Wait for me traducir turco
6,137 traducción paralela
Mr Henshaw, take her to the apprentice house and wait for me there, please.
Bay Henshaw, onu çırakhaneye götürüp beni bekle lütfen.
You just have to wait for me to come back!
Sadece benim geri dönmemi beklemen gerekiyor!
And tell him to wait for me.
Ve beni beklemesini söyle.
Wait for me at the bridge, pick up the tickets there.
Köprüde beni bekle, biletleri oradan alacaksın.
- Wait for me.
- Orada bekle.
Wait for me.
beni bekle.
Wait for me.
- Beni bekle.
Wait for me!
Beni bekle!
So Jerry, why don't you wait for me out on the terrace, while I get us some wine and smother the children.
Jerry, sen terasta beni bekle ben de çocukları öldürüp şarap getireyim.
Wait for me
Beni bekle
Go out and wait for me.
Dışarı çık ve beni bekle.
Um, yeah... uh, don't wait for me, I'll catch up.
Şey... Beni beklemeyin. Ben size yetişirim.
Wait for me, alright?
Beni bekle, tamam mı?
Go back and wait for me.
Geri dön ve beni bekle.
- Wait for me there?
- Orada görüşelim.
Wait for me at Cafe Gondry down the street?
Aşağı caddedeki Kafe Condry'de beni bekle.
Wait for me downstairs...
Beni merdivenlerde bekleyin.
And, I'll give her my bone marrow, so wait for me, In Hye.
Ona iliğimi vereceğim o yüzden bekle beni In Hye.
Hey, wait for me!
Bekle beni!
To recieve medication, wait for me.
Tedaviyi kabul et ve beni bekle.
Pay back your debt with this and wait for me there
Bununla borcunu ödeyip beni orada bekleyin.
Circus of the Sun run it and Wait for me
Güneşin sirki miydi neydi. İşleri halledip beni beklersin.
I'll be right there. - Wait for me.
- Hemen geliyorum, bekle beni.
Wait for me outside, please.
- Beni dışarıda bekle lütfen.
Would you wait for me a minute?
Bir dakika bekler misiniz?
Don't wait for me.
Beni beklemeyin.
Wait for me in the kitchen.
Beni mutfakta bekle.
Wait for me.
Beni bekle.
Cat, look, just wait for me.
Cat, beni bekle.
You wait for me in the bedroom, bitch.
- Yatak odasında bekle beni şıllık.
Wait for me
Bekle beni.
Would you like your security detail to take you to the office, or do you want to wait for me here?
Korumalarının seni ofise götürmesini mi istersin? Yoksa burada mı bekleyeceksin?
- And wait for me right outside. - Hey!
Beni de hemen dışarıda bekle.
Wait for me!
Beni bekleyin!
- Saga, Wait for me downstairs?
- Saga, hâlâ aşağıda bekliyor musun?
I tried calling the FBI, but Agent Moretti wasn't there, and I couldn't just wait around for her to call me back.
FBI'yı aramaya çalıştım ama ajan Moretti yoktu. Beni geri araması için de öylece oturup bekleyemedim.
I'm not gonna wait for a fucking drunk Mike... to come over here and kill me.
Oturup da sikik ayyaş bir Mike gelsin ve beni öldürsün diye beklemeyeceğim.
There's nothing for me to do at home except to wait for the stork... and for you.
Evde durup da beklemekten başka yapacak bir şeyim yok. Bir leyleği, bir de seni bekliyorum.
You can't make me wait all night for it.
Beni bütün gece bunun için bekletemezsin.
I did everything I could to keep Rayna happy, and she was happy for a long time, but I saw the writing on the wall, and I didn't wait for my wife to pack her bags and abandon me like yours did.
Onunla anlaşma imzaladık. Popstar yarışmasını ikinci olarak bitirdi. - Yetenek yarışması.
Could you wait here for me?
Burada beni bekleyebilir misin?
That Abu Musa... he can't wait for the Jews to kill me and Ibrahim.
Abu Musa'nın, Yahudilerin... beni ve İbrahim'i öldürmeleri için bekleyemediğini mi.
Will you wait inside for me a moment, please?
İçeride bir dakika beni bekler misin? Teşekkürler.
Wait for her to forgive me, and see...
Beni affetmesi için bekledim. Görüyorsun...
Look, if we wait too long, the bartender who thinks I'm cute and trades me drinks for hugs is gonna be gone, and then the girl bartender's gonna be there.
Bak çok beklersek, benim tatlı olduğumu düşünen ve sarılmam karşılığında içki ısmarlayan barmen gidecek, ve barmaid gelecek.
It can wait a couple more hours for me.
Benim için bir iki saat daha bekleyebilir.
Wait for me in the car.
Arabada bekle beni.
Wait. When you came looking for me, I suddenly became that scared teenage girl again.
Beni aramaya geldiğinde yeniden o korkmuş genç kıza dönüverdim.
You know, how many times did she help me with my math homework when I had to wait at the station for you?
Seni karakolda beklemem gerektiği zamanlarda matematik ödevlerime kaç kez yardım ettiğini biliyor musun?
Wait for you to give me the news?
Bana anlatmanı mı beklemeliyim?
Do I have to wait for Tao to look at this computer, or can you access this woman's search history for me?
Bilgisayara bakması için Tao'yu beklemek zorunda mıyım? Yoksa sen kadının arama kayıtlarına ulaşabilir misin?
wait for me there 44
wait for me outside 32
wait for me here 97
wait for it 485
wait for what 83
wait for us 65
wait for him 18
wait for my signal 56
wait for my command 17
wait for my call 34
wait for me outside 32
wait for me here 97
wait for it 485
wait for what 83
wait for us 65
wait for him 18
wait for my signal 56
wait for my command 17
wait for my call 34
wait for backup 24
for me 3075
for men 33
for me too 49
mexico 335
metro 61
merci 624
menu 31
melanie 499
merida 43
for me 3075
for men 33
for me too 49
mexico 335
metro 61
merci 624
menu 31
melanie 499
merida 43