English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / inglés → turco / [ W ] / We got about

We got about traducir turco

3,224 traducción paralela
We got about two minutes until they're right on top of us.
İki dakika sonra tepemize binerler.
We got about an hour to figure out who really killed Glitch before I get called to the carpet by the chief of detectives.
Glitch'i öldüren gerçek katili bulmamız için yaklaşık 1 saatimiz var Şef Dedektif tarafından aranmadan önce.
We got about 1.6 billion muslims deeply pissed at us.
Bize fena halde kızgın olan yaklaşık 1.6 milyar Müslüman var.
So now we've really got something to worry about'cause he goes out...
Şimdi gerçekten endişe edilecek bir durum var çünkü...
Brad, why did you say, "Now we've really got something to worry about"?
Brad, neden şimdi gerçekten endişe edilecek bir durum olduğunu söyledin?
- We've got to talk about what just happened.
- Az önce olanı konuşmalıyız.
When we do... what we do for good reasons... then we've got nothing to worry about.
İyi sebeplerden ötürü yaptığımı şeyler... o zaman endişelenecek bir şey kalmayacak.
I need to feel comfortable. Trust me, there were so many things your father and I didn't know about each other when we got married.
Babanla evlendiğimizde, birbirimiz hakkımızda bilmediğimiz bir sürü şey vardı.
How many dead bodies we got laying about this morning?
Bu sabah ortalıkta kaç ceset bulduk?
We've got a dead guy in our bathtub and your worried about getting laid on gay hook up sites?
Küvetimizde ölü bir adam var ve siz oturmuş gay sitelerinden nasıl adam düşürürüm onu mu düşünüyorsunuz?
We got to find out everything we can about these Nomads.
Göçebeler hakkında her şeyi öğrenmeliyiz.
Don't worry about that Agent Cameron, we've got it under control, thank you.
Siz onu dert etmeyin Ajan Cameron. Bizim kontrolümüz altında her şey. Sağ olun.
Yeah, listen, I've got about a half an hour before I need to be at the Hawks convention, so can we just talk about this debacle tomorrow?
Evet, dinle, Hawks buluşmasından önce yarım saatim var... bu yüzden, bu meseleyi yarın konuşabilir miyiz?
We just got a call about a jewelry store robbery.
Biraz önce bir mücevher dükkanında soygun olduğu ihbarı aldık.
- Bobby. Bobby, we got nothing to talk about, right?
Bobby, konuşacağımız bir şey yok.
I don't like Taylor any more than you, but if she's got a reason for being here that we don't know about, then that's the way it'll have to stay.
Taylor'u senin kadar ben de sevmiyorum ama eğer bilmediğimiz bir sebepten dolayı buradaysa o zaman bilmememiz gerekir.
May be he got a clue about the money when we were in the dump yard.
Biz çöplükte iken onun para hakkında bilgisi vardı.
I didn't even think about it until we got here.
Buraya gelene kadar aklıma bile gelmemişti.
Even if I wanted to help, we've got strict rules about interfering in another cop's investigation.
Yardım etmek istesem bile kesin kurallarımız var başka polislerin davasına karışmamayla ilgili.
If they're following the speed limits, we've got about 10 minutes before they get here.
Hız sınırını aşmazlarsa, 10 dakikamız var.
Okay, Jimmy, you know what, we got to talk about this later, but I just...
Tamam Jimmy, bunu daha sonra konuşuruz. Bu akşam için bu kadar yeter.
We've got about 300 homeless vets on the streets of Boston.
Boston sokaklarında yaklaşık 300 evsiz gazi asker yaşıyor.
No, um, we just got so carried away in the moment that I didn't think about clothes.
O an kendimizi kaptırmıştık ve ben kıyafeti pek düşünemedim.
We got a 911 call, said something about your boyfriend.
Erkek arkadaşınız hakkında bir şeyler söylenen bir 911 çağrısı aldık.
Uh, we got a call from some carolers about a bad smell coming from that abandoned house on Watson.
Watson'da ki terkedilmiş evden kötü kokular geldiğini söyleyen birileri var.
When we got caught, you only thought about saving yourself, and you weren't defending poor Hallelujah.
Yakalandığımızda, tek düşündüğün şey kedini kurtarmaktı. Bir de Hallelujah'yı savunuyordun.
We've got thousands and thousands of pages of writing, which tell us a lot about what he's thinking about, but there's almost no personal record, interestingly.
Elimizde, fikirlerini anlattığı binlerce sayfa yazı var. ama ilginçtir ki, neredeyse kişisel tek bir kayıt bile yok.
You know, we did talk about setting something up for 9 : 30 this morning, but he never got back to me.
Bu sabah saat 9.30 için plan yaparız diye konuşmuştuk. Ama bir daha dönmedi bana. Belki telefonuna yanlış yazmıştır.
We got Johnson construction down there asking about the permits for the highway.
Otoyolla ilgili izinler için Johnson İnşaat'tan gelmişler.
I mean, think about how much time we'd save if everyone just got straight to the point.
Yani düşünsene, dediğimiz hemen anlaşılsa.. .. kendimize ne kadar çok vakit kalır. Evet.
We've got about an hour to air.
Yayına bir saat kaldı.
We heard some chatter on the wire that Paddy was about to make a big score before he got hit.
Dedikodulara göre Paddy vurulmadan önce son bir büyük hamle daha yapacakmış.
I suppose, as much as anything, when you hear about someone doing that and breaking the rules, it breaks a kind of taboo, and it makes you think, "We're all struggling with the same kinds of problems, " and look at the mess she got into
Sanırım her şey de olduğu gibi birinin böyle bir şey yaptığını ve kuralları çiğnediğini duyunca bir çeşit tabuyu yıkar ve "Hepimiz aynı problemlerle mücadele ediyoruz onun her şey yolundaymış gibi görünmeye çalışıp geldiği hâle bak." diye düşünmenize yol açıyor.
Hey, guys, we got a show starting right about now.
Hey millet, başlamak üzere olan bir gösterimiz var.
Cats have nine lives, and we've seem to have got through about 20 fuckin'lives so far.
Kedilerin 9 canı vardır biz ise en az 20 canımızı harcamışızdır.
Then we got married, and then she suddenly lost interest in everything I really cared about, like my bar, having kids, shaving her pits.
Sonra evlendik, ve aniden ilgi duyduğum şeylere olan bütün merakını yitirdi. Tıpkı barıma, çocuk sahibi olmaya, ve koltuk altını tıraş etmemesi gibi.
I insisted she stop stripping, we got in a huge fight about it, then I ran off to Atlantic City for two days without calling.
Striptizciliği bırakması için ısrar edince büyük bir kavga ettik ve sonra Atlantic City'ye gidip iki gündür aramadım.
I... I slept in until about 6 : 15, and then we got an early breakfast.
6.15'e kadar falan uyudum, sonra erkenden kahvaltı ettik.
We've got about 12 more miles to go, and my car's hurting.
Katedecek 20 km daha var yaklaşık, ve arabamın canı acıyor.
We've got so much to talk about.
Konuşacak o kadar şeyimiz var ki.
She got all judgemental about fashion and stuff, which we both really liked.
Bütün değer yargısı değişti, modayla ve her şeyle alakalı. İkimizin de sevdiği şeylerdi.
She got all judgemental about fashion and stuff, which we both really liked.
İkimizin de sevdiği şeylerdi.
We still got you on possession of an illegal firearm... oh, and resisting arrest, which, with your record, I think is good for about three to six for you.
Yine de yasadışı silah bulundurmadan tutuklamaya direnmekten elimizdesin, ki sabıka kaydınla birlikte sanırım, altı ila üç yıl arası bir ceza alırsan senin açından iyi.
Well, we got an an anonymous call about your criminal record.
Suç kaydınız hakkında bilinmeyen bir telefon aldık.
We got more important things to worry about.
Evet çünkü endişelenecek daha önemli şeyler var.
Now, sometimes we got to think about what's best for Bluebell.
Şimdi, Bazı zamanlar Bluebell için neyin en iyisi olduğunu düşünmek zorundayız.
How about we Tweet I got me a penguin?
Penguen aldığımı yazalım mı?
And we got moves you don't even know about.
Senin haberin bile olmayan hareketlerimiz var.
Looks like she just got dumped by the love of her life, and we're not talking about Chuck or Dan.
Görünüşe göre hayatının aşkı tarafından tekmeyi yedi. Üstelik Chuck ya da Dan'den söz etmiyoruz.
Just about everything we know about him, we got from that brave woman.
Onun hakkında bildiğimiz her şeyi bu cesur kadın sayesinde elde ettik.
Now, we don't know enough about this guy to run a job on him, so we got to find out what we can.
Şimdilik adamı bir oyun kurabilecek kadar iyi tanımıyoruz bu yüzden gidip ne yapabiliriz bir bakalım.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]