English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / inglés → turco / [ W ] / Wait for it

Wait for it traducir turco

2,431 traducción paralela
So, couldn't wait for it, had to come into the desert, and that is why I'm washing my shirt quite regularly in, er... my allowance of water.
Bu yüzden, onu bekleyemedim, çöle gelmek zorundaydım İşte bu yüzden tişörtümü devamlı yıkıyorum. Fazladan suyum ile.
Wait for it to sync and...
Senkronize olmalarını beklersin ve...
Wait for it. "
Bekleyin. "
Wait for it.
Bekle.
- All right, show's over! - Wait for it...
Tamam, gösteri bitti.
Because we got three million Euros in the back of a car that we hired and we've got to wait for it to get here, haven't we?
Çünkü kiraladığımız bir arabanın bagajında üç milyon euromuz var ve buraya gelene kadar beklememiz gerekmez mi?
Wait for it...
Bekle biraz...
Wait for it.
Durun.
So I confirmed that Eleanor Artega played a private event the night that she was murdered, apparently celebrating the, uh, recent purchase by a collector of a, uh... Wait for it...
Eleanor Artega'nın öldürüldüğü gece özel bir gösteride çaldığını doğruladım görünüşe bakılırsa bir koleksiyoncu tarafından yeni satın alınan bekle biraz...
Wait for it.
- Ahanda geliyor.
And the best part. Wait for it... It was coming from the sprinklers.
En iyi kısmı da, hazır olun kan fıskiyelerden geliyordu.
Wait for it.
Az bekle.
Um- - wait for it.
Bekleyin.
Can I get a copy of that picture that you took with my family or should I just wait for it to show up above the fireplace?
Ailemle çekildiğin fotoğrafın bir kopyasını alabilir miyim? Yoksa şöminenin üzerine koyana kadar beklemem mi gerekecek?
Don't wait for it.
Israr etme.
Saving and wait for it...
Kaydediyorum, bekle...
Wait for it.
İzle.
And according to F.I.D., the net weight of the uncut heroin collected at your shootout today would have cost the dealers approximately - - wait for it - - $ 50,000.
F.I.D.'ye göre, sizin bugün çatışmaya girdiğiniz yerden alınan işlenmemiş eroinin piyasa değeri--bekleyin--- - yaklaşık $ 50,000.
- Wait for it. Wait for- - There it is.
Bekle. bek...
- Oh, wait for it.
- Bekle şimdi.
Wait for it.
- Bekle bak.
Wait for it. Let the beat drop.
Bekle, ritmi çek içine.
Wait for it.
Bekleyin.
We've got to wait for the lion to make the kill and it's got to be at a time when we can still come out early morning and still have enough light to film them on the kill.
Aslanın avlanması için beklemek zorundayız ve bu bizim ortaya çıkabileceğimiz ve onları kayda alabileceğimiz zaman olmalı.
She had just found the video. She couldn't wait to play it for me.
Videoyu bulmuştu ve benimle oyun oynamak için sabırsızlanıyordu.
" Wait for it, girls.
" Bekleyin, kızlar.
And if you wait for the day when your parent comes to you and says, "i can't take care of myself," it's never gonna happen.
Çıkıp da ailenin "Biz kendimize bakamıyoruz" demesini beklersen asla öyle bir şey olmayacaktır.
I'll wait for you, to sew it.
Bunu dikmen için bekleyeceğim.
It would be better to wait for King Robert's return.
Kral Robert'ın dönüşünü beklememiz iyi olacaktır.
I remember this incident is in third grade, when I happened prisoners are not caught it yet... but why would hold that Mr. glaciers reported... wait for the next... this day is... is this really the end of which is Mr. Hill hit and run accident the night before
Bu hırsızlık, yanlış hatırlamıyorsam ben daha 3. sınıfa gidiyordum. Failin hâlâ yakalanamamış olması lazım. Peki Hikawa-san bu yazıyı neden yanında taşıyor ki?
If I have to wait for him to brief me on Sparrow, then I think it'll be too late.
Beni Atmaca'yla ilgili bilgilendirmesini beklersem çok geç olabilir.
Why don't we wait for Lavinia, and then we can all talk about it?
Neden Lavinia'yı bekleyip bunu beraber konuşmuyoruz?
We'd have to wait for about 5 days for them to return but doctor, if we wait for five days don't you think edema would set in and complicate it further?
Yaklaşık 5 gün onları beklemek zorundayız. fakat doktor bey, onları beş gün daha beklersek ödem yayılır ve bu durumu dahada zorlaştırır?
Let's wait for a bit, it's safe here.
Biraz bekleyelim, burası güvenli.
I am gonna wait for Zeke to realize that he's not a wizard when his magic act fails. And it'll be hilarious for all of us.
Zeke'in hiç bir şey yapamayıp büyücü olmadığını fark edene kadar bekleyeceğim ve sonra hepimiz çok güleceğiz.
Oh, I think it can wait until it's your turn for a cross-examine, Mr. Canning.
Sizin çapraz sorgulama sıranıza kadar bekleyebiliriz...
If you think it's too loud, you can wait for me outside.
Çok gürültülü geldiyse beni dışarıda bekleyebilirsin.
Gavin could only wait for them to return. This is quite frustrating really,'cause it doesn't matter how much experience you've got, with something like this, filming from the boat was too wobbly and working off a platform, you're literally stuck in one place in the hope that they'll come within sight.
Gerçekten çok sinir bozucu çünkü ne kadar tecrübeniz olursa olsun sallanan bir kayıkta ya da sabit bir platformda tıkılmışken tek yapabileceğiniz kadraja girmelerini dilemek.
You can use my energy for the best of the group right now, or you can wait till I crash down off this high and it's gonna be two weeks of recovery for me.
- Enerjimi kullanabilirsin Ya da 2 hafta böyle bekleriz Bir hafta daha olabilir
So wait, they're gonna fence all that stuff and then pay us for it?
Bir dakika, önce o malları okutacaklar sonra mı bize para verecekler?
We can stand here and discuss it and just wait for them, or we can discuss this at Verd Agra when the product is secure.
Burada kalıp bunu tartışarak onların bizi yakalamasını bekleyemeyiz, bunu Verd Agra'ya dönünce tartışabiliriz, yani ürün güvende olunca.
Well, if it's okay with you, I'm gonna, uh, wait here for Dr. Isles, all right?
Sorun olmayacaksa ben burada Dr. Isles'le beraber kalmak istiyorum.
Play it cool, and wait for the other offers to roll in during senior year.
Heyecanlanmayın ve diğer tekliflerin gelmesini bekleyin.
Erry, I get it. This isn't a Disney movie! Wait, I've been in abstinence for 40 years, Hernione.
Erry, anladım Bu Disney filmi değil 40 yıldır burdayım Hernione.
You're here because for once, you're the one in the happy relationship, and you just couldn't wait to rub my face in it.
Çünkü ilk defa mutlu bir ilişkisi olan sensin ve bunu yüzüme vurmak için bekleyemedin.
We'll wait for the water to rise and float up to it.
Suyun yükselmesini bekleyip oraya yüzebiliriz.
You know, it's customary to wait for someone to say, "Come in" before you actually come in.
İçeri girmeden önce birinin'gel'demesi adettendir.
J, you need to hold off on the Matty chitchat and wait for him to do it.
Matty ile konuşma meselesini ertelemeli ve bunu onun yapmasını beklemelisin J.
I can't wait to... Jimmy, for the love of God, stop it!
Jimmy, Allah aşkına kes şunu!
Okay, I-l was going to wait until we got home for this. But now I think it's something everyone's gonna enjoy. Guys -
Tamam, eve gidince gösterecektim ama bence herkesin hoşuna gidecek.
So I'm just supposed to sit here and wait for you guys to have a fight so I can settle it?
Ne yani, burada sadece ikiniz kavga edince kavgayı yatıştırmak için mi bekliyorum?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]