We'll get together traducir turco
565 traducción paralela
We'll get together sometime.
Bir ara görüşürüz.
I'll get my trade goods. We can go ashore together.
Takas eşyamı alayım, birlikte çıkalım.
You get that fire ready, and I'll give ya a match and we'll get the sticks together.
Önce çalıları topla. Kibrit benden.
Get good wages out there and put it all together, and we'll be all right. Good wages?
İyi maaş alıp, biriktirirsek kendimizi kurtarırız.
We'll get together soon.
Yakında görüşeceğiz.
That the only way we'll make it is to get together a big herd.
Başarabilmemizin tek yolu tek bir büyük sürü yapmak.
- We'll get some men together and...
- Birkaç adam alacağız ve...
We'll get on well together in that case.
Bu durumda iyi geçiniriz.
I'll bring my bodies from the attic and you get yours from the cellar and we'll get them all together, and we'll send them to Happy Dale.
Ben tavan arasındaki cesetleri getireyim, siz kilerdekileri çıkarın... sonra hepsini beraber Mutluluklar Vadisi'ne yollayalım.
- Well, in that case... we'll have time for a little get-together.
- O halde, bu durumda ufak bir parti için zamanımız olacaktır.
We'll certainly have to get together soon.
Eminim yine görüşeceğiz.
That'll give you a chance to pull yourself together and powder your nose before we get out.
Kendini toplaman için biraz fırsatın olur.
We'll all have to get together at Butch's. Fine.
Butch'da toplansak iyi olur.
We'll get all our old friends together.
Biz hep birlikte başladık.
Perhaps it will stay together long enough for us to get to Rancocas. Yes, we'll get an early start.
Arabayı erken alabilmek için epey konuşmam gerekti.
We'll discuss them later when we get down to working out something practical together.
Bunları daha sonra tartışırız. Beraberce işe yarar bir şeyler ortaya çıkardığımız zaman.
We'll get jobs, maybe together.
İş buluruz. Belki birlikte çalışırız.
We'll get the works committee together for a start.
Başlangıç olarak komiteyi toplayacağız.
Get the feel of things, and then we'll get together.
- Profesör bunları düşündükten sonra tekrar buluşacağız
Tonight we'll have a little get-together.
Bu gece bir eğlence düzenleyeceğiz.
Yes, of course, we'll get together.
Evet, elbette buluşabiliriz.
Tell you what, we'll all get together here tonight and figure out something.
Sana ne diyeceğim, akşam burada toplanıp yapacak birşeyler bulalım.
So, on Saturday, we'll get together and go into town for our supplies.
Cumartesi buluşup hep birlikte erzak almaya gideceğiz.
You'll be coming on the boat and in Africa we'll get together and...
Sen gemiyle geleceksin, Afrika'da bir araya geleceğiz ve -
We'll get caught if we're together.
- Peki ya sen? Beraber olursak yakalanırız.
We'll get the carriage back, but we'll get it back together.
Arabayı geri alacağız, ama birlikte geri alacağız.
Eventually we'll get together.
Sonunda beraber oluruz.
I'll get all the information. We'll do it together.
Beraber yaparız.
Sure. We'll get together again.
- Oh, tabii, elbette.
We'll get together once a year regularly, like the Ziegfeld girls.
Ziegfeld kızları gibi yılda bir kere düzenli olarak bir araya geliriz.
After your malevolent friend Vandamm takes off tonight we'll get together and do a lot of apologizing to each other, in private.
Kötü yürekli arkadaşın Vandamm bu gece gittikten sonra... biraraya gelip baş başa birbirimizden bol bol özür dileriz.
I'm willing to admit that I've been letting the government down a little lately, I haven't been taking any relief or unemployment insurance but I'm willing to let bygones be bygones. We'll get together sometime.
Kötü niyetli adamları geri püskürten, her türlü resmi ve mali zorluğu atlatan, zorlukların üstesinden gelen küçük bir koloninin küçük bir yerleşimin tarihini dinledik.
We'll have to get together very soon and sort out the details.
Pek yakında yeniden bir araya gelip ayrıntıları konuşuruz.
And you'll get old, I'll be old and we'll sit here together, you and I. And we'll drink and we'll eat and we'll unbutton the tops of our trousers and we'll take a nap, right here, side by side, a little nap.
Sen yaşlanırsın, ben yaşlanırım burada otururuz ikimiz yeriz, içeriz pantalonlarımızın üst düğmelerini açarız şöyle bir kestiririz hemen şurada, yan yana, ufak bir şekerleme.
Together, we'll fight to get over this.
Birlikte bununla savaşabiliriz.
We'll get'em all together in one place and then let them have this.
Hepsini tek bir yerde toplayıp bizimle uğraşmak neymiş, göstereceğiz.
We'll get together again.
Tekrar görüşürüz.
We'll get together in the morning and pick out all the equipment you'll need.
Sabah birlikte gideceğiz ve sana gereken ekipmanları alacağız.
We'll get out together ; you'll be O.K. But first you must...
Buradan beraber kaçacağız ; düzeleceksin. Ama öncelikle yapman gereken...
Although I hardly know Lucia, we'll all get along well together.
Lucia'yı çok az tanısam da hep birlikte gayet iyi geçiniriz.
I think we'll get along together.
sanırım seninle iyi anlaşacağız.
Get the flock together and we'll pluck them.
Sürüyü topla da tüylerini yolalım.
All we know is that once they get together, they'll be able to locate the Hitler treasure.
Tek bildiğimiz ilk kez biraraya gelecekleri ve Hitler'in hazinesinin yerini saptayabilecekleri.
- For the moment. - Well, in that case... we'll have time for a little get-together.
- O halde, bu durumda ufak bir parti için zamanımız olacaktır.
Crazy people always have a nasty effect on me. We'll leave after lunch. - So, get your things together.
Çılgın insanların hep üzerimde iğrenç bir etkisi olur.
And you better get that ten grand together...'cause it's McCord We'll bring in next.
Ve siz en iyisi 10.000 doları hazırlayın çünkü sırada McCord var.
I'll come down to get some air and we'll elope together.
Biraz hava almak için aşağı ineceğim ve o zaman beraber kaçacağız.
- We'll have to get together sometime.
Bir ara mutlaka görüşelim.
THE SUN WAS NOT UP YET We'll get to the city together, and take the train from there. You'd better wait, will you?
GÜNEŞ DAHA DOĞMADAN
You know you and I really should get aquainted from now on we'll be spending a lot of time together.
Sen ve ben birbirimizi tanımalıyız. Bundan sonra, birlikte çok vakit geçireceğiz.
This way you at least get to come to London with us and we'll stay together.
Bu şekilde, en azından bizimle Londra'ya gelirsin ve beraber oluruz.
we'll get through this together 19
we'll get through this 109
we'll get' em 26
we'll get there 126
we'll get you there 19
we'll get her back 25
we'll get through it 33
we'll get by 19
we'll get back to you 40
we'll get started 16
we'll get through this 109
we'll get' em 26
we'll get there 126
we'll get you there 19
we'll get her back 25
we'll get through it 33
we'll get by 19
we'll get back to you 40
we'll get started 16
we'll get it done 28
we'll get him 150
we'll get him back 23
we'll get married 30
we'll get to the bottom of this 23
we'll get right on it 22
we'll get to that 62
we'll get you out 39
we'll get it back 20
we'll get her 17
we'll get him 150
we'll get him back 23
we'll get married 30
we'll get to the bottom of this 23
we'll get right on it 22
we'll get to that 62
we'll get you out 39
we'll get it back 20
we'll get her 17