken görünce ne yapacaktım?
More ale for me and my cousin Kob!
Bana ve kuzenim Kob'a bira.
No, it all comes down to the families and the houses, doesn't it?
Hayır, her şey aileler ve haneler yüzünden, öyle değil mi?
And they're not even the worst.
Ve en kötüsü onlar bile değil.
Contents : 26 dollars in ones and fives.
İçindekiler : beşlik ve birliklerden oluşan 26 dolar.
1 technical pen and 1 necklace.
1 adet uçlu kalem ve 1 adet kolye.
It's the wife's birthday. I... forgot to get her something.
Bugün eşimin doğum günü ve ona bir şey almayı unutmuşum.
Gotta say, though, it hurt a little - you being back in Motor City - and not looking me up.
Bunu söylemek biraz acı verse de Motor şehrine dönüyorsun ve benimle hiç iletişime geçmiyorsun.
Something we've been waiting to give you until you were old enough.
Sen yeterince büyüyene kadar sana vermeyi beklediğimiz bir şey
- And believe me when I tell you, that "crazy" just might be the new normal.
- Ve bu delice şeyin daha sonrasında normal olabileceğini söylediğimde şaşırma.
Four years, you've been gone. Please tell me you didn't come home just to jump off the roof of my house.
Sen gideli 4 yıl oldu lütfen dönme sebebinin sadece çatımdan kendini atmak olduğunu söyleme.
Yeah, and I'm here to tell you that seeing is definitely not believing.
Evet ve bunun kesinlikle inanılamaz bir şey olduğunu sana söylüyorum.
I've been dying to get back on the field.
Sahalara dönmek için sabırsızlanıyorum.
And he is gone.
Ve gider.
And I know it sounds crazy, but... what if the most amazing thing it can do is lead me to some answers?
Ve kulağa delice geldiğini biliyorum ama ya beni birkaç cevaba götürebilecek en önemli şey buysa?
I know, I know, I've failed my city.
Biliyorum, biliyorum. Şehrimi hayal kırıklığına uğrattım.
Just me and my fern, or your fern, though, let's be honest - I'm the one who waters it.
Sadece ben ve eğreltiotum var. Veya senin eğreltiotun gerçi dürüst olmak gerekirse onu sulayan kişi benim.
What we've seen her do is not possible.
Yaptığını gördüğümüz şeyler de mümkün değil.
Show up at my father's house, and you're gonna get a really good idea of what it's like to be disemboweled by a lion.
Babamın evine tekrar gelin ve bir aslan tarafından karnınızın deşilmesinin ne kadar iyi bir fikir olduğunu görün.
I need you to help me find out where this came from, how I got it, who gave it to me.
Bunun nereden geldiğini, elime nasıl geçtiğini ve bana kimin verdiğini bulmam için yardımınız lazım.
It's in M-Changa Province, which is in -... Africa? You took me to Africa?
Burası M'Changa ili ve Afrika'da bulunan mı?
Zambesi may be nothing but ash and cinder, but it is still my home, still my secret obligation... - to protect it.
Zambesi'de kül ve kordan başka bir şey olmayabilir ama hâlâ benim evim ve onu korumak hâlâ benim gizli sorumluluğum.
Unfortunately, it also bonded with you, and there's only one way to sever that connection.
Ne yazık ki sana bağlanmış durumda ve bağlantıyı kesmenin tek bir yolu var.
We've only just been reunited, but my first obligation is to Zambesi.
Daha yeni bir araya gelmiş olabiliriz ama ilk sorumluluğum Zambesi'ye karşı.
She knew she had to put as much distance between your sister and the totem, and you.
Seni ve totemi kardeşinden uzak tutması gerektiğini biliyordu.
I've heard about sisters always stealing the younger ones'stuff.
Ablaların daima küçük kardeşlerinin eşyalarını çaldığını duymuştum.
I've stolen nothing.
Ben bir şey çalmadım.
I've merely reclaimed what was always mine by right.
Daima hakkım olan bir şeyi geri aldım sadece.
What've you done?
Ne yaptın sen?
My whole life... I thought if I knew where I came from, I'd learn where I was going, what my purpose in life is.
Tüm hayatım boyunca nereden geldiğimi öğrenebilirsem nereye doğru gittiğimi ve hayattaki amacımı da öğrenebileceğimi sanmıştım.
I know he seems cold and off-putting, but once you get to know him... Well, then he is definitely cold and off-putting.
Soğuk ve itici göründüğünü biliyorum ama onu tanıdıkça kesinlikle soğuk ve itici biri.
Were you and Felicity separated at birth?
Sen ve Felicity doğuştan ayrılan kardeşler miydiniz?
I'm takin'that fancy purse of yours... and your ring... and that necklace.
Çantanı istiyorum, yüzüğünü ve kolyeni de.
- Like the Arrow and the Flash.
- Arrow ve Flash gibi.
- And this city is full of them.
- Ve şehir onlardan kaynıyor.
If it makes you feel any better, I'm not doing this on some huge scale Like the Arrow and the Flash.
Eğer iyi hissedeceksen, bunu Arrow ve Flash gibi büyük ölçüde yapmıyorum.
When he gets back, tell him that Mari McCabe also made it back from Africa and she wants to have a very pointed conversation with him.
Döndüğünde, Mari McCabe'in Afrika'dan geri döndüğünü ve onunla çok tesirli bir konuşma yapacağımızı söyle.
Could you give me an overview, like... pretend I've never taken a class before?
Bana kısaca bir tanıtım yapabilir misiniz, mesela daha önce ders almamışım gibi.
its genes, which drive its instincts, its ecology - how its environment spurs its activity, and its evolution.
İçgüdülerini yönlendiren, genleri. Ekolojisi - Çevresinin eylemlerini nasıl kışkırttığı ve evrimini.
And I wanna run and jump and do all the things gorillas do...
Koşmak, zıplamak ve tüm gorillerin yaptığı şeyleri...
I've just never seen one up close before.
Daha önce hiç bu kadar yakın olmamıştım.
Between deforestation and poachers gorillas have fewer and fewer safe havens in the world.
Dünyadaki güvenli bölgelerde ormansız ve kaçak avcılar arasında goriller azaldıkça azaldı.
Caesar and many animals here aren't exactly... legal.
Caesar ve birçok hayvan burada tam olarak yasal değiller.
You'd've called the loony bin before I'd sat down.
Daha yere inmeden akıl hastanesini arardın.
I've been having trouble controlling the Ashes.
Asheleri kontrol etmekte sorun yaşıyorum.
I thought spending time with Caesar and the others would help.
Caesar ve diğerleriyle vakit geçirmenin yardımcı olacağını düşündüm.
I'm so glad you've come around my way of thinking.
Benim düşünce tarzımın yakınına geldiğiniz için çok memnun oldum.
I've got this one.
Bu sefer ki benim.
I've had this thing since I was 10.
10 yaşımdan beri bu şeye sahibim.